Serik'e bağlı o dönem köy statüsündeki Haskızılören'de 9 Ekim 2011 gecesi başlayan şiddetli yağış, sel felaketine dönüştü. Selde 46 ev hasar gördü, 3 köprü ve 2 menfez yıkıldı, yollar ve 100 hektara yakın tarım arazisi çamur deryasına döndü. 24 saatte metrekareye 300 kilogram yağışın düştüğü bölgede mahsur kalan çok sayıda vatandaş havadan ve karadan yapılan çalışmalar sonucu kurtarılırken, 6 kişi kayboldu. Aramalar sonucunda Fatma Kutlu, Hulusi Kutlu, Hasan Bulut ve Ayşe Beşbaş'ın cansız bedenleri bulunurken, Meryem Çelik ve eşi Süleyman Çelik’e ise ulaşılamadı. Aradan geçen 14 yıla rağmen Çelik çifti bulunamadı. Sel sonrası yıkılan ve zarar gören noktaların onarımı yapıldı, evlerin yenisi inşa edildi, elektrik ve telefon hatları yeniden çekildi. 2011 yılında yaşanan sel felaketinin yıl dönümünde Haskızılören sakinleri, Demirören Haber Ajansı'na o geceyi anlattı.
'HALA AKLIM ALMIYOR'
Haskızılören Mahallesi Muhtarı Mustafa Kaygış, "O gece sel felaketini yaşayanlardan biriyim. Komşumla birlikte evin damına çıkarak kurtulduk. 'Her şey bitti' dedik belli bir noktadan sonra. 'Buraya kadarmış' dedik. Her tarafımız suyla kaplandı. Gece olduğu için bölgemizde durum nedir bilmiyorduk. 6 kişi sel felaketinde kayboldu. 4'ünün cansız bedenine ulaşıldı ancak o günden bugüne 2 hemşehrimizin cansız bedenine ulaşılamadı. Sel nedeniyle köyümüzün merkezi resmen kayboldu. Burada mağdur olan vatandaşlarımız Gebiz bölgesine yerleştirildi. 36 konut, 10 dükkan inşa edildi. Yağmur nereden geldi, o kadar su nasıl birikti hala aklım almıyor. Geceleri zaman zaman yaşadığımız o felaket gözümüzün önüne geliyor. Sel felaketi sonrası devletimiz yaraları sarmaya başladı. Biz burada kalmayı tercih ettik. Sel sadece canlarımızı almadı, köyümüzün var olan düzenini de bozdu. Rabb’im ülkemize böyle afetler yaşatmasın. Kendim esnaftım; her gelen sorduğu için sürekli aynı şeyleri anlatmaktan bıktım. Psikolojim bozulacak endişesiyle esnaflığı bıraktım. Sel felaketinin 14'üncü yıl dönümünde vefat eden hemşehrilerimizi rahmetle ve özlemle anıyoruz" dedi.
'ALLAH DÜŞMANIMIZA BİLE BÖYLE FELAKETLER GÖSTERMESİN'
Sel felaketini eşiyle birlikte yaşayan Muhammed Özer, "Gece kahveden geldim, saat 22.00 sıralarında yağmur şiddetli şekilde yağmaya başladı. Karşı komşumuz bize gelerek uyardı ve yağmur sularının yükseldiğini belirterek, çocukları alıp gitti. Dışarıya baktığımızda yağmur sularının evimizin her tarafında yükselmeye başladığını fark edince ben, eşim ve komşum Mustafa bizim evin damına çıktık. Yaklaşık 2,5- 3 saat orada kaldık. Çabalarımızla kendimizi selin dışına attık. Selde 6 kişi kayboldu. 4 kişinin cansız bedenine ulaşılırken, 2 kişi o günden bugüne hala kayıp. Allah düşmanımıza bile böyle felaketler göstermesin. Devletimizin imkanlarıyla selde zarar görenlere Gebiz bölgesinde yeni evler yapıp, teslim etti. Ben de orada yaşıyorum. Allah devletimizden razı olsun" diye konuştu.
'BİR KABUS YAŞADIK'
Sel felaketinde babasını kaybeden Osman Bulut da şunları anlattı:
"Bir kabus yaşadık. Afetin üstesinden gelmek kolay değil. Evimiz inşaat halindeydi, bazı komşularımızla birlikte evin damına çıktık. Gece olduğu için kim ne durumda bilemiyorduk. Herkes kendi imkanlarıyla mücadele ediyordu. Bu bölgede evler, iş yerleri, kocaman ağaçlar vardı. Bir gün önce yaşam alanımız olan yerlerin sabah kalktığımızda yok olduğuna şahit olduk. Sel felaketinde babam Hasan Bulut'u kaybettik. Sele kapılan bir ineği gördük. Hayvancağız bize bakarak 'Beni kurtarın' diyordu. Felaketin yıl dönümünde vefat edenleri bir kez daha rahmetle anıyoruz. Mekanları cennet olsun. Rabbim kimseye böyle acılar yaşatmasın."
'ÖLÜRSEK BERABER ÖLELİM'
O geceyi yaşayan Hatice Bulut, "Gece kocam bir anda eve geldi. 'Sel suları yükselmeye başladı, buradan gidelim' dedi ve kaynımın evine geldik. Onların evine sığındık. Oradan ormana kaçtık. Sabah gün ağardığında eşim bana 'Ben gidip eve bakayım' dedi. 'Ben de seninle geleceğim, ölürsek beraber ölelim, kalırsak beraber kalalım' dedim. Geldiğimizde hiçbir şeyin yerinde olmadığını gördük. Çocuklarıma ulaşamadım, onlar bize ulaşamadı, akrabalarımıza ulaşamadık. Allah bir daha kimseye böyle felaketler yaşatmasın. Ölenlere Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun" dedi.
'14 YIL ÖNCE BİR SEL FELAKETİ YAŞANDI'
Sel felaketi sonrası devlet tarafından yaraların sarıldığını belirten Gebiz Mahallesi Muhtarı Muharrem Aktaş ise "Sel olduğu zaman ben burada esnaflık yapıyordum sonradan muhtar oldum. 14 yıl önce bir sel felaketi yaşandı. Rabbim bir daha böyle afetler yaşatmasın. Selde 6 vatandaşımız yaşamını yitirdi. Allah rahmet eylesin. Sel sonrası devletimiz evleri zarar gören vatandaşlarımız için Gebiz Mahallemizde 36 konut, 10 dükkan yaptı. Vatandaşlarımız bir şekilde yaşamlarını burada devam ettiriyor" diye konuştu.
Diğer yandan sel felaketinde Haskızılören'deki birçok ev, iş yeri ve ağaç yıkılırken, ayakta kalan Haskızılören Merkez Camisi halen hizmet vermeye devam ediyor. Sel felaketinde zarar gören evlerde ise o günlerin izleri hala duruyor.