TÜİK önünde yaşanan arbedede Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Mehmet Balık, Genel Sekreter Mücahit Dede, Denetleme Kurulu Başkanı Suat Sadış, Ankara 3 No’lu Şube Başkanı Doğan Dağdelen ve Denizli Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan’ın gözaltına alınmasıyla ilgili Eğitim- İş Antalya Şubesi açıklama gerçekleştirdi.
Eğitim- İş Antalya Şubesi, ‘Gerçeklerden uzak veri açıkladığı gerekçesiyle TÜİK önünde yapmak istediğimiz eyleme polis müdahale etti, en temel sendikal hak ve özgürlüklerden biri olan protesto hakkımız gasp edildi’ denilen açıklamada, “Merkez Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Şube ve Temsilcilik Başkanlarımız, Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikalarımızın Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte TÜİK önünde basın açıklaması yapmak üzere toplandık. Polis müdahale tehdidinde bulundu ve çevik kuvvet tarafından itilerek TÜİK önünden uzaklaştırılmak istendik. Görüntü almak isteyen gazetecilerin de engellendiği müdahalede, "Direne direne kazanacağız" sloganları atıldı. Yaşanan arbedede Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Mehmet Balık, Genel Sekreter Mücahit Dede, Denetleme Kurulu Başkanımız Suat Sadış, Ankara 3 No’lu Şube Başkanımız Doğan Dağdelen ve Denizli Şube Başkanımız Namık Kemal Aydoğan gözaltına alındı” denildi.
Genel Başkanımız Kadem Özbay, Anayasal bir hak olan gösteri/protesto hakkımızın gaspına yönelik bu antidemokratik baskıya tepki gösterdi ve şöyle konuştu: “TÜİK, senin hakkını gasp ediyor farkında mısın? Sen anayasanın üzerinde yönetmeliklerin üzerinde bir emri yerine getiremezsin. Bugün kendi çocuğunun eğitim masraflarını karşılayamazken, eve gittiğinde o marketten çıkardığın fişi tek tek çizerken, bugün eğitimcilere yaptığınız şiddet tarihin en dip yerinde kayıtlı kalacaktır. Oradaki polis arkadaşlara seslendiğimizde, bizim fikrimizi sorgulaması bizim, bizim bu ülkeye karşı sorumluluğumuzu sorgulaması onların vicdanlarıyla hayatları boyunca çatışma yaşayacakları bir andır. Ülkenin acı tablosu, bizler gibi yoksulluk sınırının altında ücret alan polislerin eğitimcilere şiddet uygulayacak hale gelmesidir. Hiçbir kuvvet, anayasadan, bu cumhuriyet'in yurttaşlarından üstün değildir. Bugün uygulanan emir kanunsuzdur. İster cumhurbaşkanı olun ister vali olun, bu ülkenin hiçbir yurttaşından üstün değilsiniz. Bu Türkiye tarihinde kara bir leke olarak kalacak talimatı yerine getirmişlerdir. Öğretmenlerin, memurların, işçilerin, emekçilerin temsilcilerinin üzerine biber gazı ile şiddetle müdahale etmişlerdir. Biz haklarımızı alana kadar, hatta buradan altını çiziyorum; bize o şiddeti uygulayanların ve o talimatı verenlerin çocuklarının bu ülkede daha özgür yaşayabilmesi için sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz"
Haber Merkezi
Eğitim- İş Antalya Şubesi, ‘Gerçeklerden uzak veri açıkladığı gerekçesiyle TÜİK önünde yapmak istediğimiz eyleme polis müdahale etti, en temel sendikal hak ve özgürlüklerden biri olan protesto hakkımız gasp edildi’ denilen açıklamada, “Merkez Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Şube ve Temsilcilik Başkanlarımız, Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikalarımızın Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte TÜİK önünde basın açıklaması yapmak üzere toplandık. Polis müdahale tehdidinde bulundu ve çevik kuvvet tarafından itilerek TÜİK önünden uzaklaştırılmak istendik. Görüntü almak isteyen gazetecilerin de engellendiği müdahalede, "Direne direne kazanacağız" sloganları atıldı. Yaşanan arbedede Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Mehmet Balık, Genel Sekreter Mücahit Dede, Denetleme Kurulu Başkanımız Suat Sadış, Ankara 3 No’lu Şube Başkanımız Doğan Dağdelen ve Denizli Şube Başkanımız Namık Kemal Aydoğan gözaltına alındı” denildi.
Genel Başkanımız Kadem Özbay, Anayasal bir hak olan gösteri/protesto hakkımızın gaspına yönelik bu antidemokratik baskıya tepki gösterdi ve şöyle konuştu: “TÜİK, senin hakkını gasp ediyor farkında mısın? Sen anayasanın üzerinde yönetmeliklerin üzerinde bir emri yerine getiremezsin. Bugün kendi çocuğunun eğitim masraflarını karşılayamazken, eve gittiğinde o marketten çıkardığın fişi tek tek çizerken, bugün eğitimcilere yaptığınız şiddet tarihin en dip yerinde kayıtlı kalacaktır. Oradaki polis arkadaşlara seslendiğimizde, bizim fikrimizi sorgulaması bizim, bizim bu ülkeye karşı sorumluluğumuzu sorgulaması onların vicdanlarıyla hayatları boyunca çatışma yaşayacakları bir andır. Ülkenin acı tablosu, bizler gibi yoksulluk sınırının altında ücret alan polislerin eğitimcilere şiddet uygulayacak hale gelmesidir. Hiçbir kuvvet, anayasadan, bu cumhuriyet'in yurttaşlarından üstün değildir. Bugün uygulanan emir kanunsuzdur. İster cumhurbaşkanı olun ister vali olun, bu ülkenin hiçbir yurttaşından üstün değilsiniz. Bu Türkiye tarihinde kara bir leke olarak kalacak talimatı yerine getirmişlerdir. Öğretmenlerin, memurların, işçilerin, emekçilerin temsilcilerinin üzerine biber gazı ile şiddetle müdahale etmişlerdir. Biz haklarımızı alana kadar, hatta buradan altını çiziyorum; bize o şiddeti uygulayanların ve o talimatı verenlerin çocuklarının bu ülkede daha özgür yaşayabilmesi için sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz"
Haber Merkezi