1 Eylül itibariyle başlayan yeni yargı yılı ile birlikte Büro Emekçileri Sendikası (BES) Antalya Şubesi yargı emekçilerinin sorunlarının çözüme kavuşturulması için basın açıklaması yaptı. BES Şube binasında yapılan açıklamada konuşan BES Antalya Şubesi Hukuk Sekreteri Saliha Oğuz, yargı emekçilerinin sorunlarının çözümü için yıllardır mücadele ettiklerini belirterek, "Anayasa gereği bağımsız olması gereken yargının, adli yargı yılı açılışları sarayda yapılırken, çok acıdır ki yargı mensupları, bağımsızlıklarının sembolü olan düğmesiz cübbelerinin olmayan düğmelerini ilikleme yarışına girişiyor. Hal böyle iken yurttaşlarımızın hak, hukuk, adalet talebi için adına saray denilen adliyelere başvuruları her geçen gün artarak devam ediyor" dedi.
İş yükü ve mobbing
Bir yandan yargı hizmetlerine ulaşmanın ekonomik bedelinin artması, bir yandan yıllarca süren dava süreçleri nedeniyle vatandaşın yargı sisteminden beklentilerinin zayıflamaya devam ederken adalete olan güvenlerini de zedelediğinin altını çizen Oğuz, "Bir yandan iş yükü, bir yandan mobbing, bir yandan keyfi olarak açılan soruşturmalar, mesai kavramı gözetilmeksizin çalışmaya zorlama, gece yarılarına kadar süren duruşmalar yargı emekçilerinin hem çalışma hem özel hayatını kâbusa çevirmiş durumda. Yargı emekçilerinin bu kâbustan kurtulması, sendikamızca yıllardır gündemde tutulan, mücadele verilen taleplerinin gerçekleşmesinden geçiyor" ifadelerini kullandı.
Ekonomik kayıp artıyor
2009 yılından bu yana yargı emekçilerinin ekonomik haklarında ilerleme sağlanamadığını söyleyen Oğuz, "Aksine var olan havuz paralarının kaldırılması, iyileştirme olarak verilen fazla mesai ödemelerinin kesilmesi, ulaşım paralarının sadece Ankara, İstanbul ve İzmir’le sınırlandırılması gibi uygulamalarla ekonomik kayıplar artmıştır. Bu nedenle yargı emekçilerinin insanca yaşayacakları bir ücret için öncelikle ekonomik kayıpları giderilerek derhal ek zam verilmelidir. İş yükü nedeniyle personel alımına gidilmeyip yargı emekçilerinin üzerinde baskı yapılarak sorunun çözümüne çalışılmaktadır. Bu uygulamadan vazgeçilerek yeterli personel istihdamı sağlanmalıdır" şeklinde konuştu.
Süheyla GÜRÜN
İş yükü ve mobbing
Bir yandan yargı hizmetlerine ulaşmanın ekonomik bedelinin artması, bir yandan yıllarca süren dava süreçleri nedeniyle vatandaşın yargı sisteminden beklentilerinin zayıflamaya devam ederken adalete olan güvenlerini de zedelediğinin altını çizen Oğuz, "Bir yandan iş yükü, bir yandan mobbing, bir yandan keyfi olarak açılan soruşturmalar, mesai kavramı gözetilmeksizin çalışmaya zorlama, gece yarılarına kadar süren duruşmalar yargı emekçilerinin hem çalışma hem özel hayatını kâbusa çevirmiş durumda. Yargı emekçilerinin bu kâbustan kurtulması, sendikamızca yıllardır gündemde tutulan, mücadele verilen taleplerinin gerçekleşmesinden geçiyor" ifadelerini kullandı.
Ekonomik kayıp artıyor
2009 yılından bu yana yargı emekçilerinin ekonomik haklarında ilerleme sağlanamadığını söyleyen Oğuz, "Aksine var olan havuz paralarının kaldırılması, iyileştirme olarak verilen fazla mesai ödemelerinin kesilmesi, ulaşım paralarının sadece Ankara, İstanbul ve İzmir’le sınırlandırılması gibi uygulamalarla ekonomik kayıplar artmıştır. Bu nedenle yargı emekçilerinin insanca yaşayacakları bir ücret için öncelikle ekonomik kayıpları giderilerek derhal ek zam verilmelidir. İş yükü nedeniyle personel alımına gidilmeyip yargı emekçilerinin üzerinde baskı yapılarak sorunun çözümüne çalışılmaktadır. Bu uygulamadan vazgeçilerek yeterli personel istihdamı sağlanmalıdır" şeklinde konuştu.
Süheyla GÜRÜN