Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası, kamu mühendislerinin ve teknik alanda görev yapan personelin yıllardır görmezden gelinen sorunlarını kamuoyunun gündemine taşımak amacıyla 14 Haziran Cumartesi günü miting düzenledi. Ankara’da gerçekleşen mitingde, kamu mühendislerinin ve teknik personelin; Mühendislik Meslek Kanunu, ücret adaleti, mesleki itibar kaybı ve gelecek kaygısı gibi birçok başlıkta yaşanan sorunları protesto edildi. Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası Genel Başkanı Mümin Güler, Mühendis TEK-SEN Ulaştırma Sendikası Genel Başkanı Cuma Paksoy ve meslek grubu çalışanlarının katıldığı mitingde, alana sembolik bir ‘tabut’ koyularak bir dakikalık sessiz çığlık atıldı.
‘Bu sessizlik duyulmayan çığlığımız’
Kamu mühendisleri ve teknik hizmet çalışanlarının mesleklerinin toplumsal değerinin giderek aşındığına dikkat çekilen mitingde, yaşanan sorunların sadece bireysel değil, ülkenin teknolojik ve ekonomik geleceğini de tehdit ettiği vurgulandı. Özellikle düşük ücret politikaları ve mesleki değersizliğin öne çıktığı mitingde, kamu mühendislerinin ve teknik personelin yok sayılan haklarını temsilen alana konulan tabutun önünde açıklama yapan Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası Genel Başkanı Mümin Güler, “Bu tabut, sadece geçmişte kaybettiklerimizi değil, bugün görmezden gelinen geleceğimizi de simgeliyor. Kamu mühendisleri ve teknik personeli artık yoksulluğa mahkûm edilmek istemiyor. Bilimin, emeğin ve aklın sesi duyulsun istiyoruz. Bu sessizlik, aslında duyulmayan çığlığımızdır. Mesleki haklarımız için talep ettiğimiz Mühendislik Meslek Kanunu, adil emeklilik koşulları ve mesleki sorumluktuk sigortası bir lütuf değil, zorunluluk olmalı. Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası olarak, mücadelemize ve sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. Tüm kamu mühendislerini ve teknik hizmet çalışanlarını, bundan sonraki süreçte mücadelemizde yanımızda olmaya davet ediyoruz” dedi.
‘Maaşımızı söylemekten utanır olduk’
Mühendis TEK-SEN Ulaştırma Sendikası Genel Başkanı Cuma Paksoy ise mitingdeki konuşmasında şunları söyledi: “Toplu sözleşme masasına sayılı günler kala taleplerimizi yüksek sesle dile getirmek, hakkımızı aramak için bugün buradayız. Bizler mühendisler ve teknik hizmetler sınıfı olarak, ülkemizin tüm yatırımlarının mimarlarıyız. Altında bizim imzamız olmayan neredeyse proje yok. Bu ülkenin gelişiminde, dönüşümünde, ilerleyişinde bizler varız. Küçük bir örnek vereyim; 2024 yılında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda 50 projeyi tamamladık. Toplam değeri 112 milyar lira ve yine aynı bakanlık için 2025 yılı için teklif edilen yeni projelerin bedeli 482 milyar lira. Bu projelerin yürütülmesinde, denetlenmesinde, işletilmesinde, raporlanmasında kim var? Bizler varız. Bu sadece bir bakanlık. Diğerlerini saymıyorum bile. Hal böyleyken, hükümetin reklam yüzü tüm projelerde bizler sorumluyken, bunu özellikle üstüne basa basa söylüyorum. Yerli ve milli ile başlayan tüm projelerde bizim imzamız varken bütün yük bizim sırtımızdayken maaşlarımıza gelince kimse ortada yok. Maaşımızı söylemekten utanır olduk. Tüm halkımız bilsin ki bizler yoksulluk sınırının altında maaşlara mahkûm edilmiş durumdayız. Bir kamu mühendisi 60 bin lira, bir kamu mühendisi emeklisi ise 30 bin lira maaş almakta. Bu kadar büyük projelerde emeği olan bizlere, aktif çalışırken yoksulluğu, emekli olduğumuzda da açlığı layık görmektedirler. Ve bu durum maalesef günden güne daha da kötüye gitmektedir” açıklamasında bulundu.
Simgesel anıt ‘Dev Çarklar Heykeli’
Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası’nın sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlanan ve basının da ilgi gösterdiği miting, geniş bir izleyici kitlesine ulaştı. Miting alanında ‘Dev Çarklar Heykeli’ simgesel anıt olarak yer aldı. Kamu mühendislerin ve teknik hizmet personelinin emeğini, üretim gücünü ve mesleki onurunu temsil eden bu yapıtların üzerinde sendikanın “liyakat”, “meslek kanunu”, “adalet” ve “maaş” gibi temel talepleri çarpıcı sloganlarla aktarıldı. Miting sırasında, üzerinde beyin görselleri bulunan balonlar katılımcılar tarafından iplerle gökyüzüne yükseltildi. Bu sembolik ve dikkat çekici görsel düzenleme, kalabalığın ilgisini çektiği gibi, toplumsal bir mesaj da taşıyordu. Beyin figürleriyle donatılmış balonlar, ülkeden yurt dışına göç eden mühendislerin, mimarların ve diğer nitelikli teknik personelin dramatik beyin göçünü temsil ediyordu. Bu yaratıcı eylemle, nitelikli insan gücünün kaybının ciddiyetine ve bu göçün ülke geleceği üzerindeki olası etkilerine güçlü bir şekilde vurgu yapıldı.
