Son günlerde İsrail ürünlerine tepki olarak ortaya çıkan boykotlardan yola çıkarak ‘Tüketici Boykotu’ adı verilen eylemlere Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Gıda Komisyonu Üyesi ve Emekli Profesör Doktor Fikret Nafi Çoksöyler, açıklık getirdi.
Filistin’de yaşanan katliama tepki olarak ulusal düzeyde boykot çağrıları yapıldığını belirten Prof. Dr. Çoksöyler, vatandaşın bu ve benzeri eylemlerde hür iradesi ile nerede nasıl duracağına sağlıklı karar verebilmesi için öncelikle ‘Tüketici Boykotu’ kavramını daha yakından tanıması gerektiğini söyledi. Yaşamak için dışardan ürün ve hizmet alan herkesin aslında bir tüketici olduğunu söyleyen Prof. Dr. Fikret Nafi Çoksöyler, tüketicinin mal veya hizmeti günde bir veya iki defaya mahsus kullanabildiğini ancak üreticinin aynı malı birden fazla tüketiciye sattığını belirtti. Çoksöyler, “Bu durum tüketiciyi edilgen yaparken, üreticiyi de uzmanlaştırıyor” dedi. Tüketici Boykotu’nun İsrail-Filistin Savaşı gibi küresel çatışma veya savaşlardan doğduğunu vurgulayan Fikret Nafi Çoksöyler, “Eğer üretilen mal veya hizmetin bir sınıfa, ülkeye, doğaya, insan ve hayvan haklarına bir zararı veya ihlali varsa vatandaş o malı almayı reddediyor, Bu davranışını topluma ilan ediyor, kendisi gibi düşünenleri aynı şekilde davranmaya cesaretlendiriyor. Bu davranışla ilgili olarak çok yoğun bir iletişim içinde oluyorlar ve çoğunlukla bu davranış ülke sınırlarını aşıp küreselleşebiliyor. Böylelikle ‘Tüketici Boykotu’ gibi yeni bir kavram doğuyor” diye konuştu.
‘MALI DEĞİL EYLEMİ KÖTÜLER’
“Boykot yukarıda saydığımız olumsuzluklar nedeniyle bir firmayı cezalandırmak amacıyla mallarını almamak, Buycott ise tam tersine bir firmayı ödüllendirmek için onun mallarını satın alma davranışıdır” şeklinde tanımlama yapan Prof. Dr. Nafi Çoksöyler, boykotun aslında güçsüzlerin birleşerek ve organize olarak güçlüye karşı pasif bir direnişi olduğunu ifade etti.
Çoksöyler şöyle devam etti: “Tüketicinin sosyal medyada veya tüketici derneklerinde organize olarak kendisine sunulan bir mal veya hizmeti topluca olarak reddetmesidir. Ne için reddeder? Bu son derece basit olarak ayıplı mal veya hizmettir, diğer yasal yollardan bunu engelleyememektedir. Diğer ve en önemli bir neden ise o mal veya hizmetin tedarik zincirinde doğa, insan ve hayvana karşı suç işleyen firmalar vardır veya o malların satışından elde edilen gelir firmanın belirtilen suçları işleyen yan kuruluşlarına gitmektedir. Veya boykot edilen firma etik olmayan işleri yapan kuruluşları desteklemektedir. Tüm bunlar politik tüketicinin boykot nedenleridir. Bir de firmanın değil tüm ülkenin mallarının boykot edildiği durumlar söz konusudur. Burada malın kalitesi hakkında herhangi bir şey konuşulmaz, hedefte o malı üreten ülke vardır. Bu durumda boykot o malı kötüleyerek yapılmaz, o ülkenin eylemlerini kötüleyerek yapılır.”
‘AMAÇ FİRMAYI CEZALANDIRMAK’
“Tüketici boykotlarında amaca bağlı olarak farklı sonuçlar elde edilebilir. Örneğin insanları veya ülkeyi zarara uğrattığı gerekçesiyle bir firma boykot ediliyorsa bunun verdiği parayı tazmin için olması çok zordur. Bu ancak cezalandırma amaçlı olabilir. Boykotçular firmayla hiçbir anlaşmaya girmezler ve firmayı yeterli düzeyde cezalandırdıktan sonra boykotu bitirirler.
Geçmişte Nestle ürünlerine, Amazon ürünlerine ya da Çin mallarına yapılan boykotlar gibi.. Boykotlar genellikle ortaya çıkan bir haber, yayınlanan bir rapor vb gibi toplumu bilgilendiren bir olayla başlar. Bizde de tüketicinin örgütlenmesinin önü açıktır. Sınırlıda olsa bazı yetkileri (Hakem heyetlerinde temsil edilmek gibi) vardır. Geleneksel tüketici için aldığı mal ve hizmetin ihtiyaçlarını doğru ve yeterli olarak karşılaması, aldatılmaması ve gereğinden fazla para ödememesi önemlidir. Ancak çağdaş tüketici bu ülkenin ve bu dünyanın bir vatandaşı olduğunu bildiği için aldığı mal ve hizmetin elde edilişi sırasında çevre, doğa ve başka bireylerin zarar görmesi onun için önemlidir. Yurttaşlık bilinciyle birleşmiş bir tüketici politik tüketici sayılabilir. Üretici güçleri boykot ve satın alma davranış ve tercihleri ile yola getirebilir. Tüketici, örgütlü gücünü ‘boykot’ ve ‘satın alma’ davranışlarını örgütlü olarak yaptığında da satıcı veya üreticiyi etkiler.”
ARZU YAVUZ