Güncel

Hem gurur hem hüzün 

ATSO 142’nci Yıl Vergi ve Ali Bahar Özel Ödülleri Töreni, bu yıl merhum ATSO Başkanı Ali Bahar anısına gerçekleştirildi. ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, bu yılki ödül töreninin hem gurur hem de hüzünle dolu olduğunu ifade ederek üç ay önce hayatını kaybeden merhum Ali Bahar’ı andı 

Abone Ol

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından ekonomik ve kültürel kalkınmaya katkıda bulunan, bilinirliği artıran ve fark yaratan kişi ve kurumları onurlandırmak amacıyla her yıl düzenlenen ‘ATSO 142’nci Yıl Vergi ve Ali Bahar Özel Ödülleri Töreni’ bu yıl elim bir kaza sonucu hayatını kaybeden merhum ATSO Başkanı Ali Bahar anısına ATSO Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman ve ATSO Yönetim Kurulu ev sahipliğinde yapılan etkinliğe, önceki dönem Dışişleri Bakanı ve AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Dünya Odalar Federasyonu Başkanı M. RifatHisarcıklıoğlu, Gelecek Partisi Antalya Milletvekili Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya iş dünyasının önde gelen temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının yetkilileri ve kamu kurumlarından pek çok davetli katıldı. Törende Ali Bahar anısına düzenlenen özel tören ile merhum başkan Bahar’ın değerlerini ve vizyonunu yaşatmanın bir sembolü olarak, onun iş dünyasında bıraktığı güçlü mirası ve topluma sağladığı faydaları geleceğe taşımak amaçlandı. Tören öncesinde Ali Bahar’ın sevdiği şarkılarla hazırlanan anma konserinde, Şef Furkan Üstündağ yönetimindeki Kemer Belediyesi ATSO Kemer Eğitim ve Sanat Merkezi öğrencileri ve Kemer Belediyesi Gençlik Orkestrası performans sergiledi. ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, bu yılki ödül töreninin hem gurur hem de hüzünle dolu olduğunu ifade ederek üç ay önce hayatını kaybeden merhum Ali Bahar’ı andı. Başkan Yusuf Hacısüleyman, Bahar için şunları söyledi: “Kendisi, yalnızca Antalya iş dünyasına değil, tüm ülkemize katkı sağlayan, değer katan bir başkandı. Onun mücadele ruhu, bizler için her daim bir yol gösterici olacak, bizler de onun adını yaşatmaya ve geleceğe olan inancımızı sürdürmeye devam edeceğiz.” 

 

‘İlave yüklerin farkındayız’ 

Antalya’nın Türkiye ekonomisinin en önemli çarklarından biri olduğunu belirten Başkan Hacısüleyman, tarımsal üretimde, sanayide, Ar-Ge’de, teknolojide ve turizmin her alanında Antalya’nın güçlü bir şekilde büyümeye devam ettiğini bildirerek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Antalya’nın ekonomik ve sosyal görünümüne göz atarsak; Antalya, dünyanın doğrudan uçuşla en fazla turist alan 4’üncü şehri. Türkiye örtü altı varlığında 1’inci ili. Ekonomi açısından Türkiye’nin en büyük 6’ncı ekonomisi, Türkiye GSYH’sinde aldığı pay yüzde 3,4. Türkiye’nin en hızlı büyüyen ili. Türkiye’nin ekonomik büyümesine en fazla katkıyı veren ikinci il. Bankalarda en fazla mevduat tutulan 4’üncü il. Bankalardan en fazla kredi kullanılan 4’üncü il. Yabancılara konut satışında birinci sırada. İller arası rekabet sıralamasında 4’üncü il olduğumuzu görmekteyiz. Son 20 yılda nüfusu en çok artan 3’üncü il olma özelliğine sahip olan Antalya, her yıl 60 bin kişiye daha ev sahipliği yapıyor. Neredeyse her yıl bir Korkuteli şehrimize ekleniyor. Bu rakamın 38 bini iç ve dış göç olarak gerçekleşiyor. Bu durum, Antalya’nın rekabet gücünü artırırken, inovasyon ve yeni iş fırsatları için de bir zemin hazırlıyor. Ancak göçün kontrolsüz büyümesi, altyapı yetersizlikleri, konut sıkıntısı ve trafik gibi sorunları da beraberinde getirebiliyor. Bu nedenle, göçü yönetirken sürdürülebilir planlamalar yapılması ve sosyal dengelerin korunması büyük önem taşıyor. Dünya turizm hareketi içinde beğenilen ve sevilen bir il olmaktan, Türkiye’nin turizm başkenti olmaktan çok mutluyuz ancak, ilave yüklerin de farkındayız.” 

‘Yüksek sesle gündeme getirildi’ 

“Bugün en fazla vergi ödeyen üyelerimizi ödüllendirmek için bir araya geldik. Antalya olarak ülkemizin toplam vergi gelirlerindeki payımız, yüzde 1,6. Başka bir deyişle, en çok vergi ödeyen 7’nci iliz. Bununla da gurur duyuyoruz. Ancak vergi sistemimizdeki en temel soruna da işaret etmeden geçmek istemiyorum. Biliyoruz ki kaynağı servet ve gelir olan vergilere ‘Dolaysız’, kaynağı harcama olan vergilere ise ‘Dolaylı vergiler’ diyoruz. Bizde vergi gelirlerinin yüzde 70’e yakını dolaylı vergilerden oluşuyor. Gelişmiş ülkelerde durum bunun tam tersi. Nasıl mı? Dolaylı vergilerin payı yüzde 40-45 arasında. Bizim de devlet olarak vergilerimizin daha büyük kısmının harcamalardan değil, kayıt dışılığı önleyerek, gelir ve servet üzerinden ödenmesini sağlamamız gerekiyor. 2024 yılının ilk 8 ayında toplam vergi gelirlerinin yüzde 19,9’u gelir vergisi. Yüzde 19,8’i ÖTV, yüzde 19,5’i ithalden alınan KDV, yüzde 13,7’si dahilden alınan KDV, yüzde 11,3’ü kurumlar vergisinden elde edilmiştir. Gelir ve kurumlar vergisi yani doğrudan vergiler, toplam vergi gelirlerinin yüzde 31,2’sini oluştururken, dolaylı vergiler dediğimiz diğer kalemlerin payı ise yüzde 68,2’dir. Son ayların en tartışmalı konularından biri enflasyon muhasebesi oldu. Düzenlemede eksik bulunan ya da hatalı olduğu düşünülen noktalar doğal olarak iş dünyası temsilcileri tarafından yüksek sesle gündeme getirildi. Bu sesin daha da güçlü hale gelmesini sağlayan ve bazı istisnaları içeren değişikliklerin yapılmasında büyük rol oynayan Dünya Odalar Federasyonu ve TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’na buradan teşekkür etmek isterim.” 

 

‘Şiddetin her zaman karşısındayız’ 

“Antalya, güçlü bir tarım merkezi. Bu topraklarda üretilen tarım ürünleri hem Antalyalıları hem de ülke genelinde milyonlarca insanı besliyor. Aynı zamanda bu üretim, ihracat yoluyla yüzlerce ülkeye ulaşıyor ve ilimize gelen milyonlarca turistin ihtiyaçlarını karşılıyor. Ancak bu üretim gücü, su ve toprağın değerini bilmekle doğrudan ilişkili. Su ve toprak, hayatın temelidir fakat her ikisinin de sonsuzmuş gibi kullanılmaması gerektiğini unutmamalıyız. Su kaynaklarımız ve toprağın verimliliği sınırlıdır ve bunların sürdürülebilir şekilde yönetilmesi, geleceğimizi güvence altına alacaktır. Geleceğimizle ilgili bir başka endişemizde, toplumsal değerlerimizle ilgili. Özellikle son yıllarda neredeyse her gün, ülkemizin bir köşesinde kadın cinayeti, çocuk cinayeti ve istismar haberleri hepimizin derinden üzmektedir. Bir taraftan ‘seni koruyamadık’ sözleriyle birey ve toplum olarak kendinizi sorumlu tutarken, diğer taraftan bu faillerin işledikleri suçlarla ilgili yaratılan, cezasızlık ve cezadan kurtulma algısı veya hafifletici cezalarla kurtulması, toplumun adalet duygusunu oldukça zedelemekte, hatta yenilerinin eklenmesine yol açmakta ve vicdanımızda da büyük bir yük oluşturmaktadır. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası olarak yaşam hakkını kutsal bir değer kabul ettiğimizi, özellikle kadın ve çocuklarımızın yaşam hakkına yönelik şiddetin, her zaman karşısında olacağımızı buradan bir kez daha ifade etmek isteriz.”