Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen), yerel seçimlere yönelik tutum belgesini açıkladı. Tutum belgesinde, “Yerel seçimlerde sermayenin değil halkın ihtiyaçlarını merkezine alan; toplumun çeşitliliğini, kültürünü, geleneklerini ve tarihi mirasını koruyan ve yarınlara taşıyan, kadın özgürlükçü, ekolojik, katılımcı ve çoğulcu bir demokrasi anlayışından yana politikalara taraf olunmalıdır” ifadelerine yer verildi.
Basın açıklamasını Tüm Bel-Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt okudu. Karakurt, “Ülkemizde ekonomik, siyasal ve toplumsal olarak adeta bir çöküşe doğru sürüklendiği, yoksulluk, güvencesizlik, zorbalık ve şiddetin her geçen gün daha da yaygınlaştığı; kadın cinayetlerinin adeta bir cins kırımı düzeyine ulaşıp, kadınlara yönelik şiddet ve ayrımcılığın sıradanlaştırıldığı; yaşam alanlarımızın, tarikat-mafya-çete, uyuşturucu kıskacında hukuki güvenceden yoksun bırakıldığı bir dönemden geçiyoruz. Yargının iktidarın sopası haline geldiği, bütün demokratik hak ve özgürlüklerin gasp edildiği, Cumhuriyetin laiklik, halkçılık ve kamusallık gibi temel değerlerinin aşındırıldığı, sermayenin ise kar hırsı için genel ve yerel yönetim süreçlerinde birebir etkili olarak ülkeyi ekonomik yıkıma sürüklediği bu süreçte önümüzdeki günlerde bir yerel yönetim seçimi gerçekleştirecektir. Önümüzdeki yerel seçimler sadece belediyeleri hangi isimlerin yöneteceği seçimi değil bugün yaşatılan karanlığın derinleşmesi tehlikesi karşısında aydınlık bir geleceğe dair umutların yeşermesine vesile olması bağlamında kritik bir eşikte durmaktadır” dedi.
Karakurt’tan çağrı
Tüm Bel-Sen olarak yerel seçimlerde olması gerekenleri hatırlatan Karakurt, yerel yönetimleri birer şirket olarak değil, halka hizmet veren kamu kurumları olarak gören ve yerel hizmetlerin verilmesinde kar değil, toplumsal yararı esas alan adaylara oy verilmesi çağrısında bulunarak şöyle devam etti: “Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve tabana yayılması amacını içeren Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na konulan çekincelerin kaldırılıp, çağdaş ve modern tüm ülkeler gibi bu sözleşmenin etkin bir şekilde uygulanmasından yana taraf olan, kayyum ve yetki kısıtlamaları vb. uygulamalarla halktan kopartılıp merkezin birer taşra birimine dönüştürülmesine karşı yerel yönetimlerin idari ve mali yetkilerinin genişletilecek biçimde kamu yönetiminin âdemi merkeziyet esasına göre yeniden yapılandırılmasını savunan anlayışta olmalıdır. Yerel yönetimleri birer şirket olarak değil, halka hizmet veren kamu kurumları olarak gören ve yerel hizmetlerin verilmesinde kar değil, toplumsal yararı esas alan olmalıdır. Ulaşım, temiz su, altyapı, ısınma, çöp vb. hizmetlerin halka doğrudan, sürekli ve nitelikli ulaştırılmasını birincil görevi olarak gören ve bu hizmetleri, emekçilerle birlikte planlayan, başta toplu sözleşme ve grev hakkı olmak üzere çalışanların hak ve özgürlüklerinde, hiçbir şekilde veya bahaneyle, tarihsel kazanımların, insanca yaşam ilkelerinin, evrensel hukuk ve uluslararası sözleşmelerin gerisinde kalmayacağını taahhüt eden olmalıdır.”
Beklentilerini sıraladı
Başkan Karakurt, beklentileri sıralayarak, “Belediyelerin tüm hizmetlerinde cinsiyet eşitlikçi istihdamı esas almalı. Pozitif ayrımcı bir anlayışla, bu eşitlik sağlanana kadar işe alımlarda kadın emekçilere öncelik tanımayı taahhüt eden, yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler, çocuklar ve mültecilerin toplumsal yaşama katılımını artırmaya yönelik sosyal ve kültürel tesisler, kreşler, bakımevleri, eğitim merkezleri oluşturmayı ve başta kadınlar için yeterli sayıda güvenli sığınma evleri açmayı hedefleyen anlayışta olunmalı gerekmektedir. Kentlerin toplumsal mülkiyeti olan kamusal alanların sermayenin ve cemaat tipi gerici odakların istemlerine göre değil, toplum ve halk yararına kullanılacağını garanti eden, başta üniversite öğrencileri olmak üzere kentte yaşayan herkese insanca bir yaşam sürdürecekleri nitelikli ve ekonomik barınma olanakları yaratmayı hedeflemektedir. Kentleri deprem, sel ve benzeri doğal afetlere karşı dirençli hale getirilmesini tavizsiz önceliği kabul edip bu kapsamda bilimsel raporlarda belirtilen dönüşüm ve hazırlıklar ile sonrasında müdahaleler için gerekli tedbirleri temel öncelik olarak uygulamaya geçirmeyi taahhüt eden adaylara oy verilmesini savunmaktadır” ifadelerini kullandı.
ESRA ALTUNKES