Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Yeni Türkiye Buluşmaları’nda, 18’inci yıldönümünde ‘28 Şubat Darbesi’ her yönüyle ele alınıp tartışıldı
Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nca organize edilen ‘Yeni Türkiye Buluşmaları’nın 13’üncüsü, Antalya Kültür Merkezi (AKM) Perge Salonu’nda gerçekleşti. İlk konuşmacı olarak söz alan gazeteci-yazar Hüseyin Kocabıyık, darbenin ülke içerisinde yarattığı ayrılıkçı ortama değinerek, “28 Şubat Darbesi, sivil araçları daha etkin kullanan, belli kurumları angaje eden, adına postmodern darbe denen bir büyük yargı yozlaşmasının adıydı. Sipariş üzerine parti kapattı yargıçlarımız. Bir ekonomik soygun yaşandı. Medya tarihimizde hiç olmadığı kadar medya kirlenmesi yaşandı ve medya kendi halkına karşılık yürütülen bir psikolojik savaşın borazanı gibi davrandı. Cuntacılığın en akıllıca yapılan şekliydi. 28 Şubat Darbesi, millet iradesiyle ortaya çıkmış meşru bir siyasi hükümetin tepelenmesi olayıdır. 28 Şubat’ın bana göre en büyük günahı, Türk milletine en büyük ihaneti, 1000 yıllık tarih içerisinde oluşmuş büyük millet varlığına vurduğu darbedir. Etnik ırkçılık mikrobunu her tarafa yayan bir darbedir” dedi.
Siyasi, ekonomik ve Sosyolojik
İkinci konuşmacı olarak söz alan Nil Gülsüm, 28 Şubat Dönemi’nde yaşanan başörtüsü sorununa ve toplumun ötekileştirilen kesimi olarak görülen vatandaşların yaşadıkları sıkıntılardan bahsetti. “28 Şubat döneminde olduğu kadar daha önceki o darbelerin hiç birisinde ne medya, ne siyasetçiler, ne sivil toplum kuruluşları ne de iş adamları o kadar aktifti. Bu yıl 28 Şubat farklı bir özelliğe sahip çünkü 28 Şubat’ı yaşamış ve hiç yaşamamış olanların o dönemde demokrasinin nasıl ihlal edildiğini görmeleri, anlamaları, bugün içerisinde bulunduğumuz hali hazırdaki demokratik ortamı benimsemeleri ve daha ileri bir noktaya getirmeleri için itici bir kuvvet olacaktır. 28 Şubat Darbesi’nin siyasi, ekonomik, sosyolojik sebepleri vardı. Bunları pek çok bağlamda değerlendirebiliriz fakat 28 Şubat’ta öylesine geniş bir kitle hedef alındı ki aklınıza gelebilecek her meslek grubundan insan, öğrenciler, memurlar, ötekileştirilen bir kesim olarak fişleniyordu hatta meslekten ihraç ediliyor ve üniversitelere alınmıyorlardı” dedi.
Haber Merkezi