Antalya Genç İş İnsanları Derneği (ANTGİAD) Olağan Genişletilmiş Toplantısı Su Otel’de gerçekleştirildi. Üyeler ve davetlilerin iştirak ettiği toplantıda Sevenhill Kurucusu, Vizyoner Girisimci, Mentör Hüseyin Özbek, ‘Sevenhill Markası Nasıl Kuruldu? Neden Battı? Patronu Her Şeyi Anlattı’ başlıklı konuşma yaptı. Toplantının açılışında konuşan ANTGİAD Başkanı Ercan Yavaş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve milli değerlerin önemine değinerek şöyle konuştu: “İş Bankası devletin değil; milletin bankasıydı. Bu adım yerli girişimcinin doğmasına özel sektörün yeşermesine sanayinin kalkınmasında büyük hız kazandı. Türk insanı yerli finansmana erişince Türk milletinin girişimcilik dehası bir anda patladı. Cumhuriyetin ilk yıllarında filizlenen yerli üreticiler Atatürk'ün hayal ettiği sanayi devriminin gerçek bayrak taşıyıcısı oldular. Bugün ise yeniden şu sorularla yüzleşmek zorundayız; girişimciye finansman kapısı ne kadar açık? Sanayici eşit koşullarda krediye ulaşabiliyor mu ? Gerçeklerle yüzleşme zamanıdır. Türk girişimcisinin finansmana erişim sorunlarını çözmek için devletimizi yöneten siyasi otoritenin yaptığı çalışmaları biliyoruz. Ancak bu çalışmaların hızlanması gerektiğinin de bir kez daha altını çiziyoruz. Atatürk'ün kurduğu yerli ve milli üretim zincirini daha da zirveye taşımak zorundayız. Çünkü güzel ülkemiz büyüyor ve gelişiyor bu büyüme ve gelişme mutlaka ve mutlaka üretimle olmalıdır.”

‘Gözümüz gibi korumalıyız’
Günümüz koşullarının tekstil fabrikalarının Mısır'a ve Bangladeş'e taşındığına dikkat çeken Başkan Yavaş, “Kur baskısı ve yüksek maliyetler yurtdışı pazarlardaki rekabetimizi çok zorluyor. Tekstil gibi emek yoğun sektörleri gözümüz gibi korumalıyız. Çünkü tekstil sektörü kitlesel bir istihdam yaratıyor. Özellikle de kadın işgücünün üretime katılması için zemin hazırlıyor. Ülkemizin değerli yöneticilerinin tekstil sektöründeki alarm zillerini duyduğunu ve önlem alacağını düşünüyoruz. Bir sanayici milyonlarca dolarlık makinelerini söküp Mısır'a taşıyorsa biz neyi eksik yapıyoruz mısır bizim sanayicimize ne veriyor, orada biz veremiyoruz? bu sorunun cevabını bulursak tekstil dahil birçok emek yoğun sektörün ülkemizde kalmasını sağlayabiliriz Atatürk 1937'de Nazilli Basma Fabrikası’nı açarken şöyle demişti, ‘Bu fabrika bir milletin ekonomik özgürlüğe yürüyüşüdür.’ İşte biz o yürüyüşün mirasçılarıyız. Ancak üretmeden istihdam yaratmadan sanayiye sahip çıkmadan o yürüyüşü tamamlayamayız” diye konuştu.

Franchise sıcak bakmadı
Sevenhill Kurucusu ve girişimci Hüseyin Özbek, konuşmasında markanın kuruluşundan büyümesine, yaşanan kırılmalardan batış sürecine kadar önemli değerlendirmelerde bulundu. Özbek, Sevenhill’in büyüme dönemlerinde hem toptan satış hem de perakende mağazacılıkla ilerlediklerini, özellikle Anadolu’daki müşteriler ve Boyner, YKM, Ender gibi mağazaların koleksiyonlarını satın almasının markayı güçlendirdiğini söyledi. Ancak perakendeye geçiş sürecinde adres bazlı ve koleksiyon yönlü ciddi kırılmalar yaşandığını aktardı. Franchise modeline sıcak bakmadığını belirten Özbek, tekstilde bu yapının zor olduğunu ifade etti. Çalışma disiplinlerinin farklı olması, ödeme sorunları ve indirim politikalarına uyulmaması nedeniyle verilen franchise’ların istenen başarıyı getirmediğini söyledi.
Kurumsallaşma ve yönetim
Mağazalaşma döneminde şehir seçimlerinde rakip yoğunluğu ve AVM konumlarının dikkate alındığını belirten Hüseyin Özbek, geçmişe dönme şansı olsa cadde mağazalarını tercih edeceğini vurguladı. Türkiye’de 400’ün üzerindeki AVM’nin çoğunun verimli şekilde işletilemediğini, cadde mağazalarının hala çok daha değerli olduğunu ifade etti. Özbek, yeniden başa dönse mutlaka profesyonel danışmanlarla özellikle finans, hukuk ve kurumsallaşma alanlarında çalışacağını söyledi ve ‘aile şirketi’ yapısından çıkıp profesyonelleşmenin önemine dikkat çekti. Özbek, geçmişte birçok televizyon programına sponsor olduklarını, özellikle Beyaz Show’un markaya büyük değer kattığını belirterek, sosyal medya güçlü olsa da televizyon reklamlarının hala etkisini koruduğunu söyledi.

Ciro büyürken yaşanan daralmalar
Ciro büyüse bile kasada ‘kara delikler’ oluşmasının nedenini yüksek kredi maliyetleri ve yanlış finans yönetimi olarak açıkladı. 2008’den sonra şirket hissesi satışı için yabancı ortaklarla görüşmeler yaptıklarını, bu süreçte bankalarla yoğun kredi kullanımına gittiklerini anlattı. Türkiye gibi ekonomik dalgalanmaların yoğun olduğu bir ülkede krediyle büyümenin büyük hata olduğunu belirten Özbek, “Bir kredi durduğu anda hepsi üstünüze çöküyor” dedi. Vadeli satış-çek–kredi üçgeninde en büyük pişmanlığının kredi kullanmak olduğunu vurguladı. Ayrıca batış sürecinde bir FETÖ operasyonunun da etkili olduğunu, bu nedenle tüm bankaların aynı anda üzerlerine geldiğini söyledi.





