Alanyaspor, 2024-2025 Süper Lig sezonunda 36 maç sonunda topladığı 45 puanla 13’üncü sırada yer aldı. 12 galibiyet, 9 beraberlik ve 15 mağlubiyetle tamamladığı sezonu -7 averajla kapatan turuncu-yeşilli ekip, rakip ağlara 43 gol gönderirken, kalesinde 50 gol gördü. Takımın genel istatistikleri, küme düşme hattının birkaç puan üzerinde kalmasına yetecek kadar bir performansa işaret ederken, ligde orta sıralara demir atılmış bir sezon yaşandı. Avrupa kupaları hedefinin çok gerisinde kalınsa da, düşme tehlikesinin uzak tutulması teknik açıdan belirli bir başarı olarak görülse de, sportif gelişim açısından Alanyaspor’un daha iddialı olması gerektiği düşünülüyor. Puan cetvelinde birçok takımın yakın puanlarla sıralandığı sezon, küçük hataların büyük kayıplara yol açabildiği zorlu bir mücadele yılı olarak kayda geçti.
İç saha avantajı, dış saha zaafı
Alanyaspor’un sezon boyunca gösterdiği performansta, iç saha ve deplasman maçları arasında belirgin bir uçurum olduğu gözlemlendi. GAİN Park’ta oynanan 18 karşılaşmada ortalama 1.61 puan toplayarak 29 puan elde eden Akdeniz temsilcisi, bu maçlarda 26 gol atıp sadece 21 gol yedi ve +5 averaj yakaladı. Kendi sahasında daha özgüvenli ve üretken bir futbol sergileyen Alanyaspor, taraftar desteğini de arkasına alarak özellikle alt sıralardaki rakiplere karşı kritik puanlar toplamayı başardı. Ancak deplasman karnesi çok daha zayıftı. 18 dış saha maçında yalnızca 16 puan toplayabilen takım, sadece 17 gol atarken 29 gol yedi ve -12 averajla ligin dış saha performansı açısından zayıf takımlarından biri oldu. Bu denli keskin bir fark, takımın ligde kalmasında iç saha formunun ne kadar belirleyici olduğunu net biçimde ortaya koydu. Deplasmanda benzer bir direnç gösterilememesi ise puan kayıplarının ana nedenlerinden biri olarak öne çıktı.
İnişli çıkışlı maç performansları
Sezon boyunca alınan bazı sonuçlar, Alanyaspor’un ne denli dalgalı bir grafik çizdiğini ve istikrar sağlamakta zorlandığını açıkça ortaya koydu. Özellikle 25 Ocak 2025 tarihinde İstanbul Başakşehir’e karşı sahasında oynanan ve 5-4 kazanılan karşılaşma, sezonun hem en gollü hem de en dikkat çeken mücadelelerinden biri olarak hafızalara kazındı. Bu maçta takımın hücum potansiyeli kadar, savunma zaafları da belirgin şekilde gözler önüne serildi. Ancak ligin güçlü ekiplerine karşı alınan sonuçlar, aynı seviyede bir etki yaratmadı. 30 Ağustos 2024’te Fenerbahçe deplasmanında alınan 3-0’lık net mağlubiyet ile 6 Ekim’de Galatasaray’a karşı yine deplasmanda 1-0 kaybedilen maçlar, Alanyaspor’un üst düzey rakipler karşısında dış sahada zorlandığını ortaya koydu. Bu sonuçlar, takımın zaman zaman gösterdiği mücadele gücüne rağmen, güçlü rakiplere karşı sürpriz yapma potansiyelini yeterince sahaya yansıtamadığını gösterdi. 9 Şubat 2025’te ise sahasında Fenerbahçe’ye 0-2 mağlup olması, iç sahadaki dirençli kimliğin de kırıldığı anlardan biri oldu. Bu tür sonuçlar, Alanyaspor’un sezon boyunca belirli maçlarda parlayan ancak bu performansı sürdüremeyen, istikrarsız bir ekip görüntüsünde kalmasına neden oldu.
Kupada bambaşka bir yüz
Alanyaspor’un Türkiye Kupası performansı ise ligdeki dengesizliğin aksine daha kararlı ve Alanyaspor’un Türkiye Kupası performansı, ligdeki dengesizliğin aksine daha disiplinli ve odaklı bir görüntü sundu. Dördüncü turda Fethiyespor’u 4-1’lik net bir skorla geçerek kupaya moralli başlayan Akdeniz temsilcisi, beşinci turda Amed SK’yı 3-2 mağlup ederek grup aşamasına yükseldi. A Grubu'nda ise işler karmaşıklaştı. 8 Ocak 2025’te Trabzonspor deplasmanında alınan 3-0’lık mağlubiyet, kupadaki en zorlu sınavlardan biri olurken; 6 Şubat’ta iç sahada oynanan Karagümrük maçında alınan 4-1’lik galibiyet, takımın hücum gücünü tekrar ortaya koydu. Son grup maçında 26 Şubat’ta Ankaragücü deplasmanından 1-1’lik beraberlikle dönen Alanyaspor, grup aşamasını tamamladı. Takım, kupadaki maçların tamamında skor üretmeyi başararak bu süreçte ofansif anlamda daha istikrarlı bir çizgi sergiledi. Özellikle kupa maçlarında görülen net oyun planı, yüksek konsantrasyon ve disiplinli futbol, lig performansına kıyasla çok daha organize bir yapı sundu. Bu tablo, Alanyaspor’un kısa vadeli ve hedefe odaklı organizasyonlarda daha kontrollü ve efektif bir kimliğe bürünebildiğini gözler önüne serdi.
Bireysel katkılarda sınırlı derinlik
Takımın skor yükünü çeken isimler net biçimde öne çıktı. Sergio Córdova, 9 gol ve 4 asistle takımın en üretken ismi olurken, Güney Koreli forvet Ui-jo Hwang 7 golle skor katkısı verdi. Sağ bek pozisyonunda görev yapan Florent Hadergjonaj, 4 gol ve 5 asistle çift yönlü katkı sağladı. Orta saha oyuncusu Yusuf Özdemir’in 5 gollük sürpriz çıkışı da sezonun dikkat çeken bireysel performanslarındandı. Ancak bu üretkenliğin sınırlı sayıda oyuncudan gelmesi, takımın hücum gücünü belli isimlere bağımlı hale getirdi. Bu durum, hem taktik çeşitliliği kısıtladı hem de bu oyuncuların form düşüklüğü ya da cezalı oldukları dönemlerde Alanyaspor’un skor üretmede zorlanmasına yol açtı. Teknik ekiplerin zaman zaman farklı oyuncularla çözüm arayışına girmesi ise kalıcı çözümler üretemedi.
Kazançlı ama riskli transfer politikası
Alanyaspor’un transfer döneminde uyguladığı politikalar ekonomik açıdan oldukça olumlu sonuçlar doğurdu. Kulüp, sezon boyunca yalnızca 750 bin Euro harcarken, oyuncu satışlarından tam 8.5 milyon Euro gelir elde etti. Bu satışların başında Oğuz Aydın’ın Fenerbahçe’ye 6 milyon Euro’ya transfer edilmesi ve Loide Augusto’nun Vasco da Gama’ya 2.5 milyon Euro karşılığında satılması geldi. Bu transferler, kulübün ekonomik olarak sürdürülebilirliğini güçlendirirken, sportif açıdan bazı sıkıntılar doğurdu. Çünkü giden oyuncuların yerleri tam anlamıyla doldurulamadı ve bu da takım içinde uyum problemlerini artırdı. Altyapıdan gelen oyuncularla bu boşluklar kapatılmaya çalışılsa da, yeterli katkı sağlanamayan bölgelerde düşüşler yaşandı. Kâr odaklı bu model, sahada istikrarı sürdürebilmek için daha iyi planlama ve zamanında hamle gerektiriyor.
Teknik adam trafiği başarıyı zorlaştırdı
Sezona Fatih Tekke ile başlayan Alanyaspor, kötü gidişat sonrası 7 Kasım 2024’te Tekke’nin istifasıyla yolları ayırdı. Ardından göreve gelen Sami Uğurlu da 20 Mart 2025’te karşılıklı anlaşmayla kulüpten ayrıldı. Sezonun son bölümünde ise takımın başına Portekizli genç teknik adam João Pereira getirildi. Bu üç farklı teknik adamla tamamlanan sezon, doğal olarak sahaya da yansıyan ciddi bir taktik karmaşaya ve uyum sorununa neden oldu. Her teknik direktörün farklı sistem ve futbol anlayışı olması, oyuncuların rol değişimlerine adapte olmasını güçleştirdi. Özellikle savunma kurgusunda yaşanan sık değişiklikler, takımın maçlarda istikrarlı bir yapı oluşturmasını engelledi. Bu sık sık yaşanan değişim, sezonun kırılgan yapısını daha da derinleştirdi.