RÖPORTAJ:Agah BAŞDEĞİRMEN
Antalyaspor’un başarılı teknik direktörü Engin Korukır’ın takım üzerindeki etkisi ve ligin genel değerlendirmesini yapmak üzere konuğu oldum. Röportaj için 2-3 kez arama yapmama rağmen bir türlü kendisine ulaşamıyordum. Tam röportaj umudumu yitirirken, son kez aradığımda telefonu meşgul olduğundan kapatmak durumunda kaldım. Ardından Engin Hoca beni arama zahmetinde bulundu. Nihayetinde hocanın sıcak, samimi sohbetinden sonra randevuyu kaptım ve zaman kaybetmeden tesislerin yolunu tuttum. İlk defa Hasan Subaşı Tesisleri’ne gitmiyordum. Ama ilk defa tesislere giderken bu kadar heyecanlıydım. Hoca’nın odasına doğru yürürken koridordan sonra küçük bir Antalyaspor tarihçesini oluşturan kupalar, şiltler ve eski anılarla dolu fotoğraflar gözüme takıldı. Tam hocanın odasına girmek üzereyken yaşadığım o duygu dolu anlarda aklıma en çok takılan anı kulübümüzün en büyük başarılarından olan Werder Bremen UEFA Kupası maçıydı. Bu düşüncülerle Hoca’nın odasına girdim. Hocanın odasını gözlerken, röportaj için son hazırlıklarımı yaptım. Antrenman sahasını izlerken Engin Korukır Hoca geldi, merhabalaştık. Kısa bir sohbetten sonra üzerimdeki heyecan hocanın güler yüzlü sohbetiyle biraz olsun hafifledi. Röportaja başlamadan önce “Hocam isterseniz soracağım sorulara göz atabilirsiniz” diyerek tabletimi uzatma girişiminde bulundum. Engin Hoca, “Yok hayır” diyerek, istediğimi sorabileceğimi söyleyip, bu teklifimi reddetti.
Yaklaşık 4 aydır Antalyaspor’da görev yapıyorsunuz. Göreve geldiğinizden bugüne takımın gelişimini değerlendirebilir misiniz?
7 Haziran’da tesislere geldim. 9 Haziran’da yardımcılarım da buraya geldiler ve Antalyaspor için çalışmaya başladık. Zaten 7 Temmuz’da da sezon açılıyordu. Dolayısıyla biz teknik heyet olarak 1 ay önceden sezon hazırlıklarına başladık. Sonra kamp dönemi, transfer dönemi vardı. Özellikle transfer döneminde yarın öbür gün takımdan giderken kulübe külfet değil katkı verebilecek oyunculardan seçtik. Öyle bir kamp dönemine başlangıç yaptık. Kampa sonradan katılan oyuncular yeni transferler; yabancılardan Boum ve Diarra Antalyaspor’u ve kenti sevdiklerinden sorun yaşamadan bize katıldılar. Allah’a şükür bir sıkıntı yaşamadan yolumuza devam ediyoruz. İlk geldiğimiz zaman da şunu söyledim. 1 sene evvelde takım küme düşüyorsa sıkıntı olur, ağır hasar olur ve her ne kadar kullanmayı pek sevmesem de travma yaratır. Bu tabi sadece bizim kulüp için geçerli değil, her kulüp için böyledir. Amatör kümeden de bir takım ikinci amatör kümeye düşerse büyük bir üzüntü olur. Çünkü futbol, hep kazanmanın üzerine kurulu bir oyun. Maalesef biz Avrupalılar gibi düşünemiyoruz. Bir gün kaybettiğiniz zaman, bir gün berabere kaldığınız zaman; hak ederek bile berabere kalsanız, hak etmeyerek de mağlup olsanız çok büyük eleştiri alıyorsunuz.
Sezon başında takımda gerek kamp dönemi gerekse hazırlık maçları olsun camiada beklenti düşük olmasına rağmen bugüne kadar Antalyaspor’un ligdeki konumunu nasıl yorumluyorsunuz?
Ben Antalyaspor’a imza atarken ilk söylediğim şey ya birinci olacağız ya da ikinci. Bugün ligin bittiğini düşünürsek şampiyon Antalyaspor ikinci olarak Süper Lig’e merhaba diyecek.
PTT 1. Ligin yenilmeyen iki takımından olduğumuza göre bu başarıyı takımın hangi karakteristik özelliğine bağlayabiliriz?
Çok pozisyona giren, çok gol kaçıran bir takım hüviyetindeyiz. Adem takımın sağ beki olarak, Samsunspor maçında en az 3-4 pozisyona girmiş asist yapmış. Sağ bek, sol bekin devamlı hücuma giderse takımın hücum gücünü düşünün. Stoper Lokman, 90 dakika içerisinde rakip kaleye en az 2-3 kez gitmiş ve şut denemesinde bulunmuş. Maçtan sonra teknik heyetle birlikte buraya geliyoruz. Maçı hep birlikte tekrar izleyip analizimizi yapıyoruz.
İdari açıdan yaşanan sıkıntıların takıma yansımalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yöneticilik hakikaten zor bir iş. Bir yöneticilik benim üstümdeki kurumdur. Onlar Antalya’nın insanlarıdır. Yani biz sadece teknik işlere bakıyoruz. Kulüp yönetmek, hele ki bir sene evvel küme düşüp, bir alt ligde oynamak; hem maddi hem de manevi açıdan en çok o yöneticileri üzer. Para bulma telaşı, tekrar birinci lige çıkma hedefi… Yöneticilerin idari açıdan çok uğraştıklarını görüyorum. Sabah onlar da tesislere gelip merhaba, günaydın demeleri herkesin bir uğraş içerisinde olduklarını gösteriyor. Kulüp başkanımız sabah dokuzda burada. Keza diğer yöneticiler de öyle. Allahları var hepsi ayrı ayrı takım için uğraşıyor.
Eski sportif direktör Ali Rıza Yılmaz ile fikir uyuşmazlığı yaşadınız mı? Bu konuya açıklık getirir misiniz?
Bak kardeşim çok güzel bir noktaya değindin. Ben sana şimdi çok önemli bir şey açıklayacağım. (Hoca masasında kolayca erişebileceği yerden dilekçeleri alıyor.) Bu konuyu çünkü çok dillendirdiler. Ben bu konuda çok fazla konuşmuyorum ama şu belgeleri okuyun. (2 tane dilekçe bana verildi. İkisinin de içeriği aynıydı. Bu dilekçelerin biri Futbol Şube Sorumlusu Mehmet Aygün için diğeri de Yönetim Kurulu’na hazırlanmış. Dilekçeleri okudum. Hoca kulübe geldiği ilk andan itibaren Ali Rıza Yılmaz’ın sportif direktörlüğü talebinin kendisi tarafından bulunulduğunu anladım.) Dolayısıyla sevgili Agâh kardeşim Ali Rıza Yılmaz’ı ben istedim. Benim bu kişiyle sorunum olması mümkün mü? Bir insanı eleştireceksen yüzüne karşı eleştir. Ali Rıza’nın yanlışı olduğu zaman benim kardeşim tabi ki söyleyeceğim. Ali Rıza özünde tertemiz çocuktur. Ama sportif direktörlük konusunda futbolculuk farklı bir şeydir, yöneticilik farklı bir şeydir. Futbolcu olduğunuz zaman kendinizden sorumlusunuz. Yönetici olduğunuz takımda kaç kişilik grup varsa 30/40 kişiden sorumlusunuz. Belki onun sıkıntısını yaşamıştır. Ama ben Ali Rıza ile kişisel hiçbir sorun yaşamadım. Çünkü kardeşim benim, küçüğüm. Bakın Ali Rıza ayrılmadan 15-20 gün önce sordular zaten. Çok memnunum dedim. Burada isterseniz yöneticilere sorabilirsiniz. Ben ne sıkıntı yaşayacağım Ali Rıza ile. Hiç öyle bir şey yok.
Son haftalarda takımın oyun içinde skor anlamında öne geçmesine rağmen maç sonuna kadar üstünlüğü koruyamadığını gözlemliyorum. Özellikle Manisaspor ve son olarak da Adana Demirspor deplasmanları puan kayıplarına neden oldu..
En son oynadığımız Adana Demirspor maçını ele alalım. Rakibimiz bu ligin hedefi olan, en önemli ekiplerinden. Maça ilk bölümde öne geçerek başlıyoruz ve akabinde rakibe ilk 60 dakika içinde kalemizde pozisyon fırsatı vermiyoruz. Oyuncularımın 70 dakika boyunca yüksek tempoda oynamasını kimse görmüyor. Son 20 dakikada oynanan kötü futbolu eleştiriyor. Aslında son 20 dakikada bile kötü oynadığımızı düşünmüyorum. Orada biz koruma güdüsüyle oynadığımızdan böyle lanse ediliyor. Yediğimiz pozisyon yok iken adam düşerken orta açıyor. Bir anlık konsantrasyon eksikliği nedeniyle golü yiyoruz. Öte yandan Manisaspor maçı. Her maçın hikayesi farklı olur. Bu da o tarz maçlardan biriydi. Maçın temposuna göre yine 90 dakika boyunca oyuncularımız ellerinden geleni yaptı. Yani genel olarak baktığımızda bu maçlar iyi oynayarak berabere kaldığımız maçlar.
Ligin en çok gol atan takımı konumundasınız. İstediklerinizi sahaya yansıtma anlamında takımınızın en çok hangi bölgesinden memnunsunuz?
Biraz önce söylediğim gibi çok gol pozisyonuna girip, çok gol kaçıran takım olma nezdinde oyunun genelini tempolu bir şekilde rakip sahada oynayan bir takım olmak.
Taraftarımızdan memnun musunuz? Maçlara olan ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?
Passolig tribünlerin doluluk oranını büyük çoğunlukla etkiledi. Ancak Mardan Stadyum’u Passolig’den daha ağırdı. Çoğu taraftarı takımdan ve futboldan uzaklaştırdı.
Taraftar grupları hakkında düşünceleriniz nelerdir? Örneğin taraftar gruplarının birleşmesi takım adına daha yararlı olabilir mi?
Taraftarlardan Allah razı olsun. Hepsi iyi çocuklar. Taraftar grupları zaten birlik beraberlik içindeler. Ben bunu geçen gün takım olarak yediğimiz yemekte gördüm. Her gruptan çocuklar vardı. Hepsinin bir arada bulunmasından ziyade stadyumda farklı noktalardan takımı desteklemeleri daha iyi oluyor.
Lig uzunca bir maraton gibi düşünülürse; oyuncularınızın sistem içinde sadece kendi görevini yaparak geleneksel oyun anlayışını mı tercih edersiniz yoksa her oyuncudan oyunun farklı yönlerini oynayan, fiziğini ekonomik kullanan günümüz modern futbolu mu?
Bugünkü oyun anlayışımız zaten modern futbolun içinde olması gerektiği gibidir. Her oyuncudan hem hücum hem de savunma anlamında istenilen verimi alabilmektir.
Kentimizin PTT 1. Lig’deki bir diğer önemli temsilcisi Alanyaspor’un zirve yarışını nasıl buluyorsunuz? 12. haftada Antalya derbisi hakkında nasıl bir öngörünüz var?
Takdir edilecek bir başarıları olduğunu düşünüyorum. Saygı duyulacak oyun ortaya koyuyorlar. 12. Haftadaki Antalya derbisin için; yensek de yenilsek de kazananın Antalya olacağı güzel bir maç olacağını düşünüyorum.
Türk futbolu ve özellikle A Milli Futbol takımının içinde bulunduğu buhranı nasıl aşabilir? Ülke futbolunun geleceği adına neler yapılmalı, düşünceleriniz neler?
Yaklaşık 40 yıldır futbolun içindeyim. 13 yaşında Sakaryaspor ile futbol hayatıma başladım. Üniversiteye 10-15 gün gidip, futbol seçip, kariyerimi başlamadan bitirdim. Bir kere A Milli maçlarında PTT 1. Lig’e verilen arayı anlamış değilim. Ancak şöyle öneri de bulanabilirim. Fatih Hoca saygı duyulması gereken çok iyi birisidir. Bu nedenle kendisine Fatih Abi olarak hitap etmekten sakınca duymuyorum. Öncelikle milli takımların scoutlarını yeterli görmüyorum. Madem PTT 1. Lig’e de milli maç arası veriliyor. O halde neden bu ligden oyuncuları A Milli takımda kullanmıyorlar. Ben şuan kendi takımımdan A Milli takımda banko oynayabilecek 2 oyuncu söyleyebilirim. Diğer oyunculara haksızlık olmasın diye onların isimlerini zikretmiyorum ama Antalyalı sporseverlerde bu isimlerin kim olduklarını tahmin edebilirler. Ayrıca bizim oyuncularımızla birlikte PTT 1. Lig’den 9 oyuncunun A Milli takımda yer alması gerekir. Yani bu lige gereken önem maalesef verilmiyor. Bu durumu yıllık teknik direktörler istişare toplantısında Fatih Abi’ye direkt ileteceğim. Milli takımın gelecek planlamasını muhakkak yapması gerekir. Genç oyunculara yeterli fırsatların tanınması gerekir. Ben özellikle Antalyaspor’a geldiğimden bugüne alt yapıdan 7 oyuncuyu takıma kazandırdım. Şu anda takımın geldiği noktadan memnuniyet duyuyorum. Gelecek haftalarda daha iyi olacaktır.