Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı, nisan ayında gelen ihbar sonrası Manavgat Belediyesi Başkanı Niyazi Nefi Kara, belediye başkan yardımcıları, belediye meclisi üyeleri ve belediye çalışanları ile bazı iş insanlarına yönelik 'yolsuzluk' ve 'rüşvet' soruşturması başlattı. Soruşturma kapsamında yapılan teknik ve fiziki takip sırasında Belediye Başkan Yardımcısı Engin Tüter'in makamında baklava kutusu içinde 110 bin avro rüşvet alırken polis ekipleri tarafından suçüstü yapıldı. Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara'nın yanı sıra, belediye başkan yardımcıları, belediye meclisi üyeleri ve belediye çalışanları ile birlikte iş insanlarının da bulunduğu 41 şüpheli, gözaltına alındı. Şüphelilerden 18'i tutuklandı, 16'sı adli kontrol şartıyla, 7'si ise savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Soruşturma sürecinde bazı şüphelilerin serbest bırakılması ile tutuklu sayısı 11'e düştü.

'TAMAM SEN BAŞLA SONRA BAKARIZ'

Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak, Manavgat 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede; turizmci iş insanı Zafer Süral 'müşteki' olarak ifade verdi. Uzun yıllardır inşaat işlerini Cengiz Coşar'ın yaptığını, lojman yapım işini belediyenin baskısıyla Mehmet Ali Fansa'ya verdiğini, Coşar'ın bu duruma bozulduğunu, sonrasında Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Engin Tüter ile Niyazi Nefi Kara'nın yeğeni Hüseyin Cem Gül'ün kendisini şantiyeye çağırdığını kaydeden Zafer Süral, ifadesinde, şunları kaydetti:

"Gittiğimde araç içerisindeydiler. Araçlarına bindim. Bana işi, Cengiz Coşar'a verebileceğimi söylediler. Cengiz Coşar ile de yaptıkları pazarlıkta toplam brüt kazancın yüzde 30'unu istemişler. Cengiz Coşar da o kadar veremeyeceğini, yüzde 5 veya yüzde 10 verebileceğini söylemiş. Onlar da 'Tamam sen başla sonra bakarız' demişler. Bu şekilde ince işçilik ve seramik işleri için Cengiz Coşar ile elimde en ucuz teklifin yüzde 5 fazlasına anlaştım. Cengiz de benden fazla almış olduğu bu parayı Engin Tüter ve Hüseyin Cem'e verecekti."

'YÜZDE 30'U NAKİT OLARAK VERMEM GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİLER'

Cengiz Coşar ise savcılıktaki ifadesinde, bu görüşme sonrasında Hüseyin Cem Gül ve Mehmet Engin Tüter ile buluştuğunu belirterek, "Bana işin bende olduğunu, fakat bu iş nedeniyle belediyeye toplam brüt kazancın yüzde 30'unu nakit olarak vermem gerektiğini söylediler. Ben de en fazla yüzde 10 kazandığımı, bu paranın yüzde 30'unu kendilerine veremeyeceğimi söyledim. Engin Tüter de bana 'Sen işi bitir sonrasına bakarız' dedi. Bu şekilde konuşup, oradan ayrıldık" dedi.

'NE KADAR VAR'

Altınova'ya kreş ve gündüz bakımevi geliyor
Altınova'ya kreş ve gündüz bakımevi geliyor
İçeriği Görüntüle

İddianamede; Zafer Süral ve Cengiz Coşar'ın suç duyurusunda bulunmasının ardından 4 Temmuz günü belediyeye giden Cengiz Coşar'ın, Mehmet Engin Tüter'in ofisine girdiği, içerisinde 110 bin avro olan baklava kutusu ile viski bulunan siyah karton poşeti Tüter'in ayağının dibine koyduğu kaydedildi. Cengiz Coşar'ın Tüter'e, "Burada şey var abi, altında, Zafer abinden şey olan var ya komisyon" dediği, Tüter'in "Ne kadar var?" diye sorduğu ve "110 bin avro var" cevabını aldığı, sonra da Coşar'a yönelik "Tamam sen bir yere bir şey deme" dediği şeklindeki konuşmaları iddianameye yansıdı.

'BOŞLUĞUMA GELDİĞİ İÇİN PARAYI KABUL ETTİM'

İddianamede, Mehmet Engin Tüter'in olayla ilgili alınan ifadesi de yer aldı. Tüter, Cengiz Coşar'ın Zafer Süral'ın lojman yapım işinin başkasına verilmesine bozulduğunu kendisine ilettiğini, bunun üzerine kendisinin de işin Coşar'a verilmesi noktasında ricacı olacağını söylediğini anlattı. Tüter, ifadesinde şunları kaydetti:

"Komisyon konusunda ilk teklif, Cengiz Coşar'dan geldi. Orada oran konusunda bir anlaşma olmadı. Durumu Zafer Süral'a ileteceğimi, işin kendisine verilmesi konusunda ricacı olacağımı söyledim. Hüseyin Cem Gül ile birlikte Zafer Süral'ın yanına gittik. İşin ince işçilik kısmını Cengiz Coşar'a vermesi konusunda ricacı oldum. O da ilerleyen süreçte işi Cengiz Coşar'a vermiş. Aynı gün ben Hüseyin Cem Gül ile birlikte Cengiz Coşar ile görüşmeye gittim. Cengiz Coşar'a normal şartlarda kazanılan paranın yüzde 20'sinin verildiğini fakat gönlünden ne koparsa verebileceğini söyledim. Hatta 'Vermesen bile olur' dedim. Oradan ayrıldım. İnşaat bittikten 3- 4 ay sonra kendisi beni aradı. Paranın hazır olduğunu söyledi. Ben de 'Gerek yok' dedim. Yaklaşık 10 gün önce de ofisime geldi. Parayı vermeyi teklif etti. Ben de 'Acele etme' dedim. Kendisini geçiştirdim. 4 Temmuz 2025 tarihinde de belediyeye gelerek bana bir paket verdi. Paketin içerisinde viski ve baklava kutusu vardı. İçinde para olduğunu söyledi. Ben o esnada boşluğuma geldiği için parayı kabul ettim. Kendisini yolcu ettikten sonra durumdan şüphelendim, bana kumpas kurulduğunu düşündüm. Kendisi çıktıktan hemen sonra iade etmek için koridora çıktım fakat oradan ayrılmıştı. Akabinde de polis ekipleri baskın yaptı."

NİYAZİ NEFİ KARA: BİLGİM VE ONAYIM DAHİLİNDE DEĞİLDİR

İddianamede yer alan Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara'nın ifadesinde ise "Cengiz Coşar'ı tanımıyorum. Cengiz Coşar'ın Hüseyin Cem Gül ve Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Engin Tüter tarafından Zafer Süral'a yönlendirilip yapılacak olan inşaattan Cengiz Coşar'ın kazandığı paranın belli bir kısmını komisyon olarak istemeleri konusundan haberim yoktur. Ben Mehmet Engin Tüter'in bu olay nedeniyle Cengiz Coşar'dan 110 bin avro alırken suçüstü yakalanması akabinde bu olaydan haberdar oldum. Bu olay kesinlikle benim bilgim ve onayım dahilinde değildir. Benim Mehmet Engin Tüter'in işlemiş olduğu eyleme kesinlikle iştirakim söz konusu değildir" dedi.

'SUÇTAN KURTULMAYA YÖNELİK BEYAN'

Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesinde olaya ilişkin şu ifadeler kullanıldı:

"Her ne kadar Mehmet Engin Tüter ifadesinde parayı kabul ettiğini fakat Cengiz Coşar parayı verip odadan ayrıldıktan sonra parayı aldığına pişman olup, Cengiz Coşar'ın peşinden koridora çıktığını beyan etmişse de bu hususun suçun sübutuna etki etmediği ve şüphelinin suçtan kurtulmaya yönelik beyanına itibar edilmediği, Mehmet Engin Tüter ve Hüseyin Cem Gül'ün iştirak halinde müştekiye karşı 'İcbar suretiyle irtikap' suçunu işledikleri, her ne kadar örgüt kurucusu Niyazi Nefi Kara ve örgüt yöneticisi Bulem Şahbaz, Sıla Ceyhan Berkaya'nın somut olaya doğrudan iştirakleri tespit edilemese de örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen atılı 'İrtikap' suçundan fail olarak sorumlu oldukları, Manavgat Belediyesi'nde resmi bir görevi olmayan Hüseyin Cem Gül'ün kamu görevlisi sıfatına haiz olmadığı, bu nedenle sadece kamu görevlileri tarafından işlenebilen özgü suç olan 'İrtikap' suçundan sorumlu olur."

Kaynak: DHA