Şair Şükrü Erbaş’ın “Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya” adlı son kitabının 22 Şubat Cumartesi günü imza ve söyleşi günü gerçekleştirildi. Antalya’da bir kafede gerçekleştirilen etkinliğe katılım yoğun oldu
Sıcacık dost sohbetlerinden sonra “Sisler İçindesin Sisler İçindeyim” şiiri ile başlayıp, Fransız şiir duayeni Mallarme’ye ait olan “Bir kitap ne başlar, ne biter; olsa olsa öyle görünür” sözüyle devam eden şair Şükrü Erbaş, “Bir şiir şurada biter diye bir kural yoktur. Onun nerede biteceğine yüreğinizle karar verirsiniz. Bir kelime, bir olay, bir söz sizin içinizde birikir ve coşkun bir sel olup kağıda dökülür. Başarılı bir şiirde ekleyeceğiniz son bir cümle tüm yapıyı yok edebilir, şiirin bittiği yere sezgileriniz karar verir. Zamanın durakları olmadığı gibi yazıyı ilk kağıda düştüğünüz günden sonra onu ancak ölüm bitirir. Oraya kadar yazmaya devam edersin. Tek tek yazdığınız şiirleri, denemeleri ve öyküleri edebiyatın mutfağı olan dergilere gönderirsiniz önce, sonra kitaplarda toplarsınız. Şiire başladığınız günden itibaren ben, şairin döne döne bir şiir yazdığına inanırım. Ben 24 kitap yazdım ama 42 yıldır tek bir şiir yazmaya çalışıyorum. Biz bir yazarın cilt cilt kitaplarını okuruz aslında. Bütün edebiyatçılar, yazarlar, şairler kağıda yazdıkları ilk heceden ölümlerine olan kadar süreçte tek bir eser öğretirler döne döne, yana yana” dedi. Usta şair Şükrü Erbaş’ın, şiir, ahenk, dil işçiliği, okumak, düşünmek ve yazmak ile ilgili birçok konuda biz okurlarıyla, dizeleri aracığıyla uzun yıllar sohbet etmeye devam etmesi ümidiyle.
SİSLER İÇİNDESİN
SİSLER İÇİNDEYİM
Yağmur, yağmur, yağmur...
Tanrı gözyaşı oluyor. Tanrı toprak oluyor.
Tanrı çocuk. Tanrı sarmaşık gülleri
Tanrı keder atlası. Pencerelerin buğusu
Saçlarından yağan bir kadın
Bir ıslak kedi. Gözlerinden asılmış bir adam
Bulutlardan inmiş bir ayrılık fotoğrafı.
Hepimiz bir gizli yalnızız, korku masalıyız
Bir yaralı arzu, yaprak döken sözler
Tanrı dua, tanrı kaygı, tanrı insan
Bir elinde yerler, bir elinde gökler
Sokaklarımıza inen bir sonsuzluk tanrı...
Yağmur, yağmur, yağmur...
Sen geliyorsun. Yol sensin. Işık sensin.
Yağmuru güzelleştiren zülüfler sensin.
Kaldırımlarda terleyen zamanlar sensin.
Kediler yol veriyor, ıhlamurlar dallarını topluyor
Bir çocuk bisikletini unuttu, yağmuru unuttu
Bir kadın üç kez döndü, üç kez kendi ayağına bastı.
Sen geliyorsun. Kalbim boğulacak. Hasret sensin.
Bütün kapılar kavuşma. Bütün sokaklar müjde
Geleceksin. Yağmur yağacak. Ben ağlayacağım
Bunu yazıyorum. Bunu bin kez yazıyorum
Yoksa yalnızlık öldürecek
Yoksa kimseyi sevmeyeceğim.
Yağmur, yağmur, yağmur...
Bağışsın. Zamansın. Arınmasın.
Bütün serçeler, bütün yapraklar, bütün kirpikler
Canımda dönüyor. Sen büyüsün. Odasın. Sokaksın.
Elim ayağım rüzgâr. Ağzım ten masalı.
Bir utanma duygusu. Saçma, ince, güzel.
Sisler içindesin. Sisler içindeyim. Seni seviyorum.
Sonra göğsünden doğan sabah
Sırtının uzun ürpertisi. Topuklarının gökyüzü.
Biz olmasaydık, diyorum, tanrı nasıl sevecekti kendini.
Biz olmasaydık, insan bu kadar güzel olur muydu.
Sen olmasaydın, ben bütün bunları---
ŞÜKRÜ ERBAŞ KİMDİR?
7 Eylül 1953 Yozgat doğumlu. İlk ve ortaokulu Yozgat’ta tamamladı. Yozgat Lisesi, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilimler Bölümü (1978), mezunu. 1972’den itibaren Toprak Mahsulleri Ofisinde memurluk ve yöneticilik yaptı. Edebiyatçılar Derneğinin yönetim ve yürütme kurullarında bulundu, birkaç dönem genel sekreterliğini, bir dönem de genel başkanlığını yaptı. Toprak Mahsulleri Ofisi Eğitim Şubesi Müdürü iken 1998 yılında emekli oldu. 2000’li yılların başlarında Antalya’ya yerleşti. İlk şiiri Varlık dergisinin Şubat 1978 sayısında yer aldı. Daha sonra şiir ve yazıları Yaba, Yarın (yazı kurulu üyesi), Varlık, Türkiye Yazıları, Dönemeç, Yeni Düşün, Gösteri, Oluşum, Bir Yeni Biçem, Cumhuriyet Kitap gibi dergilerde yayımladı. Yolculuk adlı kitabıyla 1987 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülünü, Dicle Üstü Ay Bulanık ile de 1996 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülünü aldı. Edebiyatçılar Derneği (bir dönem başkanı) üyesidir.
HEKİMLER EĞİTİM İÇİN SÖYLEDİ
KAHEV ANKARA TÜRK MÜZİĞİ KOROSU
“YILDIZLARIN ALTINDA”
KONSERİ İLE MÜZİK ZİYAFETİ VERDİ
Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı (KAHEV) Üyesi Dr. Hülya Ceylan Kahraman öncülüğünde bir grup hekim tarafından kurulan KAHEV Ankara Türk Müziği Korosu, ‘Yıldızların Altında’ konserini, değerli sanatkâr Coşkun Açıkgöz şefliğinde, Ankara Yenimahalle Nazım Hikmet Kültür Merkezinde, büyük bir katılımcı topluluğu önünde, geçtiğimiz Cumartesi akşamı gerçekleştirdi.
KAHEV’den konser
Konserin öncesinde dinleyicilere seslenen KAHEV Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Tülin Pınar Eser, KAHEV hakkında bilgilendirmede bulunarak, "Bugün karşınızda yaklaşık 24 bin tane kadın hekimi temsilen konuşuyorum. Ben değil de onlar konuşuyor gibi dinlerseniz çok memnun olurum gerçekten. Bizler, Atatürk’ün gerçekleştirdiği büyük devrimle beraber Türk kadınına, yüzyıllarca sahip olamadığı sosyal ve siyasal haklarının kazandırıldığı günden beri, aydınlanmış bir yolda yürümeye başlamışken artık koşmaya karar vermiş kadın hekimleriz. Bu yolda çok hızlı ilerlediğimizi gördüğümüzde şunu anladık ki gerçekten buna çok ihtiyacımız varmış hepimizin. Sevgiye, imeceyle bir araya gelebilmeye, bir şeyler yapabileceğimizi görmeye çok ihtiyacımız varmış" şeklinde konuştu.
Geliri eğitime
Coşkulu bir şekilde gerçekleştirilen konserde KAHEV Ankara Türk Müziği Korosu, musikimizden seçme eserleri dinleyicilerle buluşturdu. Toplam 2 bin adet bilet satışının yapıldığı konserden elde edilen gelir, eğitim hayatında maddi zorluk yaşayan öğrencilere dağıtılmak üzere KAHEV burs fonuna aktarıldı. Söz konusu gelir ile toplamda 12 öğrencinin bir yıllık bursu karşılanacak. 2 bin bilet satılıyor, 1000 kişilik bir katılımla gerçekleşiyor konser. İnsanlar katılamasa bile destek amacıyla bilet alıyorlar. Bu ne güzel bir duyarlılıktır. Eğitim için kolları sıvayan kadın hekimlerimize de destekte bulunan tüm duyarlı insanlara da selam olsun.
Sıcacık dost sohbetlerinden sonra “Sisler İçindesin Sisler İçindeyim” şiiri ile başlayıp, Fransız şiir duayeni Mallarme’ye ait olan “Bir kitap ne başlar, ne biter; olsa olsa öyle görünür” sözüyle devam eden şair Şükrü Erbaş, “Bir şiir şurada biter diye bir kural yoktur. Onun nerede biteceğine yüreğinizle karar verirsiniz. Bir kelime, bir olay, bir söz sizin içinizde birikir ve coşkun bir sel olup kağıda dökülür. Başarılı bir şiirde ekleyeceğiniz son bir cümle tüm yapıyı yok edebilir, şiirin bittiği yere sezgileriniz karar verir. Zamanın durakları olmadığı gibi yazıyı ilk kağıda düştüğünüz günden sonra onu ancak ölüm bitirir. Oraya kadar yazmaya devam edersin. Tek tek yazdığınız şiirleri, denemeleri ve öyküleri edebiyatın mutfağı olan dergilere gönderirsiniz önce, sonra kitaplarda toplarsınız. Şiire başladığınız günden itibaren ben, şairin döne döne bir şiir yazdığına inanırım. Ben 24 kitap yazdım ama 42 yıldır tek bir şiir yazmaya çalışıyorum. Biz bir yazarın cilt cilt kitaplarını okuruz aslında. Bütün edebiyatçılar, yazarlar, şairler kağıda yazdıkları ilk heceden ölümlerine olan kadar süreçte tek bir eser öğretirler döne döne, yana yana” dedi. Usta şair Şükrü Erbaş’ın, şiir, ahenk, dil işçiliği, okumak, düşünmek ve yazmak ile ilgili birçok konuda biz okurlarıyla, dizeleri aracığıyla uzun yıllar sohbet etmeye devam etmesi ümidiyle.
SİSLER İÇİNDESİN
SİSLER İÇİNDEYİM
Yağmur, yağmur, yağmur...
Tanrı gözyaşı oluyor. Tanrı toprak oluyor.
Tanrı çocuk. Tanrı sarmaşık gülleri
Tanrı keder atlası. Pencerelerin buğusu
Saçlarından yağan bir kadın
Bir ıslak kedi. Gözlerinden asılmış bir adam
Bulutlardan inmiş bir ayrılık fotoğrafı.
Hepimiz bir gizli yalnızız, korku masalıyız
Bir yaralı arzu, yaprak döken sözler
Tanrı dua, tanrı kaygı, tanrı insan
Bir elinde yerler, bir elinde gökler
Sokaklarımıza inen bir sonsuzluk tanrı...
Yağmur, yağmur, yağmur...
Sen geliyorsun. Yol sensin. Işık sensin.
Yağmuru güzelleştiren zülüfler sensin.
Kaldırımlarda terleyen zamanlar sensin.
Kediler yol veriyor, ıhlamurlar dallarını topluyor
Bir çocuk bisikletini unuttu, yağmuru unuttu
Bir kadın üç kez döndü, üç kez kendi ayağına bastı.
Sen geliyorsun. Kalbim boğulacak. Hasret sensin.
Bütün kapılar kavuşma. Bütün sokaklar müjde
Geleceksin. Yağmur yağacak. Ben ağlayacağım
Bunu yazıyorum. Bunu bin kez yazıyorum
Yoksa yalnızlık öldürecek
Yoksa kimseyi sevmeyeceğim.
Yağmur, yağmur, yağmur...
Bağışsın. Zamansın. Arınmasın.
Bütün serçeler, bütün yapraklar, bütün kirpikler
Canımda dönüyor. Sen büyüsün. Odasın. Sokaksın.
Elim ayağım rüzgâr. Ağzım ten masalı.
Bir utanma duygusu. Saçma, ince, güzel.
Sisler içindesin. Sisler içindeyim. Seni seviyorum.
Sonra göğsünden doğan sabah
Sırtının uzun ürpertisi. Topuklarının gökyüzü.
Biz olmasaydık, diyorum, tanrı nasıl sevecekti kendini.
Biz olmasaydık, insan bu kadar güzel olur muydu.
Sen olmasaydın, ben bütün bunları---
ŞÜKRÜ ERBAŞ KİMDİR?
7 Eylül 1953 Yozgat doğumlu. İlk ve ortaokulu Yozgat’ta tamamladı. Yozgat Lisesi, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilimler Bölümü (1978), mezunu. 1972’den itibaren Toprak Mahsulleri Ofisinde memurluk ve yöneticilik yaptı. Edebiyatçılar Derneğinin yönetim ve yürütme kurullarında bulundu, birkaç dönem genel sekreterliğini, bir dönem de genel başkanlığını yaptı. Toprak Mahsulleri Ofisi Eğitim Şubesi Müdürü iken 1998 yılında emekli oldu. 2000’li yılların başlarında Antalya’ya yerleşti. İlk şiiri Varlık dergisinin Şubat 1978 sayısında yer aldı. Daha sonra şiir ve yazıları Yaba, Yarın (yazı kurulu üyesi), Varlık, Türkiye Yazıları, Dönemeç, Yeni Düşün, Gösteri, Oluşum, Bir Yeni Biçem, Cumhuriyet Kitap gibi dergilerde yayımladı. Yolculuk adlı kitabıyla 1987 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülünü, Dicle Üstü Ay Bulanık ile de 1996 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülünü aldı. Edebiyatçılar Derneği (bir dönem başkanı) üyesidir.
HEKİMLER EĞİTİM İÇİN SÖYLEDİ
KAHEV ANKARA TÜRK MÜZİĞİ KOROSU
“YILDIZLARIN ALTINDA”
KONSERİ İLE MÜZİK ZİYAFETİ VERDİ
Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı (KAHEV) Üyesi Dr. Hülya Ceylan Kahraman öncülüğünde bir grup hekim tarafından kurulan KAHEV Ankara Türk Müziği Korosu, ‘Yıldızların Altında’ konserini, değerli sanatkâr Coşkun Açıkgöz şefliğinde, Ankara Yenimahalle Nazım Hikmet Kültür Merkezinde, büyük bir katılımcı topluluğu önünde, geçtiğimiz Cumartesi akşamı gerçekleştirdi.
KAHEV’den konser
Konserin öncesinde dinleyicilere seslenen KAHEV Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Tülin Pınar Eser, KAHEV hakkında bilgilendirmede bulunarak, "Bugün karşınızda yaklaşık 24 bin tane kadın hekimi temsilen konuşuyorum. Ben değil de onlar konuşuyor gibi dinlerseniz çok memnun olurum gerçekten. Bizler, Atatürk’ün gerçekleştirdiği büyük devrimle beraber Türk kadınına, yüzyıllarca sahip olamadığı sosyal ve siyasal haklarının kazandırıldığı günden beri, aydınlanmış bir yolda yürümeye başlamışken artık koşmaya karar vermiş kadın hekimleriz. Bu yolda çok hızlı ilerlediğimizi gördüğümüzde şunu anladık ki gerçekten buna çok ihtiyacımız varmış hepimizin. Sevgiye, imeceyle bir araya gelebilmeye, bir şeyler yapabileceğimizi görmeye çok ihtiyacımız varmış" şeklinde konuştu.
Geliri eğitime
Coşkulu bir şekilde gerçekleştirilen konserde KAHEV Ankara Türk Müziği Korosu, musikimizden seçme eserleri dinleyicilerle buluşturdu. Toplam 2 bin adet bilet satışının yapıldığı konserden elde edilen gelir, eğitim hayatında maddi zorluk yaşayan öğrencilere dağıtılmak üzere KAHEV burs fonuna aktarıldı. Söz konusu gelir ile toplamda 12 öğrencinin bir yıllık bursu karşılanacak. 2 bin bilet satılıyor, 1000 kişilik bir katılımla gerçekleşiyor konser. İnsanlar katılamasa bile destek amacıyla bilet alıyorlar. Bu ne güzel bir duyarlılıktır. Eğitim için kolları sıvayan kadın hekimlerimize de destekte bulunan tüm duyarlı insanlara da selam olsun.