Sindirim sistemini düzenlemeye yardımcı olan ve bu sayede bağışıklık sistemini olumlu yönde etkileyen mikoorganizmalara probiyotik adı verildiğini ifade eden Aile Hekimi Doktor Ozan Uzkut, “Birçok çeşidi bulunan probiyotikler her sindirim problemine iyi gelmiyor. probiyotik seçiminde dikkat edilmesi gereken noktalar vardır” şeklinde konuştu. Her ülkenin beslenme şeklinin farklı olduğunu hatırlatan Uzkut, “Ayrıca ülkedeki yaşayan insanların da genetik özellikleri de farklıdır. Buna dayanarak hastalıklara gösterdiği tepki ülkelerin bağışıklık sistemleri de değişiktir. Yani bir mikrop bazı ülkeleri hasta ederken, bazı ülke vatandaşlarını hasta etmeyebilir veya grip virüsünde olduğu gibi ülkeden ülkeye yayılırken değişim gösterebilir. Bu yüzden grip aşısının etkinliği 70-80 arasında etkilidir. Bir başka örnekte gittiğimiz herhangi bir yabancı ülkede yediğimiz yemekler bizi ishal ederken, orada yaşayan insanlara dokunmayabilir. Bu ülkemize gelen turistler için de geçerlidir. Buna biz turist ishali deriz. İşte bu yüzden başka ülkenin insanının bağırsak florasına veya ülkenin florasına uygun olmayan hazır probiyotikler istediğimiz etkiyi vermeyebilir” dedi.
Hastalanmadan önce
Probiyotik beslenmenin ise hastalanmadan önce yapılması gereken bir beslenme şekli olduğunu aktaran Uzkut, “Hastalık sırasında iyileşme amacı ile kullanılması çok doğru olmayabilir. Hele bu beslenmeye ve bitkisel bazı ürünlere güvenip hastalığın geçmesini beklemek çok risklidir. Adeta sağlığımızla kumar oynamak gibidir. Hastalanmadan önce bu ürünleri kullanıp hastalandıktan sonra doktorunuzun tavsiyelerine uymalısınız. Probiyotik beslenme sizi tedavi etmez, hastalığa yakalanmanızı önler veya hastalığı kolay atlatmanızı sağlar. Hazır probiyotik ilaç kullanmaktansa emek harcayıp kendi beslenmenizi buna göre düzenlemek en doğru yoldur. Hem daha ucuz hem de daha sağlıklı olur” şeklinde konuştu.
Koruyuculuğu daha yüksek
Geçen senenin probiyotiğinin bu sene daha az etkili olabileceğini ifade eden Uzkut, sözlerini şöyle tamamladı: “Ama probiyotik beslenmenin yapılamadığı yeme güçlüğü olan veya hazırlama imkanı olmayan hastalara da verilebilir. Bunlar kanser hastaları, AIDS hastaları, Hepatit B hastaları gibi. Diğer insanların evindeki floraya göre kendi hazırladığı probiyotikli ürünler çok daha değerlidir ve koruyuculuğu daha yüksektir. Bazı hastalarımızın bağırsakları uzun süre antibiyotik kullanmaktan veya sürekli hazır gıda tüketmekten öyle bir hale gelir ki bağırsaklarında hiç faydalı bakteri kalmaz. Bu hastalar en küçük hastalıkta (grip gibi) ölümcül hale gelirler. Bu hastalara başkasının bağırsaklığından dışkı nakledilir. Bu sayede faydalı bakterilerin tekrar canlandırılması sağlanır. Bu hastalara bile dışkı nakli yapılırken yakın çevresinden alınmasında fayda vardır. Bazı firmalar bunu ilaç haline getirip sıvı olarak tüplerde satıyorlar. Hangi ülkenin hangi beslenme koşulları ile alındığı belli olmayan bu solusyonlar yeteri kadar etkili olmayabilir.”
Süheyla GÜRÜN
Hastalanmadan önce
Probiyotik beslenmenin ise hastalanmadan önce yapılması gereken bir beslenme şekli olduğunu aktaran Uzkut, “Hastalık sırasında iyileşme amacı ile kullanılması çok doğru olmayabilir. Hele bu beslenmeye ve bitkisel bazı ürünlere güvenip hastalığın geçmesini beklemek çok risklidir. Adeta sağlığımızla kumar oynamak gibidir. Hastalanmadan önce bu ürünleri kullanıp hastalandıktan sonra doktorunuzun tavsiyelerine uymalısınız. Probiyotik beslenme sizi tedavi etmez, hastalığa yakalanmanızı önler veya hastalığı kolay atlatmanızı sağlar. Hazır probiyotik ilaç kullanmaktansa emek harcayıp kendi beslenmenizi buna göre düzenlemek en doğru yoldur. Hem daha ucuz hem de daha sağlıklı olur” şeklinde konuştu.
Koruyuculuğu daha yüksek
Geçen senenin probiyotiğinin bu sene daha az etkili olabileceğini ifade eden Uzkut, sözlerini şöyle tamamladı: “Ama probiyotik beslenmenin yapılamadığı yeme güçlüğü olan veya hazırlama imkanı olmayan hastalara da verilebilir. Bunlar kanser hastaları, AIDS hastaları, Hepatit B hastaları gibi. Diğer insanların evindeki floraya göre kendi hazırladığı probiyotikli ürünler çok daha değerlidir ve koruyuculuğu daha yüksektir. Bazı hastalarımızın bağırsakları uzun süre antibiyotik kullanmaktan veya sürekli hazır gıda tüketmekten öyle bir hale gelir ki bağırsaklarında hiç faydalı bakteri kalmaz. Bu hastalar en küçük hastalıkta (grip gibi) ölümcül hale gelirler. Bu hastalara başkasının bağırsaklığından dışkı nakledilir. Bu sayede faydalı bakterilerin tekrar canlandırılması sağlanır. Bu hastalara bile dışkı nakli yapılırken yakın çevresinden alınmasında fayda vardır. Bazı firmalar bunu ilaç haline getirip sıvı olarak tüplerde satıyorlar. Hangi ülkenin hangi beslenme koşulları ile alındığı belli olmayan bu solusyonlar yeteri kadar etkili olmayabilir.”
Süheyla GÜRÜN