Özel Haber

'Henüz o eşiği atlayamıyoruz' 

‘Kadın Çalışmaları, Toplumsal Cinsiyet, Reprodüktif Psikoloji ve Perinatal Psikoloji Araştırmacısı’ olarak Türkiye’nin ve dünyanın farklı şehirlerinde uzmanlara ve uzman olmayan kişilere farklı konularda eğitim ve seminerler verdiklerini anlatan ve çalışma alanlarından bahseden Psikoloji Bilimi Uzmanı Pervin Ahmedova, “Yıllardır insanların ihtiyacını karşılamaktan ziyade neye ihtiyacı olduğunu anlatma çabasındayız. Eğer toplum bu noktadan ihtiyaçlarını karşılama noktasına geçerse değişim dönüşüm orada hızlı bir şekilde gerçekleşmeye başlayacaktır. Biz o eşiği atlayamıyoruz henüz. Maalesef ihtiyacı göstermekten ihtiyaç karşılamaya zaman kalmıyor” dedi. 

*Kendinizden bahseder misiniz? 

**Azerbaycan doğumluyum. Kültür olarak Azeri, Rus ve Türk kültüründe harmanlanmış, eğitim olarak da Batı’nın modern bilimi ve Doğu’nun kadim öğretilerinden beslenmiş, araştırmaya öğrenmeye merakı hiç bitmeyen,  kadın varoluşunu anlamak ve anlatmak isteyen bir akademisyen eğitimciyim. Aynı zamanda bir Ayurveda ve Tantra uzmanının eşi, iki çocuk annesi bir kadınım diyebilirim.  

 

*Eğitim öğrenim hayatınız nasıl bir süreçte ilerledi?  

**İnsanın duygu ve düşünce yapısı, davranışlarının altında yatan nedenlere olan merakım beni psikoloji alanına sevk etti. Yaşadığım yerlerdeki kendi deneyimlerim ve dünyadaki kadın sorunları büyük bir yara olarak gözlemlediğim bir konu olduğu için bu alanda neler yapabilirim diye düşündüm. Bu nedenle kadın, çocuk, ilişkiler ve üreme alanında araştıma halinde buldum kendimi. Moskova’da Reprodüktif ve Perinatal Psikoloji alanında, ülkede bu alanın öncüleri olan G.G. Filippova ve M.E. Lansburg’tan profesyonel eğitimler aldım.  Şu anda da Akdeniz Üniversitesi ‘Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Anabilim Dalı’nda doktora yapıyorum.  

 

*Doğu’nun kadim öğretilerinden beslendiğinizi söylediniz, burayı biraz açabilir misiniz? 

**İnsan yapısında ruh, beden ve zihin hem farklı hem de ayrılmaz yapılar. Bu konularda en detaylı ve aydınlatıcı şekilde eski tıp sistemlerinde ve eski yazıtlarda anlatılmış. Bu konudaki araştırmalarım beni Ayurveda ve Tantra ile tanıştırdı. Ayurveda sağlıklı ve uzun yaşamın bilimini anlatırken tantra ise sonlu dünyadan geçerek sonsuz bilince ulaşmanın teknikleri ve yaşam enerjisini keşfedip bunları nasıl kullanabileceğimizi bize öğretiyor. Her iki alan da kendi içinde çok fazla derinliğe sahip, bu yüzden belli bir alanda uzmanlaşma istiyor. Ben de Ayurveda’nın 8 dalından biri olan ‘Kadın Doğum ve Çocuk’ alanında derinleşmeye karar verdim. Aynı zamanda Ayurveda’yı temel alan ‘AME Ayurvedik Psikoterapi’ uzmanlığımı hocam aynı zamanda eşim, bu alanın kurucusu olan Omid Mahdavian’dan aldım. Bunlarla birlikte yakın mesafe dövüş sanatı olan Wing-Chun ve Çin tıbbının ve savaş sanatlarının bir parçası olan Qigong eğitmenliğim de mevcut. 

*Mesleki olarak neler yaptığınızdan ve verdiğiniz eğitimlerden biraz bahseder misiniz? 

**Kadınlara ve dolayısıyla sağlıklı gelecek nesillere yönelik çalışmaları sistematik ve düzenli bir şekilde halka sunabilmek adına, yaklaşık 2 yıl önce Reprodüktif Psikoloji Enstitüsü’nü kurdum. Bu enstitü sayesinde eğitimlerimizi bir okul formatında ve yapısında kadınlara sunabilme imkanımız oldu. Kadının kendi doğasını fark etmesi, varoluşunu gerçekleştirmesi, kadın ve erkek doğası, üreme dönemi, gebelik döneminde anne ve aile psikolojisi, sağlıklı ebeveynlik, doğum sonrası psikolojik destek, sağlıklı anne bebek ilişkisi, menapozda kadın konularında eğitimler veriyoruz. Hem psikolojik hem de sosyolojik bir olgu olarak kadını ele alıyor ve kadınlarımızı bilinçlendirmek için ücretsiz seminerler düzenliyoruz. Bu eğitimler ve seminerler modern psikoloji biliminin teorik bilgileri ve kadim öğretilerin teorik ve pratik bilgilerinin birleştirilmesi ile elde edilmiş modern hayatta kullanılabilir, uygulanabilir ‘kadın pratiklerini’ içermektedir ki bu sayede kadınlar kaybettikleri bedensel ve ruhsal sağlıklarını yeniden kazanabilsinler. 

 

*Bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz projeler nelerdir? 

**Reprodüktif Psikoloji Esntitüsü adı altında Kadın Çalışmaları, Toplumsal Cinsiyet, Reprodüktif ve Perinatal Psikoloji olarak Türkiye’nin ve dünyanın farklı şehirlerinde uzmanlara ve uzman olmayan kişilere farklı konularda eğitim ve seminerler vermekte, grup çalışmaları yürütmekteyiz. Kadını Güçlendirmeye Yönelik Psikoeğitim Programları başlığı altında; Varoluşun Aynasında Kadın, Kadının Kaynağa Uyanışı, Küllerinden Doğan Kadınlar, Yalnızlıktan Sevgi Dolu Birlikteliğe, Cinsellik ve Hissellik, Cazibe gibi eğitimler, bunun yanında Reprodüktif Psikoloji alanında ‘Doğumunla Geleceğe Dokun’ adı altında çalışmalarımız yapıldı ve geliştirilerek yeniden uygulanmaya devam etmekte. Aynı zamanda uzmanlara yönelik olarak ‘Ayurvedik Psikoloji ve Ruhsal Danışmanlık’, ‘Kadın Biyoritmi ve Zaman Bilimi ‘eğitimlerimiz de çalışmalarımız arasında bulunmaktadır. Akademik çalışmalar, uluslararası çalıştay ve kongreler, sempozyumlar da diğer taraftan yürüttüğüm alanlar olarak devam ediyor. 

 

*Sizi mesleğinizde en çok zorlayan faktörler nelerdir? 

**Çalışma alanımızda en çok zorlandığımız ve ilerlemeye engel olan en büyük neden; kadınların neye ihtiyaçlarının olduğunu tam olarak bilememeleri, bilinçsizlik, farkındalığın yoksunluğu. Biz uzman olarak görüyoruz ki kişide toplumda neler eksik, neye ihtiyaç var, neyi nasıl yaparlarsa hayatlarında dönüşüm sağlayacaklar. Ancak bunu yapamamalarının arkasındaki bilgisizlik, kendini bilgiye kapalı tutma, bilgiye olan ihtiyacın az olması ya da olmaması durumu bizi en çok zorlayan konu olarak önümüze çıkıyor. Yıllardır insanların ihtiyacını karşılamaktan ziyade neye ihtiyacı olduğunu anlatma çabasındayız. Eğer toplum bu noktadan ihtiyaçlarını karşılama noktasına geçerse değişim dönüşüm orada hızlı bir şekilde gerçekleşmeye başlayacaktır. Biz o eşiği atlayamıyoruz henüz. Maalesef ihtiyacı göstermekten ihtiyaç karşılamaya zaman kalmıyor. 

 

*Gerçekleştirmek istediğiniz projelerden bahsedebilir misiniz? 

**Kadının içsel olarak, mental ve duygusal anlamda güçlenmesini sağlamak istiyoruz. Ancak bu şekilde kadın, toplumdaki ikincil konumunu yeniden yapılandırılabilir ve olması gereken konuma gelebilir. Biz de bunun için psikolojik ve sosyolojik alanda projeler üretmeye, eğitimler seminerler vermeye devam edeceğiz. Sağlıklı, farkındalıklı yeni bir neslin  varolması için kadının olduğu her alana dokunrak, kadındaki gelişimi ve değişimi sağlamaya yönelik değinilmemiş konuların çalışıldığı alanlar açacağız. 

 

*Hedefleriniz nelerdir? 

**Reprodüktif Psikoloji ve Perinatal Psikoloji’yi Türkiye’ye getirmek, bu konuda Türkiye’nin kendine has kurallarını geliştirmek, yabancı kaynaklardan beslenmekten ziyade kendi kaynaklarımızı oluşturmak öncelikli hedefimiz. Daha geniş ölçekte de farkındalığı yüksek, bilinçli güçlü, içsel potansiyelini keşfedip yaşayabilen kadınlar var etmek ve bu sayede gelişmiş bilince sahip yeni nesil ile mutlu ve huzurlu bir toplum inşa etmek. 

 

RÖPORTAJ: Cem BÖLMETEPE