TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un ev sahipliğinde Afganistan, Irak ve Pakistan temsilcilerinin fiziki olarak iştirak ettiği, Rusya Federasyonu, Çin ve İran temsilcilerinin ise çevrim içi katılımıyla yapılan, 'Terörle Mücadele ve Bölgesel Bağlantılılığın Güçlendirilmesi Dördüncü Parlamento Başkanları Konferansı'nın kapanış toplantısında, bütün ülkelerin oy birliğiyle 21 maddeden oluşan ‘Antalya Deklarasyonu’ kabul edildi. Kapanış toplantısında ülkelerin temsilcileri birer değerlendirme de yaptı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop tarafından okunan ve oy birliğiyle kabul edilen Antalya Deklarasyonu’nda, hükümetler, salgını kontrol altına almaya yönelik dayanışma ve iş birliğini güçlendirmeye davet edildi. Aşı geliştirme, üretme ve tedarik etmenin yanı sıra, koronavirüsün yayılmasının kontrol altına alınmasında ve en iyi uygulamaları paylaşmak için ulusal sağlık yetkilileri arasında bilgi ve deneyim alışverişinin teşvik edildiğini belirten Şentop, gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkeler ile özellikle aşı tedariki açısından savunmasız gruplara çok taraflı finans kuruluşlarından daha fazla mali destek çağrısında bulundu.
Terör ortak tehdit
Salgının toplumlarda, terör örgütlerinin istismar etmeyi hedeflediği zafiyetleri artırdığına dikkat çekilen deklarasyonu okuyan Şentop, şöyle devam etti: “Terörizmin tüm dünya için ortak bir tehdit olduğunu ve mücadele için kapsamlı bir ortak strateji ile birlikte güçlü bir uluslararası iş birliği gerektirdiğini kabul ediyoruz. Ayrıca terörizm ve organize suç arasındaki bağı da dikkate alıyoruz. Şekli ve tezahürleri ne olursa olsun terörizme karşı mücadelemizdeki kararlılığımızı ifade ediyoruz ve isimleri, amaçları veya kökenleri fark etmeksizin tüm terör örgütlerine ve bağlı kuruluşlarına karşı uyumlu çabalara duyulan ihtiyacın altını çiziyoruz.” Terör örgütlerinin ülkelerin birliğini ve toprak bütünlüğünü hedef alan eylemlerini göz ardı etmeye veya meşrulaştırmaya yönelik her türlü çabayı kınadıklarını kaydeden Şentop, şöyle devam etti: “Terörizmin herhangi bir din, milliyet, medeniyet, kültür veya etnik grupla ilişkilendirilemeyeceğinin ve asla ilişkilendirilmemesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Küresel ve bölgesel barış ve istikrarın sağlanması için, Cammu ve Keşmir ihtilafı da dâhil olmak üzere bölgedeki tüm çözülmemiş sorunların ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak çözülmesi gerektiği konusunda mutabık kalıyoruz. Hükümetlerin terörizmin propaganda ve finansmanını etkili bir şekilde önleme ve ortadan kaldırma sorumluluğunu hatırlatıyoruz. Üçüncü ülkelerin politikalarının ve faaliyetlerinin, suikastlerin de dâhil olduğu terörizmle mücadelenin engellenmesiyle sonuçlanan olumsuz etkileri konusundaki derin endişelerimizi ifade ediyoruz. Terörist grupların hain eylemlerinin mağdurlarına ve ailelerine başsağlığı dileklerimizi ifade ediyoruz. Hükümetlerimize kapasite geliştirme çabalarını ve iş birliğini artırmalarını tavsiye ediyoruz.”
FATF’ye uyarı
Uluslararası terörizmle ilgili Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması hususunda tüm devletlerin taahhütlerini hatırlattıklarını belirten Şentop, “Tüm devletlerin Birleşmiş Milletler Yaptırım Rejimi’nin ve Mali Eylem Görev Gücü (FATF) gibi kuruluşların çalışmalarının siyasileştirilmesinden kaçınması gerektiğini vurguluyoruz. Kesintisiz ulaşım koridorları, istikrarlı küresel sanayi ve tedarik zincirleri, enerji bağlantılılığı ve verimliliği, serbest ve şeffaf ticareti kolaylaştırma tedbirleri ve güvenli yolcu, mal, hizmet ve yatırım akışından toplumlarımızın yararlanabileceği müşterek avantajlara dikkat çekiyoruz” dedi. Şentop konuşmasına şöyle devam etti: “Diyaloğu ve iş birliğini teşvik etme, ihtiyaç duyulan bütünleşik, kapsayıcı, dengeli, birbiriyle bağlantılı ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında önemli bir rol oynayan bölgesel bağlantılılığı güçlendirme ve bunlara ilaveten terörizmin köklerine inme taahhüdümüzü yineliyoruz. Bir sonraki konferansı 2022’de Rusya Federasyonu’nda yüz yüze gerçekleştirmek hususunda mutabık kalıyoruz.” Afganistan Halk Meclis Başkanı Mir Rahman Rahmani, bölgesel birlik için bu türden toplantıların önemli olduğunu belirterek, “Herkesin bildiği gibi dünya sadece terör ve koronavirüsle mücadele etmektedir ve el ele verip korunmalıyız. Bütün bölge ülkeleri aynı safta yer almalıdır. Terörizmi ortak bir şekilde ve doğru tanımlamamız gerekiyor. Terör olgusu ortak bir tehdittir. Bölgemizden tamamen kazımak için iş birliği yapmalıyız. Terörün yıkıcı etkilerini ruhumuzun derinliklerinde hissediyoruz. Afganistan bölge ticaretinde çok parlak bir ticari geçmişe sahiptir. Bölgemizin Orta Asya’ya bağlanmasında çok önemli bir rol oynayabiliriz” dedi.
Mutabakat sağlandı
Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi Başkanı Li Zhanshu, çok kapsamlı önemli konularda mutabakatlar sağlandığını belirterek, “Salgın bir kez daha insanlığa çıkarların ortak olduğunu gösterdi. Birlikten ve omuz omuza çalışmaktan başka bir yöntemin olmadığını gördük. Açıklık, şeffaflık içinde beraber kalkınmayı sağlayacağız. Uluslararası adaleti savunacağız. İnsanlık için bunu yaparak adımlarımızı atacağız. Çin, yeni bir kalkınma paradigmasını da bu süreçte beraberinde getirecek. Ortak kalkınma hedeflerini ortak kazanımlarla yürüteceğiz. Birlikten kuvvet doğar” dedi. Pakistan Ulusal Meclis Başkanı Asad Qaıser, pandeminin dünyayı değiştirdiğini belirterek, “Bize hatırlattı ki ortak risk ve sorumluluklar dünyasında yaşıyoruz. Bu şartlar, bizleri bir arada durmak ve ortak çalışmamız için yollar bulmaya zorluyor. Böylece ekonomilerimiz canlansın. Aşırıcılık ve terörizmle mücadele için yeni yollar bulmalıyız. Bu anlamlı diyaloğumuzu sürdürmemiz gerekiyor. Hepimiz biliyoruz ki terörizm dinamiktir. Bununla mücadele etmek için tepkiden çok proaktif olunması gerekiyor. Ortak engellerin üstesinden birlikte gelmemiz zaruriyet arz ediyor. Hepimizin hem şiddetin hem de yabancı işgalinin mağdurlarının sesi olması gerekir” dedi.
Büyük bir köy gibi
Siber güvenlik konusunun önemli bir husus olduğuna dikkat çeken Afganistan Senato Başkan Yardımcısı Mohammad Akbar Stanıkzaı, “Giderek ülkeler arası iş birliği de gerektiren bir husus oldu. Ülkeler kendi güvenlikleri için el ele, omuz omuza hareket etmelidir. Bu bağlamda Çin, Türkiye ve Rusya’dan daha fazla katkı ve destek beklemekteyiz. Önemli bir bölgedeyiz. Asırlardır burada yaşıyoruz, yaşayacağız. Aynı bölgenin insanları olarak bugün ilişkilerimizi karşılıklı saygı ile iş birliğimizi sürdürüp, gelecek nesillere bırakmalıyız. Dünya büyük bir köy gibi, her ülke bir başka ülkeyle ilişki içinde oldu, olacak. Daha uzaktaki ülkeler için kapı komşularımızı ihmal etmememiz gerekiyor” dedi. İran İslami Danışma Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Mojtaba Zonoori, terörün bir vekalet savaşı olarak yürütüldüğünü belirterek, “Şunu kabul etmeliyiz ki terörün çok farklı yüzleri var. Kibir ittifakı bölgeyi birbirine katıyor. İran’a uygulanan yaptırımlar da bir terör türüdür. Bölgenin artık turizmle anılması lazımdır. Dışarıdan insanlar buraya gelmeli ve burası güvenlikle anılmalıdır. Bölgedeki güvenlik eksikliği hep bu vekalet savaşlarından kaynaklanmaktadır. Terörün ortadan kaldırılması onlardan beklenmemelidir. Onlar bölgenin düşmanlarıdır. Buranın düşmanı olan insanlardan buranın güvenliğinin sağlanması nasıl beklenebilir. Tehlikeli birinden güvenlik lafları duymak inandırıcı olur mu? Hırsıza evinizin anahtarı verilir mi? Bölgemiz insanlarının güvenliği bizim anahtarımızdır ve bunu biz elimizde tutmalıyız. Açgözlü insanlara bu anahtarı vermek olur mu? Burada vekalet savaşlarıyla fırtına koparıyorlar, burada bulunmamaları gerekiyor” dedi.
Suriye’deki anayasa süreci
Irak Temsilciler Meclisi Güvenlik ve Savunma Komitesi Başkanı Muhammad Ridha Al Haidar, DAEŞ gibi bir terör belasıyla nasıl baş edilebildiyse koronanın da el ele vererek yenilebileceğini söyledi. Irak’ın komşu ülkelerin destekleriyle topraklarını DAEŞ’ten kurtarmayı başardığını söyleyen Haidar, “Irak’a ne yazık ki terör kaynakları komşu Suriye’den sızıyor. Bağdat içerisinde son dönemde bir terör saldırısı oldu. Birçok vatandaşımız şehit oldu. Bunun arkasında yine Suriye’den sızmalar olmuştur. Irak bununla mücadele etmektedir. DAEŞ’e intisap eden kişilerin ailelerinin sorunları vardır. YPG-PYD’nin de Suriye’de büyük bir sorun oluşturduğunu bilmemiz gerekiyor. Küçük çocukların alınıp beyinleri yıkanıyor. Uluslararası toplum nezdinde ideolojilerle de mücadele edilmelidir” dedi. Toplantıya çevrim içi katılan ve TBMM Başkanı Şentop’a Türkçe olarak ‘Çok teşekkürler ağabeyciğim’ diyen Rusya Federasyonu Dışişleri Komisyonu Başkanı Leonid Slutskiy, şunları söyledi: “Iraklı kardeşlerimize hitap ediyorum. Ülkelerimiz arazilerinde yeni bir çatışmaya müsaade etmeyeceğiz. Buna inanıyorum. Suriye’deki anayasa sürecini destekliyoruz. DAEŞ gibi örgütlere karşı başarılar elde edildi.”
DHA
Terör ortak tehdit
Salgının toplumlarda, terör örgütlerinin istismar etmeyi hedeflediği zafiyetleri artırdığına dikkat çekilen deklarasyonu okuyan Şentop, şöyle devam etti: “Terörizmin tüm dünya için ortak bir tehdit olduğunu ve mücadele için kapsamlı bir ortak strateji ile birlikte güçlü bir uluslararası iş birliği gerektirdiğini kabul ediyoruz. Ayrıca terörizm ve organize suç arasındaki bağı da dikkate alıyoruz. Şekli ve tezahürleri ne olursa olsun terörizme karşı mücadelemizdeki kararlılığımızı ifade ediyoruz ve isimleri, amaçları veya kökenleri fark etmeksizin tüm terör örgütlerine ve bağlı kuruluşlarına karşı uyumlu çabalara duyulan ihtiyacın altını çiziyoruz.” Terör örgütlerinin ülkelerin birliğini ve toprak bütünlüğünü hedef alan eylemlerini göz ardı etmeye veya meşrulaştırmaya yönelik her türlü çabayı kınadıklarını kaydeden Şentop, şöyle devam etti: “Terörizmin herhangi bir din, milliyet, medeniyet, kültür veya etnik grupla ilişkilendirilemeyeceğinin ve asla ilişkilendirilmemesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Küresel ve bölgesel barış ve istikrarın sağlanması için, Cammu ve Keşmir ihtilafı da dâhil olmak üzere bölgedeki tüm çözülmemiş sorunların ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak çözülmesi gerektiği konusunda mutabık kalıyoruz. Hükümetlerin terörizmin propaganda ve finansmanını etkili bir şekilde önleme ve ortadan kaldırma sorumluluğunu hatırlatıyoruz. Üçüncü ülkelerin politikalarının ve faaliyetlerinin, suikastlerin de dâhil olduğu terörizmle mücadelenin engellenmesiyle sonuçlanan olumsuz etkileri konusundaki derin endişelerimizi ifade ediyoruz. Terörist grupların hain eylemlerinin mağdurlarına ve ailelerine başsağlığı dileklerimizi ifade ediyoruz. Hükümetlerimize kapasite geliştirme çabalarını ve iş birliğini artırmalarını tavsiye ediyoruz.”
FATF’ye uyarı
Uluslararası terörizmle ilgili Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması hususunda tüm devletlerin taahhütlerini hatırlattıklarını belirten Şentop, “Tüm devletlerin Birleşmiş Milletler Yaptırım Rejimi’nin ve Mali Eylem Görev Gücü (FATF) gibi kuruluşların çalışmalarının siyasileştirilmesinden kaçınması gerektiğini vurguluyoruz. Kesintisiz ulaşım koridorları, istikrarlı küresel sanayi ve tedarik zincirleri, enerji bağlantılılığı ve verimliliği, serbest ve şeffaf ticareti kolaylaştırma tedbirleri ve güvenli yolcu, mal, hizmet ve yatırım akışından toplumlarımızın yararlanabileceği müşterek avantajlara dikkat çekiyoruz” dedi. Şentop konuşmasına şöyle devam etti: “Diyaloğu ve iş birliğini teşvik etme, ihtiyaç duyulan bütünleşik, kapsayıcı, dengeli, birbiriyle bağlantılı ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında önemli bir rol oynayan bölgesel bağlantılılığı güçlendirme ve bunlara ilaveten terörizmin köklerine inme taahhüdümüzü yineliyoruz. Bir sonraki konferansı 2022’de Rusya Federasyonu’nda yüz yüze gerçekleştirmek hususunda mutabık kalıyoruz.” Afganistan Halk Meclis Başkanı Mir Rahman Rahmani, bölgesel birlik için bu türden toplantıların önemli olduğunu belirterek, “Herkesin bildiği gibi dünya sadece terör ve koronavirüsle mücadele etmektedir ve el ele verip korunmalıyız. Bütün bölge ülkeleri aynı safta yer almalıdır. Terörizmi ortak bir şekilde ve doğru tanımlamamız gerekiyor. Terör olgusu ortak bir tehdittir. Bölgemizden tamamen kazımak için iş birliği yapmalıyız. Terörün yıkıcı etkilerini ruhumuzun derinliklerinde hissediyoruz. Afganistan bölge ticaretinde çok parlak bir ticari geçmişe sahiptir. Bölgemizin Orta Asya’ya bağlanmasında çok önemli bir rol oynayabiliriz” dedi.
Mutabakat sağlandı
Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi Başkanı Li Zhanshu, çok kapsamlı önemli konularda mutabakatlar sağlandığını belirterek, “Salgın bir kez daha insanlığa çıkarların ortak olduğunu gösterdi. Birlikten ve omuz omuza çalışmaktan başka bir yöntemin olmadığını gördük. Açıklık, şeffaflık içinde beraber kalkınmayı sağlayacağız. Uluslararası adaleti savunacağız. İnsanlık için bunu yaparak adımlarımızı atacağız. Çin, yeni bir kalkınma paradigmasını da bu süreçte beraberinde getirecek. Ortak kalkınma hedeflerini ortak kazanımlarla yürüteceğiz. Birlikten kuvvet doğar” dedi. Pakistan Ulusal Meclis Başkanı Asad Qaıser, pandeminin dünyayı değiştirdiğini belirterek, “Bize hatırlattı ki ortak risk ve sorumluluklar dünyasında yaşıyoruz. Bu şartlar, bizleri bir arada durmak ve ortak çalışmamız için yollar bulmaya zorluyor. Böylece ekonomilerimiz canlansın. Aşırıcılık ve terörizmle mücadele için yeni yollar bulmalıyız. Bu anlamlı diyaloğumuzu sürdürmemiz gerekiyor. Hepimiz biliyoruz ki terörizm dinamiktir. Bununla mücadele etmek için tepkiden çok proaktif olunması gerekiyor. Ortak engellerin üstesinden birlikte gelmemiz zaruriyet arz ediyor. Hepimizin hem şiddetin hem de yabancı işgalinin mağdurlarının sesi olması gerekir” dedi.
Büyük bir köy gibi
Siber güvenlik konusunun önemli bir husus olduğuna dikkat çeken Afganistan Senato Başkan Yardımcısı Mohammad Akbar Stanıkzaı, “Giderek ülkeler arası iş birliği de gerektiren bir husus oldu. Ülkeler kendi güvenlikleri için el ele, omuz omuza hareket etmelidir. Bu bağlamda Çin, Türkiye ve Rusya’dan daha fazla katkı ve destek beklemekteyiz. Önemli bir bölgedeyiz. Asırlardır burada yaşıyoruz, yaşayacağız. Aynı bölgenin insanları olarak bugün ilişkilerimizi karşılıklı saygı ile iş birliğimizi sürdürüp, gelecek nesillere bırakmalıyız. Dünya büyük bir köy gibi, her ülke bir başka ülkeyle ilişki içinde oldu, olacak. Daha uzaktaki ülkeler için kapı komşularımızı ihmal etmememiz gerekiyor” dedi. İran İslami Danışma Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Mojtaba Zonoori, terörün bir vekalet savaşı olarak yürütüldüğünü belirterek, “Şunu kabul etmeliyiz ki terörün çok farklı yüzleri var. Kibir ittifakı bölgeyi birbirine katıyor. İran’a uygulanan yaptırımlar da bir terör türüdür. Bölgenin artık turizmle anılması lazımdır. Dışarıdan insanlar buraya gelmeli ve burası güvenlikle anılmalıdır. Bölgedeki güvenlik eksikliği hep bu vekalet savaşlarından kaynaklanmaktadır. Terörün ortadan kaldırılması onlardan beklenmemelidir. Onlar bölgenin düşmanlarıdır. Buranın düşmanı olan insanlardan buranın güvenliğinin sağlanması nasıl beklenebilir. Tehlikeli birinden güvenlik lafları duymak inandırıcı olur mu? Hırsıza evinizin anahtarı verilir mi? Bölgemiz insanlarının güvenliği bizim anahtarımızdır ve bunu biz elimizde tutmalıyız. Açgözlü insanlara bu anahtarı vermek olur mu? Burada vekalet savaşlarıyla fırtına koparıyorlar, burada bulunmamaları gerekiyor” dedi.
Suriye’deki anayasa süreci
Irak Temsilciler Meclisi Güvenlik ve Savunma Komitesi Başkanı Muhammad Ridha Al Haidar, DAEŞ gibi bir terör belasıyla nasıl baş edilebildiyse koronanın da el ele vererek yenilebileceğini söyledi. Irak’ın komşu ülkelerin destekleriyle topraklarını DAEŞ’ten kurtarmayı başardığını söyleyen Haidar, “Irak’a ne yazık ki terör kaynakları komşu Suriye’den sızıyor. Bağdat içerisinde son dönemde bir terör saldırısı oldu. Birçok vatandaşımız şehit oldu. Bunun arkasında yine Suriye’den sızmalar olmuştur. Irak bununla mücadele etmektedir. DAEŞ’e intisap eden kişilerin ailelerinin sorunları vardır. YPG-PYD’nin de Suriye’de büyük bir sorun oluşturduğunu bilmemiz gerekiyor. Küçük çocukların alınıp beyinleri yıkanıyor. Uluslararası toplum nezdinde ideolojilerle de mücadele edilmelidir” dedi. Toplantıya çevrim içi katılan ve TBMM Başkanı Şentop’a Türkçe olarak ‘Çok teşekkürler ağabeyciğim’ diyen Rusya Federasyonu Dışişleri Komisyonu Başkanı Leonid Slutskiy, şunları söyledi: “Iraklı kardeşlerimize hitap ediyorum. Ülkelerimiz arazilerinde yeni bir çatışmaya müsaade etmeyeceğiz. Buna inanıyorum. Suriye’deki anayasa sürecini destekliyoruz. DAEŞ gibi örgütlere karşı başarılar elde edildi.”
DHA