CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, bu yıl Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na tarihte ilk kez fiilen yalnızca hükümet ve işveren temsilcilerinin katıldığını belirterek, emekçilerin iradesinin masadan dışlandığını söyledi. Kamacı, “Defalarca söyledik, 39 bin TL bir lüks değil, zaruri bir ihtiyaçtır. Ancak sarayların ve salonların iktidarı yine sokağın sesini duymadı” dedi. Asıl meselenin asgari ücretin kaç lira arttığı olmadığını belirten Kamacı, “Mesele, asgari ücretlinin enflasyon karşısında her yıl biraz daha yoksullaştırılmasıdır. Mesele, asgari ücret ile alım gücü arasındaki makasın bilinçli biçimde açılmasıdır” dedi.
Kira verilerini paylaştı
Antalya’daki kira verilerinin yaşanan geçim krizini açıkça ortaya koyduğunu söyleyen Kamacı’nın paylaştığı verilere göre; 2020 yılında ortalama kira asgari ücretin yüzde 52’sine denk gelirken, bu oran 2021’de yüzde 62’ye, 2022’de yüzde 64’e, 2023’te yüzde 66’ya, 2024’te yüzde 71’e ve 2025’te yüzde 81’e yükseldi. 2026 yılı için öngörülen ortalama kiranın yaklaşık 24 bin TL olduğunu hatırlatan Kamacı, “Asgari ücret 28 bin 75 TL. Yani 2026’da bir asgari ücretli, maaşının yaklaşık yüzde 86’sını yalnızca kiraya ayırmak zorunda kalacak. Geriye kalanla gıda mı alınacak, fatura mı ödenecek, ulaşım mı sağlanacak?” diye sordu.
‘Yoksulluk değil açlık’
Kamacı, iktidarın ‘zam yaptık’ söyleminin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, “Gerçekte olan şudur; asgari ücretlinin sofrası her yıl sistematik biçimde biraz daha küçülmektedir. Bu tablo açık bir geçim kaybıdır ve nesilleri kapsayan bir açlık krizinin resmidir” dedi. Gıda enflasyonunun yüzde 60’lara dayandığını vurgulayan Kamacı, asgari ücrete yapılan artışın bunun yarısına bile ulaşamadığını, aradaki farkın doğrudan sofradan eksilen yemek olarak yurttaşlara döndüğünü söyledi. Kamacı, “Artık sorun yalnızca yoksulluk değil, açlıktır” ifadelerini kullandı.
‘Sorunun kaynağı enflasyon’
Kamacı, yaşanan tablonun bir kader olmadığını vurgulayarak, “Sorunun kaynağı enflasyondur ve bu enflasyon bilinçli bir tercihin sonucudur. Kişi başına düşen gelir sözde artarken, asgari ücretlinin ve emeklinin yaşadığı bu tablo ülkeyi yönetememe krizinin halkımıza çıkarılan faturasıdır” dedi. Bir yandan asgari ücretli ve emekliden doğrudan ve dolaylı vergilerle gelirlerinin neredeyse yarısının geri alındığını, diğer yandan bütçenin faize ve yandaşa aktarıldığını belirten Kamacı, bunun sosyal adaletle bağdaşmadığını söyledi.
‘39’un altını kabul etmiyoruz’
Asgari ücretin ülkede fiilen standart ücret haline geldiğini belirten Kamacı, çalışanların yüzde 55’inin asgari ücretle çalıştığını, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde on milyonlarca yurttaşın açlık sınırında yaşamaya zorlandığını ifade etti. “Bu tablo, yönetilemeyen bir ekonominin ve derinleşen bir devlet krizinin sonucudur” diyen Kamacı, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu yük artık taşınamaz. Bu tablonun sorumluları bellidir. Hükümet sorumludur, TÜİK sorumludur, ilgili tüm kurumlar sorumludur. 2026 bir geçim yılı olmayacaktır. Ama belli ki bir hesaplaşma yılı olacaktır. 39’un altını kabul etmiyoruz.”
