Özel Haber

TES-İŞ'ten üçlü çağrı

TES-İŞ Antalya Şubesi Başkanı Abdullah Kayser, TÜRK-İŞ'in vergi adaletini sağlamak için başlattığı kampanyaya destek vererek, işçilerin maaşlarının adaletsiz vergi sistemiyle eridiğini belirtti. KİT çalışanlarına kadro ve KHK'lı emekçilere pozisyon hakkı sözlerinin derhal tutulmasını talep etti.

Abone Ol

TES-İŞ Antalya Şubesi Başkanı Abdullah Kayser, TÜRK-İŞ'in vergi adaletini sağlamak için başlattığı kampanyaya destek verdiklerini hatırlatarak, işçilerin maaşlarının adaletsiz vergi sistemiyle eridiğini belirterek, KİT çalışanlarına kadro ve KHK'lı emekçilere pozisyon hakkı sözlerinin derhal tutulmasını talep etti. Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (TES-İŞ) Antalya Şubesi Başkanı Abdullah Kayser, TÜRK-İŞ'in "Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın" kampanyasına destek vererek, adaletsiz vergi sistemi nedeniyle işçilerin yıl ilerledikçe maaşlarının ciddi biçimde düştüğünü açıkladı. Kayser, KİT çalışanlarına kadro ve KHK'lı emekçilere statü düzenlemesi sözlerinin derhal yerine getirilmesini istedi.

TES-İŞ Antalya Şube Başkanı Abdullah Kayser, yaptığı sert açıklamada, "Emekçinin alın teriyle kazandığı maaş, adaletsiz vergi sistemiyle eriyor. Artık emekçiye nefes aldıracak düzenlemeler yapılmalı," ifadelerini kullandı.

‘Emeğin hakkı vergiye kurban’

Başkan Kayser, vergi dilimi artışları nedeniyle işçilerin yıl ortasında yaşadığı maaş kayıplarının boyutuna dikkat çekti:

Abdullah Kayser: "Ülkemizdeki vergi sistemi, emekçiyi adeta cezalandırır hale gelmiştir. İşçiler her yılın ortasında ikinci, hatta üçüncü vergi dilimine girmekte; alın teriyle kazandıkları maaşlarından giderek daha fazla kesinti yapılmaktadır. Yılın başında maaşlarının yaklaşık yüzde beşini (%5) Mart ayında, yüzde yedisini (%7) ise Temmuz ayında kaybeden emekçiler, yıllık olarak neredeyse 2,5 aylık maaşlarını vergi yoluyla geri vermek zorunda kalmaktadır." Bu adaletsiz sistemin çalışma barışını zedelediğini söyleyen Kayser, vergi yükünün dar gelirlinin değil, yüksek kazanç sahiplerinin omzuna yüklenmesi gerektiğini, bu durumun sadece bir talep değil, toplumsal adaletin tesisi olduğunu vurguladı. Sendika, "Emeğin karşılığı vergiyle erimeye devam ederse, ülke ekonomisinin gerçek taşıyıcı gücü olan işçiler daha fazla ezilecektir," uyarısında bulundu.

‘Kadro hakkı emeğin hakkıdır’

Açıklamasının ikinci ana gündem maddesi olarak Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) çalışanlarının kadro sorununa değinen TES-İŞ Antalya Şubesi, enerji sektöründe çalışan binlerce işçinin statü farklılıklarından dolayı mağduriyet yaşadığını vurguladı. Abdullah Kayser: "Enerji üretiminden iletime, dağıtımdan sulama birliklerine kadar her noktada alın teriyle hizmet eden işçilerimiz, aynı işi yapmalarına rağmen farklı kadrolarda çalıştırılmaktadır. Yıllardır verilen 'kadro sözü' artık tutulmalı, emekçiye hak ettiği güvence sağlanmalıdır. Kadro hakkı, alın terinin hakkıdır. Kadro düzenlemesi hem çalışma barışını hem de kamu hizmetinin verimliliğini artıracaktır."

KHK’lılara atama ve pozisyon

Başkan Kayser, 15 Temmuz süreci sonrası Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) kamuya geçirilen işçilerin yaşadığı statü ve terfi kısıtlamalarına da dikkat çekerek Meclis'e çağrı yaptı: Kayser, "KHK'larla kamuya geçirilen çalışanların atama ve pozisyon değiştirme hakları kısıtlanmıştır. Bu uygulama, iş barışını bozmakta ve çalışanların motivasyonunu düşürmektedir. Meclis, bu konuda gecikmeden düzenleme yapmalı; KHK’lı çalışanların atanma, pozisyon ve görev değişikliği hakları güvence altına alınmalıdır. Adalet, her çalışan için eşit olmalıdır" dedi.

‘Sosyal adalet tesis edilsin’

TES-İŞ Antalya Şubesi, açıklamasının sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden beklentilerinin net olduğunu belirtti: "Vergi adaleti sağlansın, KİT çalışanlarına verilen kadro sözleri yerine getirilsin, KHK’lı emekçiler için düzenleme yapılsın. Emeğin karşılığı korunup sosyal adalet tesis edilsin. Bu konular, yalnızca sendikal talepler değil; Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal istikrarının da temel unsurlarıdır."

Açıklamanın sonunda sendika, TÜRK-İŞ Konfederasyonu'nun başlattığı haklı mücadelede omuz omuza yürüdüklerini ve insanca yaşam taleplerinden asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı.