Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi önünde toplanan kadınlar üzerinde 'İstanbul Sözleşmesi bizim' yazılı pankart açtı. Ellerinde kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadınların fotoğrafları bulunan kadınlar, İstanbul Sözleşmesi'nin şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi olan tüm kadınları ve kız çocuklarını koruduğunu belirtti. İstanbul Sözleşmesi'nin birlikte yaşayıp yaşamadığına bakılmaksızın, ev içi şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi olan kadınlar başta olmak üzere çocukları, yaşlıları, engellileri, göçmen ve mültecileri, LGBTİ+’ları, kısaca herkesi koruduğunu belirten kadınlar, "İstanbul Sözleşmesi kadınları, çocukları ve ev içi şiddete maruz kalan herkesi, fiziksel şiddetten, taciz ve tecavüz dahil her türlü cinsel şiddetten korur. Hayatlarımızın güvencesi İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz" dedi.
‘Mücadeleden vazgeçmiyoruz’
İstanbul Sözleşmesi'nin kadına yönelik şiddetin insan hakkı ihlali ve ayrımcılık olduğunu kabul ettiğini söyleyen kadınlar, "Sözleşme, şiddetin temelinin cinsiyet eşitsizliği olduğuna işaret eder. Biz kadınlar eşit, özgür, korkusuz yaşamak istiyoruz. Eşitlik mücadelemize tahammül edemeyenler aile deyip, milli değerlerimiz deyip toplumu kadınlara, LGBTİ+’lara karşı düşmanlaştıranlar, şiddetin, katliamın öznesi sizsiniz. Karanlığınıza teslim olmayacağız, yaşamın her alanında kadın mücadelesi ve kadın dayanışması ile eşit ve özgür bir ülkeyi hep beraber kuracağız. İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetin ve ev içi şiddetin ortadan kalkması için devletlerin kapsamlı ve bütüncül politikalar geliştirmesi gerektiğini söyler. Devletlerin şiddeti bitirmek için toplumsal cinsiyet eşitliğini hem yasalarında hem de toplumsal yaşamda hayata geçirmesi gerektiğini belirtir. İstanbul Sözleşmesi’nden de eşitlik mücadelemizden de vazgeçmiyoruz" ifadelerini kullandı. Şiddete uğramış tüm kadınlar için İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasını isteyen kadınlar, "İstanbul Sözleşmesi ekonomik ve psikolojik şiddetten korur. İş yerinde mobbing ve taciz dahil her türlü şiddetten korur. Israrlı takipten korur. Dijital şiddetten korur. Çocukları şiddet dolu evlerde büyümekten korur. İstanbul Sözleşmesi bizim, vazgeçmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi şiddete ilişkin iddia ve şikayetlerin kolluk ve idari makamlar tarafından süratle ve etkin bir şekilde araştırması, şiddete ilişkin iddia ve şikayetlerin yargısal sürecinde kadınların tekrar ayrımcılık ve psikolojik şiddete uğramasının önlenmesi yükümlüğü getirir. Şiddete uğrayan kadınlar gerektiği gibi korunmadığı, şiddet faili erkekler erkek yargı tarafından korunduğu, etkin yargılanmadığı için her gün şiddete uğruyoruz, öldürülüyoruz. Yaşamlarımızın güvencesi İstanbul Sözleşmesi uygulansın istiyoruz" dedi.
Süheyla GÜRÜN
‘Mücadeleden vazgeçmiyoruz’
İstanbul Sözleşmesi'nin kadına yönelik şiddetin insan hakkı ihlali ve ayrımcılık olduğunu kabul ettiğini söyleyen kadınlar, "Sözleşme, şiddetin temelinin cinsiyet eşitsizliği olduğuna işaret eder. Biz kadınlar eşit, özgür, korkusuz yaşamak istiyoruz. Eşitlik mücadelemize tahammül edemeyenler aile deyip, milli değerlerimiz deyip toplumu kadınlara, LGBTİ+’lara karşı düşmanlaştıranlar, şiddetin, katliamın öznesi sizsiniz. Karanlığınıza teslim olmayacağız, yaşamın her alanında kadın mücadelesi ve kadın dayanışması ile eşit ve özgür bir ülkeyi hep beraber kuracağız. İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetin ve ev içi şiddetin ortadan kalkması için devletlerin kapsamlı ve bütüncül politikalar geliştirmesi gerektiğini söyler. Devletlerin şiddeti bitirmek için toplumsal cinsiyet eşitliğini hem yasalarında hem de toplumsal yaşamda hayata geçirmesi gerektiğini belirtir. İstanbul Sözleşmesi’nden de eşitlik mücadelemizden de vazgeçmiyoruz" ifadelerini kullandı. Şiddete uğramış tüm kadınlar için İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasını isteyen kadınlar, "İstanbul Sözleşmesi ekonomik ve psikolojik şiddetten korur. İş yerinde mobbing ve taciz dahil her türlü şiddetten korur. Israrlı takipten korur. Dijital şiddetten korur. Çocukları şiddet dolu evlerde büyümekten korur. İstanbul Sözleşmesi bizim, vazgeçmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi şiddete ilişkin iddia ve şikayetlerin kolluk ve idari makamlar tarafından süratle ve etkin bir şekilde araştırması, şiddete ilişkin iddia ve şikayetlerin yargısal sürecinde kadınların tekrar ayrımcılık ve psikolojik şiddete uğramasının önlenmesi yükümlüğü getirir. Şiddete uğrayan kadınlar gerektiği gibi korunmadığı, şiddet faili erkekler erkek yargı tarafından korunduğu, etkin yargılanmadığı için her gün şiddete uğruyoruz, öldürülüyoruz. Yaşamlarımızın güvencesi İstanbul Sözleşmesi uygulansın istiyoruz" dedi.
Süheyla GÜRÜN