Edirne’de bu yıl 664’üncüsü düzenlenen Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri, yine Türk güreşinin tüm ihtişamını ortaya koyan tarihi bir organizasyon oldu. Üç gün boyunca Sarayiçi Er Meydanı’nda devam eden güreşlerde, Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce pehlivan kıyasıya mücadele etti. Binlerce seyircinin izlediği müsabakaların finalinde, Antalya’nın Kumlucalı başpehlivanı Orhan Okulu ile Manisalı genç güreşçi Feyzullah Aktürk karşı karşıya geldi. Sabahın erken saatlerinden itibaren tribünleri dolduran izleyiciler, Türk bayrakları ve tezahüratlarıyla er meydanını şenlendirdi. Finalde iki güreşçi uzun süre birbirini tartan ve her hamlede büyük bir dikkat gösteren bir mücadele sergiledi. Ancak tecrübesini konuşturan Orhan Okulu, doğru anı bulduğu bir hamleyle rakibini yenişle mağlup ederek altın kemeri Antalya’ya kazandırmayı başardı. Kariyerinin üçüncü Kırkpınar Başpehlivanlığına ulaşan Okulu, adını efsaneler arasına bir kez daha yazdırarak hem kendi hem de memleketinin gururu oldu.
Selimiye’de manevi bir durak
Kazandığı zaferin ardından Edirne’nin manevi simgesi olan Selimiye Camii’ne yönelen Orhan Okulu, burada iki rekat şükür namazı kılarak zaferini manevi bir şekilde taçlandırdı. Gün boyu süren kutlamalar ve resmi törenlerin ardından camiye doğru yürüyen Okulu, sade ve sessiz bir şekilde avluya girerek abdest aldı. Başpehlivan, kısa bir süre dua ettikten sonra namazını eda etti. Şehrin en hareketli günlerinden biri olan Kırkpınar haftasında, Selimiye’de geçirdiği bu kısa ama anlamlı vakit, onun için zaferin bir parçası oldu. Türk güreş geleneğinin sadece fiziksel güç değil, aynı zamanda inanç ve tevazu içerdiğini gösteren bu ziyaret, Kırkpınar’ın ruhunu tamamlayan önemli bir detay olarak dikkat çekti. Edirne’nin tarihi dokusu içinde gerçekleşen bu sade ziyaret, Orhan Okulu’nun hem karakterini hem de güreşin manevi tarafını yansıtan anlamlı bir an olarak hafızalara kazındı.
