Özel Haber

JMO Şube Başkanı: Felaket yaklaşıyor

İklimlerin kaydığına dikkat çeken Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, “Geçmişteki verilere baktığımız zaman iklimlerin kaydığını net olarak görüyoruz. Geçmişe baktığımız zaman özellikle 150 bin yılda 1 derece artan sıcaklığın, insanlığın müdahalesiyle artık hızla artmaya başladığını çok rahatlıkla görebiliyoruz. Önümüzdeki günlerde 30 yılda, 40 yılda artması bekleniyor. Ve bu gün, yaklaşık 80 yılda 4 ila 7 derecelik bir artış bekleniyor. Ancak iklim değişikliği günah keçisi değildir. Bulunan her olumsuzluk iklim değişikliğine atılamaz. İklim değişikliğinin hızlanması ve buna doğrudan müdahale etmek de insanların elinde” dedi. 

‘50 yıl içerisinde tarım silinebilir’
Topraktaki nemin de ciddi oranda düşeceğini hatırlatan JMO Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, “Ekvatora çok yakın olduğumuz için Antalya havzasında bazı dönemlerde kuraklık yansıyacakken bazı bölgelerde aşırı yağışlar şeklinde olacaktır. Ülkeyi de etkileyecektir. Akdeniz daha çok etkilenecektir. Antalya’nın tarım ve turizm kenti olduğunu göz önünde bulundurursak topraktaki nemin yarı yarıya düştüğünü hesap edersek, bilinçsiz sondajları hesap edersek, önümüzdeki 100 yılda sıcaklığın 4 derece artacağı, yağışların yüzde 20 azalacağını söylersek  önümüzdeki 50 yıl içerisinde Antalya’da tarımı silebiliriz. Ya da silmek zorunda kalabiliriz. Geçmişteki son 30 yıla bakıyoruz bence 50 yıl bile kalmaz daha önce bu bahsettiğim durumlar gerçekleşebilir. Geçmişteki 30 yılda yer altı sularımız büyük oranda çekilmiş, yer altı kaynaklarına bakıyorsunuz, yüzey sularının akmadığını, derelerin eskisi kadar akmadığını, artık eskisi kadar temiz olmadığını görüyoruz. Geçen hafta hurma kaynaklarının kuruduğunu, Arapsuyu kaynaklarının kuruduğunu, yer altı suyunu çektiğini görebilirsiniz. Bu da şu demek oluyor; son 20-30 yıldaki değişim önümüzdeki dönemlerde nüfusa, yağışa, sıcaklığa, tarıma baktığımız zaman daha çok artacağı göz önünde bulundurulursa eğer bu Antalya için net bir felaket olabilir” şeklinde anlattı.
 
‘Tek şey gözden kaçmış; o da su’
Bilinçsizce ürünler dikildiğini anlatan Başkan Çeltik, “Antalya kentine 2011 yılında tarımla alakalı master plan yapıldı. Her şey hesap edilmiş fakat bir tek şey gözden kaçmış; o da su. Topraksız tarım var, susuz tarım yok. Tarım terbiye edilmeli. Ne kadar su çekildiğini bilemiyoruz. Binlerce kaçak sondaj var. Belki yüzde 90’ın üzerinde tarım su kullanıyor. 1 yıllık bir evin su ihtiyacı ortalama 100 ton civarı.  Siz Antalya’da tropik ve yarı tropik meyveleri yetiştirmeye kalkarsanız iklim müsait değil. Ortalama 10 dönüm bir muz serasının günlük su tüketimi yaklaşık 80 ton. Yani bir evin 1 yılda tükettiğini 1 sera 1 günde tüketiyor. Antalya’daki su tropik meyvelere gidiyor. Biz rakamlara baktığımız zaman arada cüzi rakamlar var. Fakat kullandığımız suya baktığımız zaman tabii ki de biz de üreteceğiz, üretime karşı değiliz. Katma değeri fazla ürünler ve yöreye uygun ürünler üretmek zorundayız. Aksi takdirde Antalya’da tarım şak diye kesilebilir. Su olmazsa tarım olmaz” uyarısında bulundu.
 
‘İnsanoğlu bilinmeze doğru gidiyor’
Mevsimlerin kaydığını, dünyanın belirsizliklerle dolu olduğunu hatırlatan Başkan Çeltik, “Yer altı suları stratejik öneme sahiptir. Aslında hiç kullanmamamız gereken, çok zorda kaldığımız zaman kullanmamız gereken, savaş anında, kriz anında kullanmamız gereken sulardır. Bu gün bakıyorsunuz her şeyi hesap etseniz dahi dünyada 4 tane yanardağ patlasa bu yanardağlar etrafa gazlar salsa bu gazlar doğrudan yağış rejimini değiştirdiği için doğrudan ülkenin beklenen yağış rejimini de etkiliyor. Buzulların erimesiyle ağırlık merkezi kayıyor eksen kaymasına sebep oluyor insanoğlu bilinmeze doğru gidiyor. Einstein’in, ‘Üçüncü dünya savaşında hangi silahlar kullanılacak bilmiyorum, ama dördüncüsü taş ve sopa ile yapılacak’ sözünü hatırlatmak istiyorum. Ütopik değil bunlar ne yazık ki gerçek” diyerek yaklaşan tehlikeyi anlattı.

Esra ALTUNKES