Eğitim-Sen Antalya Şubesi, 13-18 Nisan tarihleri arasında eğitim kurumlarında görülen Covid-19 vaka tespit tablosunu paylaştı. Tablo ile birlikte hazırlanan raporda 15 Nisan’dan itibaren okul öncesi eğitim kurumları ile 8. sınıf ve 12. sınıflar dışında yüz yüze eğitime ara verme kararı verilmesine rağmen, yüz yüze eğitim sürecinde yaygınca ortaya çıkan vakalar ve vefatların devam ettiğinin altı çizildi. Yüz yüze eğitime ara verilme kararının alındığı 12-18 Nisan haftasında Antalya'da bulunan eğitim kurumlarında görev yapan eğitimcilerden 15'inin PCR testi pozitif çıkarken, 6 öğretmenin ise temaslı olduğu belirlendi. Aynı dönemde yüz yüze eğitime devam eden 14 öğrencinin Covid-19 testi pozitif çıktı. Bu öğrencilerle temaslı oldukları belirlenen 56 öğrenci ise karantinaya alındı. Pozitif ve temaslı vakaların fazla olduğu 4 okulda ise sınıfların tamamı karantinaya alındı.
Veriler paylaşıldı
Türkiye genelinde ise haftalık öğretmen ve öğrenci vaka artış tablolarının yüksek olması dikkat çekti. 12-18 Nisan haftasında Türkiye genelinde 38 ilden gelen rakamlara göre pozitif ve temaslı olan öğretmen sayısı 783 olurken, öğrenci sayısı ise 1367 olarak belirlendi. Pozitif ve temaslı olan öğretmenlerin yüzde 3’ü anaokulu, yüzde 40’ı ilkokul, yüzde 28’i ortaokul ve yüzde 25’i liselerde görev yaparken, aynı dönemde Covid-19'a yakalanan veya temaslı olan öğrencilerin ise yüzde 2’si anaokulu, yüzde 30’u ilkokul, yüzde 28’i ortaokul, yüzde 38’inin ise lise öğrencisi olduğu tespit edildi. Ayrıca eğitim kurumlarında görev yapan 131 yardımcı-hizmetli ve personelin de testlerinin pozitif çıktığı tespit edildi. Son bir haftalık verileri değerlendiren ve pandemi devam ederken yüz yüze eğitime geçilmesinin önemli bir hazırlığı gerektirdiğini belirten Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, "Yeterince hazırlık yapılmadan, 2 Mart’tan itibaren her yerde başlatılan yüz yüze eğitim süreci her hafta vakaların patladığı ve vefatların yaşandığı bir sürece dönüşmüştür" dedi.
‘Tedbirler alınmadı’
Öncelikli tedbirleri hayata geçirmeden, normalleşme sağlanmış gibi yüz yüze eğitim kararı alarak öğrenci ve öğretmenleri okula çağırmanın sonuçlarının ağır olduğunu söyleyen Sönmez, "Salgının yayılım hızı dikkate alındığında, bir yıla yakın süren uzaktan eğitim sürecinde ekonomik, sosyal, psikolojik ve fiziki hazırlıklar tamamlanabilecekken, tüm uyarı ve önerilerimize rağmen bu tedbirler alınmamıştır. Yüz yüze eğitime geçmeden önce eğitim alanı aşı takviminde öncelikli sırada planlanmış olsaydı ne vakalar ve vefatlar bu düzeyde olurdu ne de yüz yüze eğitime ara verilmek zorunda kalınırdı. Şimdi dönüp dolaşıp yine başa gelinmiştir. Çok daha ağır bir salgın süreciyle karşı karşıya olmamız, mutasyonlu virüsün çocuk ve gençlerde de ağır etkide bulunması, bir hatayı daha kaldıramayacaktır. MEB’in sürece bakış açısını değiştirmesi bir zorunluluk haline gelmiştir" ifadelerini kullandı.
‘LGS ve YKS ertelenmeli’
Türkiye'de sınav süreçlerinin dershaneler, etüt merkezleri ve özel okullarda ayrı bir ekonomik sektöre dönüşmüş durumda olduğunu söyleyen Sönmez, "Eğitimin ticari bir alana dönüştürülmüş olması MEB’in de kendisini buna göre ayarlamasını beraberinde getirmektedir. Önceliğimizin öğrencinin üstün yararı olduğu unutulmamalıdır. Salgın bulaş riski yüksek yaş grubunda olan 8. ve 12. sınıfların bu koşullarda bile sınava hazırlık yaklaşımıyla yüz yüze eğitime devam ediyor olması öğrencilerin sosyal, psikolojik ve akademik yararına değildir. Bu sınıfların olduğu okullarda hizmet üreten eğitim emekçilerinin halen aşılanmasına başlanmadığı düşünüldüğünde, güven duygusu içinde bir eğitim ortamının olmadığı açıktır. Öğrencilerimizin üstün yararı için yapılması gereken, aşı tedbirinin iki hafta içinde büyük oranda tamamlanması, eşitsizliklerin giderileceği bir telafi programı ve müfredat düzenlemesiyle birlikte LGS ve YKS sınavlarının uygun bir tarihe ertelenmesidir" şeklinde konuştu.
Ramazan BOZCA
Veriler paylaşıldı
Türkiye genelinde ise haftalık öğretmen ve öğrenci vaka artış tablolarının yüksek olması dikkat çekti. 12-18 Nisan haftasında Türkiye genelinde 38 ilden gelen rakamlara göre pozitif ve temaslı olan öğretmen sayısı 783 olurken, öğrenci sayısı ise 1367 olarak belirlendi. Pozitif ve temaslı olan öğretmenlerin yüzde 3’ü anaokulu, yüzde 40’ı ilkokul, yüzde 28’i ortaokul ve yüzde 25’i liselerde görev yaparken, aynı dönemde Covid-19'a yakalanan veya temaslı olan öğrencilerin ise yüzde 2’si anaokulu, yüzde 30’u ilkokul, yüzde 28’i ortaokul, yüzde 38’inin ise lise öğrencisi olduğu tespit edildi. Ayrıca eğitim kurumlarında görev yapan 131 yardımcı-hizmetli ve personelin de testlerinin pozitif çıktığı tespit edildi. Son bir haftalık verileri değerlendiren ve pandemi devam ederken yüz yüze eğitime geçilmesinin önemli bir hazırlığı gerektirdiğini belirten Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, "Yeterince hazırlık yapılmadan, 2 Mart’tan itibaren her yerde başlatılan yüz yüze eğitim süreci her hafta vakaların patladığı ve vefatların yaşandığı bir sürece dönüşmüştür" dedi.
‘Tedbirler alınmadı’
Öncelikli tedbirleri hayata geçirmeden, normalleşme sağlanmış gibi yüz yüze eğitim kararı alarak öğrenci ve öğretmenleri okula çağırmanın sonuçlarının ağır olduğunu söyleyen Sönmez, "Salgının yayılım hızı dikkate alındığında, bir yıla yakın süren uzaktan eğitim sürecinde ekonomik, sosyal, psikolojik ve fiziki hazırlıklar tamamlanabilecekken, tüm uyarı ve önerilerimize rağmen bu tedbirler alınmamıştır. Yüz yüze eğitime geçmeden önce eğitim alanı aşı takviminde öncelikli sırada planlanmış olsaydı ne vakalar ve vefatlar bu düzeyde olurdu ne de yüz yüze eğitime ara verilmek zorunda kalınırdı. Şimdi dönüp dolaşıp yine başa gelinmiştir. Çok daha ağır bir salgın süreciyle karşı karşıya olmamız, mutasyonlu virüsün çocuk ve gençlerde de ağır etkide bulunması, bir hatayı daha kaldıramayacaktır. MEB’in sürece bakış açısını değiştirmesi bir zorunluluk haline gelmiştir" ifadelerini kullandı.
‘LGS ve YKS ertelenmeli’
Türkiye'de sınav süreçlerinin dershaneler, etüt merkezleri ve özel okullarda ayrı bir ekonomik sektöre dönüşmüş durumda olduğunu söyleyen Sönmez, "Eğitimin ticari bir alana dönüştürülmüş olması MEB’in de kendisini buna göre ayarlamasını beraberinde getirmektedir. Önceliğimizin öğrencinin üstün yararı olduğu unutulmamalıdır. Salgın bulaş riski yüksek yaş grubunda olan 8. ve 12. sınıfların bu koşullarda bile sınava hazırlık yaklaşımıyla yüz yüze eğitime devam ediyor olması öğrencilerin sosyal, psikolojik ve akademik yararına değildir. Bu sınıfların olduğu okullarda hizmet üreten eğitim emekçilerinin halen aşılanmasına başlanmadığı düşünüldüğünde, güven duygusu içinde bir eğitim ortamının olmadığı açıktır. Öğrencilerimizin üstün yararı için yapılması gereken, aşı tedbirinin iki hafta içinde büyük oranda tamamlanması, eşitsizliklerin giderileceği bir telafi programı ve müfredat düzenlemesiyle birlikte LGS ve YKS sınavlarının uygun bir tarihe ertelenmesidir" şeklinde konuştu.
Ramazan BOZCA