Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, birçok yerel yönetim ve kamu kurumunun misafirhane adı ile otelcilik faaliyeti, düğün organizasyonu, meslek edindirme kurslarında el işi ürünleri ve giyim eşyası üretimi yapıp satıldığını hatırlatarak, “Bunların yanı sıra devlet imkanları ile ucuz ekmek adı altında pasta, simit, börek, et, süt, yoğurt üretim ve satışı gibi faaliyetler de bulunuyor. Kamu ve yerel yönetimler esnafın yapması gereken işi yapmamalı. Kısıtlı imkanları ile stopaj, tabela ve gelir vergisi ödeyen esnafımız bu rekabete maruz bırakılmamalı. Çünkü kamunun görevi rekabet değil denetimdir” dedi.
'En çok korunması gereken kesim'
‘İstihdama en önemli desteği veren ve kazancı az olan esnaf ve sanatkar kesimidir’ diyen Palandöken, “Anayasamız esnaf ve sanatkarlarımızı koruma altına almıştır. Dolayısıyla haksız rekabete karşı en çok korunması gereken kesim esnaf ve sanatkardır. Fakat Anayasa’nın 173’üncü maddesi hiç ortada yokmuşçasına esnafa karşı faaliyetler yapan kurumlar var. Esnafın işini esnaf yapmalı. Kamu ve yerel yönetimlerin yaptığı düğün organizasyonu, misafirhane, otelcilik, ekmek, simit, pasta, börek, et, süt, yoğurt, ayakkabı, gömlek ve kemer gibi üretilen ürünlerin satışı uygun fiyata esnafımız yapmalı. Piyasadan ucuz ürün toplayıp, devletten işgücünü karşılayarak market, otopark, çay bahçesi, taksi işletmeciliği, tanzim satışı adı altında kooperatifler kurularak zincir mağazacılık yapılması gibi birçok konu esnafımızın ekmeğini bölüyor. Hem de bu pandemi döneminde binlerce iş yeri kapalı iken kamu kurum ve kuruluşlarının esnafımızla rekabet etmesi hiç etik değil. Çünkü kamu kurum ve kuruluşlarının görevi ticaret yapmak değil, ticaret yapan küçük esnafa destek olmaktır. Kamunun buradaki en önemli görevi haksız rekabeti ortadan kaldırmak ve gerekli denetimleri düzenli olarak yapmaktır. Esnafa rakip olunarak esnaf korunamaz. Herkes ve her kurum kendi işini yapmalı. Kısıtlı imkanları ve kıt kanaat geçimi ile vergilerini veren esnafımız bu şartlar altında rekabet edemiyor, aksine kazancı düşüyor. Bankaların kuyumcu gibi altın alıp satması, yerel yönetimlerin fırıncı gibi ekmek satması gibi birçok konu için önlem alınmalı. Esnafımıza rakip olmak yerine onun önünü açacak adımlar atılmalı” ifadelerini kullandı.
Esra ALTUNKES
'En çok korunması gereken kesim'
‘İstihdama en önemli desteği veren ve kazancı az olan esnaf ve sanatkar kesimidir’ diyen Palandöken, “Anayasamız esnaf ve sanatkarlarımızı koruma altına almıştır. Dolayısıyla haksız rekabete karşı en çok korunması gereken kesim esnaf ve sanatkardır. Fakat Anayasa’nın 173’üncü maddesi hiç ortada yokmuşçasına esnafa karşı faaliyetler yapan kurumlar var. Esnafın işini esnaf yapmalı. Kamu ve yerel yönetimlerin yaptığı düğün organizasyonu, misafirhane, otelcilik, ekmek, simit, pasta, börek, et, süt, yoğurt, ayakkabı, gömlek ve kemer gibi üretilen ürünlerin satışı uygun fiyata esnafımız yapmalı. Piyasadan ucuz ürün toplayıp, devletten işgücünü karşılayarak market, otopark, çay bahçesi, taksi işletmeciliği, tanzim satışı adı altında kooperatifler kurularak zincir mağazacılık yapılması gibi birçok konu esnafımızın ekmeğini bölüyor. Hem de bu pandemi döneminde binlerce iş yeri kapalı iken kamu kurum ve kuruluşlarının esnafımızla rekabet etmesi hiç etik değil. Çünkü kamu kurum ve kuruluşlarının görevi ticaret yapmak değil, ticaret yapan küçük esnafa destek olmaktır. Kamunun buradaki en önemli görevi haksız rekabeti ortadan kaldırmak ve gerekli denetimleri düzenli olarak yapmaktır. Esnafa rakip olunarak esnaf korunamaz. Herkes ve her kurum kendi işini yapmalı. Kısıtlı imkanları ve kıt kanaat geçimi ile vergilerini veren esnafımız bu şartlar altında rekabet edemiyor, aksine kazancı düşüyor. Bankaların kuyumcu gibi altın alıp satması, yerel yönetimlerin fırıncı gibi ekmek satması gibi birçok konu için önlem alınmalı. Esnafımıza rakip olmak yerine onun önünü açacak adımlar atılmalı” ifadelerini kullandı.
Esra ALTUNKES