Kalp ve damar cerrahisi alanında Türkiye’nin en kapsamlı bilimsel buluşması olan 22’nci Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Kongresi ile 13’üncü Ulusal Fleboloji Kongresi, Kundu’da ulusal ve uluslararası uzmanların katılımıyla başladı. 9 Kasım’a kadar sürecek olan kongrede, damar hastalıklarındaki çarpıcı artış ve buna karşı geliştirilen en son tedavi yöntemleri ele alınıyor.
‘Halk sağlığı problemine dönüştü’
Açılış konuşmasında damar hastalıklarının yaygınlığına dikkat çeken Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Nevzat Erdil, durumun ciddiyetini vurguladı. Prof. Dr. Erdil, “Günümüzde diyabet, obezite, hipertansiyon ve sigara kullanımı gibi risk faktörlerinin hızla yayılmasıyla damar hastalıkları kritik bir halk sağlığı problemine dönüştü. Erken tanı ve doğru tedavi stratejileri, hem hastaların yaşam kalitesini artırmak hem de uzuv kayıplarının önüne geçmek adına büyük önem taşımaktadır” uyarısında bulundu. Kongrenin ana temasının ‘damar hastalıklarında yenilikçi yaklaşımlar’ olduğunu belirten Prof. Dr. Erdil, açık cerrahi tekniklerden en son minimal invaziv (kansız) endovasküler yöntemlere kadar geniş bir bilgi paylaşım platformu oluşturduklarını, ayrıca genç cerrahların eğitimi için uygulamalı oturumların düzenlendiğini de ekledi.
Dünya, Türkiye’den öğreniyor
Türkiye’nin vasküler cerrahi alanında geldiği seviyenin altını çizen Prof. Dr. Suat Doğancı ise, ülkemizin uluslararası alandaki konumunu gururla dile getirdi. Prof. Dr. Doğancı, “Eskiden bu alanda eğitim ve deneyim için yurt dışına gitme ihtiyacı duyuyorduk. Bugün ise tablo tamamen değişti. Dünyanın farklı ülkelerinden hekimler, deneyimlerini artırmak için artık Türkiye’ye geliyor. Ülkemiz, birçok gelişmiş ülkeyle aynı seviyede, hatta bazı alanlarda onların önünde bir uzmanlık gücüne sahiptir” diyerek Türkiye’nin cerrahi gücünün dünyaya açıldığını belirtti.
Genç yaşta damar sertliği endişesi
Kongrede tartışılan bir diğer önemli konu da damar sağlığı algısındaki değişimler oldu. Fleboloji Derneği Başkanı Dr. Erdal Aslan, Covid-19 pandemisi sonrası toplumda ‘pıhtı atması’ vakalarının arttığı yönünde bir algı oluşsa da, bilimsel istatistiklerde anlamlı bir artış gözlenmediğini aktardı. Öte yandan, genç yaşlarda artan damar sertliği vakalarına değinen Prof. Dr. Adil Polat ise hareketsiz yaşam ve kötü beslenmeye dikkat çekti. Prof. Polat, gençlere yönelik önemli bir tavsiyede bulunarak, “Damar sertliği, uzun yaşam süremizin artmasıyla birlikte daha sık görülüyor. Hareketsizlik ve yanlış beslenme bu durumu hızlandırıyor. Ancak çözüm basit; spor salonuna gitmek şart değil, düzenli günlük yürüyüş bile damar sağlığı için büyük fayda sağlar” açıklamasını yaptı. Kongreden çıkan bilimsel verilerin, doğrudan Türk hastalarına fayda sağlayacağı ve uluslararası standartlarda bir sağlık hizmeti sunumuna katkıda bulunacağı belirtiliyor.
