Çocukların sosyal medya bağımlılığının çocuk çağı obezitesine neden olduğunu ifade eden Bağımlı Danışmanı ve Adli Bilişim Uzmanı emekli polis İsa Altun, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ersin Sarı’nın obezite ile ilgili görüşlerini aktardı. Altun, “Günümüzde aileler çocuklarına yemek yedirirken zorlanıyor. Hatta 3 yaşındaki çocuğuna tablet ya da telefon vermeden yemek yediremediğini belirten aileler var. Bu durum karşısında ne yapılması gerektiği konusunda yardım istiyor. Birçok ailede çocuklara yemek yemeleri için telefon ya da tablet rüşvet olarak sunuluyor. Bu çok görülen ama dillendirilmeyen bir durum. Çocuklar için ‘Ne kadar kilolu, o kadar sağlıklı’ düşüncesinin yanlış olduğu artık bilinen bir gerçek. Obezite ile ilgili istatistiklere bakıldığında bu düşüncenin ve değişen yaşam biçiminin ne sonuçlar doğurduğu açıkça görülüyor. Obezite çocuklarda yağ hücrelerinin fazlalaşması ile vücut ağırlığının artışıdır” dedi.
Dünyayı etkiliyor
Dünya üzerinde yüz binlerce çocuğun obezite ve obezitenin yol açtığı hastalıklarla mücadele etmek zorunda kaldığını vurgulayan Altun, “Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ersin Sarı, aynı durumun Türkiye için de geçerli olduğunu belirtmektedir. Obezite ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlatmaktadır” dedi. Bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye göre oranının çok yukarılara çıkması ve boy uzunluğuna göre kilonun artmasıyla sonuçlanan durumun obezite olarak tanımlandığını dile getiren Altun, “Vücuttaki yağ miktarının artmasına bağlı olarak giderek artan obezite, özellikle çocuklarda çok ciddi bir sağlık sorununa dönüşüyor. Besinler aracılığıyla alınan enerji miktarının metabolizma ve fiziksel aktivite sonucunda tüketilen enerji miktarından fazla olmasıyla ortaya çıkan obezitenin, geç kalınmadan tedavi edilmesi gerekiyor. Her ne kadar birçok ebeveyn için kilo bir sağlık göstergesi olarak kabul edilse de obezite, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimleri üzerinde belirleyici bir rol üstleniyor. Kilosu normalin üstünde olan çocukların mutlaka uzman bir doktor kontrolünden geçmesi ve gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir” diye konuştu.
Ödül olarak vermeyin
Giderek değişen yaşam tarzının obezite tehlikesi yarattığını aktaran Altun, “Bugün artık 2-3 yaşındaki çocukların elinde bile tablet ve telefonlar görmek mümkün. Hal böyle olunca sokakta, parkta veya evde oyuncakları ve arkadaşlarıyla oynayan çocuklar yerine tablet ve bilgisayarlara teslim olmuş çocuklar çoğunlukta yer alıyor. Uzun süre hareketsizce oturan çocuklar, aldıkları enerjiyi yakamadıkları için önce kilo almaya sonra da obez olmaya başlıyor. Hareketsiz kalan vücut, alınan ve yakılan kalori dengesini kuramadığı için kaçınılmaz son geliyorum diyor. Obezitenin giderek artmasındaki bir diğer neden ise beslenme alışkanlıklarında yaşanan değişimlerdir. Hemen hemen her köşe başında gördüğümüz fast food zincirleri, paketlenmiş hazır gıdalar ve çocukların bir türlü vazgeçemediği abur cuburlar, tehlikenin yaklaşmasına zemin hazırlıyor. Üstelik birçok ebeveyn tüm bu zararlı gıdaları çocuklarına ödül olarak vererek daha da cazip hale getiriyor. Ayrıca düzensiz öğün araları da tehlikenin gelişini hızlandırıyor. Tüketilen besinlerin kalori oranlarının yüksek olması, karbonhidrat ve yağ yönünden zengin olması kısıtlı fiziksel aktivite ile buluştuğunda obezite meydana gelebiliyor” dedi.
Genetik yatkınlık
Anne babanın şişman olmasının da obezite riskini arttırdığını hatırlatan Altun, “Çocuklarda obezitenin görülmesi yaşam biçiminin yanı sıra genetik faktörler ve hormonlarla da ilgilidir. Eğer çocuğun anne ve babası şişman ise çocuğun obez olma ihtimali neredeyse yüzde 80’dir. Eğer anne ya da babadan biri şişman veya obez ise çocuğun obez olma ihtimali yüzde 40’lara düşüyor. Genetik yatkınlıktan farklı olarak hormonal unsurlar da obezitede araştırılması gereken konuların başında geliyor. Eğer çocukta tiroid bezi hastalıkları, böbrek üstü bezi hastalıkları gibi hormonal bozukluklar söz konusu ise obezite oluşma riski daha fazladır. Obezite, önlem alınmadığında çocuklar için sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Bunların başında ise insülin direncine bağlı şeker hastalığı geliyor. İnsülin salgısında yaşanan artış, erişkin tipi şeker hastalığının çocukluk çağında gelişmesini hızlandırıyor. Üstelik ailede şeker hastalığı öyküsü varsa, bu risk çok daha yüksek oranlara çıkıyor. Erken fark edilip kilo kontrolü sağlandığında ise bu durumun önüne geçilebiliyor” diye konuştu.
Saymakla bitmiyor
Obezitenin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerinin saymakla bitmediğini ifade eden Altun, “Bir diğer olumsuz sonucu ise üreme sistemi üzerinde gerçekleşiyor. Ergenlik sürecinde olan çocuklar obez olduğunda normal gelişimleri sekteye uğruyor. Kimi zaman erken ergenlik kimi zamansa geç ergenlik gözlemleniyor. Özellikle de kız çocuklarının adet döngüleri bozularak, sağlıksız bir tablo ortaya çıkarıyor. Söz konusu çocuklar olduğunda obezite tedavisi için ilaç ve cerrahi yöntemler konuşulmaz. Öncelikle çocuğun bezlenme ve aile öyküsü dinlenir. Gerekli testler yapılarak bir yol haritası belirlenir. Çocuğun doktor kontrolünde uygun bir beslenme ve egzersiz programıyla zayıflatılması amaçlanır” ifadelerini kullandı.
Esra ALTUNKES
Dünyayı etkiliyor
Dünya üzerinde yüz binlerce çocuğun obezite ve obezitenin yol açtığı hastalıklarla mücadele etmek zorunda kaldığını vurgulayan Altun, “Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ersin Sarı, aynı durumun Türkiye için de geçerli olduğunu belirtmektedir. Obezite ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlatmaktadır” dedi. Bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye göre oranının çok yukarılara çıkması ve boy uzunluğuna göre kilonun artmasıyla sonuçlanan durumun obezite olarak tanımlandığını dile getiren Altun, “Vücuttaki yağ miktarının artmasına bağlı olarak giderek artan obezite, özellikle çocuklarda çok ciddi bir sağlık sorununa dönüşüyor. Besinler aracılığıyla alınan enerji miktarının metabolizma ve fiziksel aktivite sonucunda tüketilen enerji miktarından fazla olmasıyla ortaya çıkan obezitenin, geç kalınmadan tedavi edilmesi gerekiyor. Her ne kadar birçok ebeveyn için kilo bir sağlık göstergesi olarak kabul edilse de obezite, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimleri üzerinde belirleyici bir rol üstleniyor. Kilosu normalin üstünde olan çocukların mutlaka uzman bir doktor kontrolünden geçmesi ve gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir” diye konuştu.
Ödül olarak vermeyin
Giderek değişen yaşam tarzının obezite tehlikesi yarattığını aktaran Altun, “Bugün artık 2-3 yaşındaki çocukların elinde bile tablet ve telefonlar görmek mümkün. Hal böyle olunca sokakta, parkta veya evde oyuncakları ve arkadaşlarıyla oynayan çocuklar yerine tablet ve bilgisayarlara teslim olmuş çocuklar çoğunlukta yer alıyor. Uzun süre hareketsizce oturan çocuklar, aldıkları enerjiyi yakamadıkları için önce kilo almaya sonra da obez olmaya başlıyor. Hareketsiz kalan vücut, alınan ve yakılan kalori dengesini kuramadığı için kaçınılmaz son geliyorum diyor. Obezitenin giderek artmasındaki bir diğer neden ise beslenme alışkanlıklarında yaşanan değişimlerdir. Hemen hemen her köşe başında gördüğümüz fast food zincirleri, paketlenmiş hazır gıdalar ve çocukların bir türlü vazgeçemediği abur cuburlar, tehlikenin yaklaşmasına zemin hazırlıyor. Üstelik birçok ebeveyn tüm bu zararlı gıdaları çocuklarına ödül olarak vererek daha da cazip hale getiriyor. Ayrıca düzensiz öğün araları da tehlikenin gelişini hızlandırıyor. Tüketilen besinlerin kalori oranlarının yüksek olması, karbonhidrat ve yağ yönünden zengin olması kısıtlı fiziksel aktivite ile buluştuğunda obezite meydana gelebiliyor” dedi.
Genetik yatkınlık
Anne babanın şişman olmasının da obezite riskini arttırdığını hatırlatan Altun, “Çocuklarda obezitenin görülmesi yaşam biçiminin yanı sıra genetik faktörler ve hormonlarla da ilgilidir. Eğer çocuğun anne ve babası şişman ise çocuğun obez olma ihtimali neredeyse yüzde 80’dir. Eğer anne ya da babadan biri şişman veya obez ise çocuğun obez olma ihtimali yüzde 40’lara düşüyor. Genetik yatkınlıktan farklı olarak hormonal unsurlar da obezitede araştırılması gereken konuların başında geliyor. Eğer çocukta tiroid bezi hastalıkları, böbrek üstü bezi hastalıkları gibi hormonal bozukluklar söz konusu ise obezite oluşma riski daha fazladır. Obezite, önlem alınmadığında çocuklar için sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Bunların başında ise insülin direncine bağlı şeker hastalığı geliyor. İnsülin salgısında yaşanan artış, erişkin tipi şeker hastalığının çocukluk çağında gelişmesini hızlandırıyor. Üstelik ailede şeker hastalığı öyküsü varsa, bu risk çok daha yüksek oranlara çıkıyor. Erken fark edilip kilo kontrolü sağlandığında ise bu durumun önüne geçilebiliyor” diye konuştu.
Saymakla bitmiyor
Obezitenin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerinin saymakla bitmediğini ifade eden Altun, “Bir diğer olumsuz sonucu ise üreme sistemi üzerinde gerçekleşiyor. Ergenlik sürecinde olan çocuklar obez olduğunda normal gelişimleri sekteye uğruyor. Kimi zaman erken ergenlik kimi zamansa geç ergenlik gözlemleniyor. Özellikle de kız çocuklarının adet döngüleri bozularak, sağlıksız bir tablo ortaya çıkarıyor. Söz konusu çocuklar olduğunda obezite tedavisi için ilaç ve cerrahi yöntemler konuşulmaz. Öncelikle çocuğun bezlenme ve aile öyküsü dinlenir. Gerekli testler yapılarak bir yol haritası belirlenir. Çocuğun doktor kontrolünde uygun bir beslenme ve egzersiz programıyla zayıflatılması amaçlanır” ifadelerini kullandı.
Esra ALTUNKES