Antalya Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen Antalya'nın fethinin 814'üncü yılı kutlama etkinliği kapsamında Akdeniz Üniversitesi Atatürk Konferans Salonu'nda 'Toprak, Su, Medeniyet: Antalya' paneli düzenlendi. Panele Antalya Valisi Ersin Yazıcı, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ın yanı sıra Antalya milletvekilleri Mustafa Köse, Aydın Özer, Hasan Subaşı, Kemal Çelik, Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Av. Cansel Tuncer, 3. Piyade Eğitim ve Tugay Komutanı P. Alb. Erdal Köse, İl Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan, Antalya Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bedia Koçakoğlu, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan, Antalya Büyükşehir eski Belediye Başkanı Menderes Türel ile il kurum ve kuruluş temsilcileri ve Patara kazı ekibi üyeleri katıldı. Program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından sırasıyla ‘Zamanın Sevdaya Durduğu Şehir: Antalya’ kısa film gösterimi, Patara kazı ekibi üyelerine teşekkür plaketi takdimi ve fethin 814’üncü yılı anısına dikilen fidan sertifikalarının takdimi gerçekleştirildi.
En büyük yok oluş unutmaktır
Vali Ersin Yazıcı, konuşmasında Bitlis Tatvan kırsalında askeri helikopterin düşmesi sonucu şehit olan 11 kahraman askerimize rahmet ve Türk milletine baş sağlığı diledi. “814 yıl önce 5 Mart’ta Antalya fethedildi. Bizlere bu eşsiz güzellikteki bu şehri miras bırakan ecdadı rahmet ve saygıyla yad ediyorum” diyen Yazıcı, “Türkiye’nin dünyaya açılan penceresi Antalya’mızda her yıl dünyanın dört bir tarafından gelen misafirlerimize gösterdiğimiz hoşgörü ve misafirperverlikle şehrimizin huzur, barış ve kardeşlik şehri olduğunu göstermekteyiz. Bu değerleri ilelebet yaşatmaya ve vurgulamaya devam edeceğiz. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Antalya’yı daha ileriye götürmek ecdadımıza borcumuzdur” dedi. Yazıcı, bu tür organizasyonların tarihimize ışık tutan önemli etkinlikler olduğunu belirtti. 814 yıl önce bu toprakları vatan kılmak için ecdadımızın kahramanca yaptığı mücadelelerin, fedakârlıkların gelecek kuşaklara anlatılması gerektiğini belirterek, bizim için en büyük fethin, geçmişimizi korumak ve yaşatmak olduğunu söyledi. Antalya’nın fethini kutlamanın şehre, kültüre, medeniyete, ecdada sahip çıkmak olduğunu ifade eden Vali Yazıcı, “Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkumdur’ sözünden hareketle tarihimizi, çocuklarımıza, gençlerimize öğretmek arzusundayız. Eğer tarihimizi unutursak yok oluruz. En büyük yok oluş unutmaktır” dedi.
Ecdadımıza olan vefa borcumuz
Vali Yazıcı, organizasyonda emeği geçen ve tarihe sahip çıkan herkese teşekkür ederek, “Tarihimize ışık tutan önemli bir etkinlikte bir aradayız. 814 yıl önce 5 Mart 1207’de Antalya fethedildi. Antalya’yı fethedip bizlere eşsiz güzellikteki bu şehri miras bırakan ecdadımızı saygıyla ve rahmetle yâd ediyorum. Fethimizin 814’üncü yıl dönümü kutlu olsun. Antalya’nın doğal güzellikleri, denizi, kumu, güneşi kadar tarihi de önemlidir. Antalya’mızda her sene dünyanın dört bir tarafından gelen misafirlerimize gösterdiğimiz hoşgörü ve nezaketle şehrimizin; huzur, barış, sevgi ve kardeşliğin şehri olduğunu göstermekteyiz. Bu değerleri ilelebet yaşatmaya ve vurgulamaya devam edeceğiz. Güzellikleriyle, turizmiyle, sanatıyla, tarımıyla, ülkemizin dünyaya açılan kapısı olan Antalya, tarihiyle de öne çıkmakta. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Antalya’mızı daha ileriye götürmek ecdadımıza olan vefa borcumuzdur” ifadelerini kullandı.
814 yıldır Vatan Antalya
“Kahraman ecdadımız, 814 yıl önce dünyanın en güzel yeri olan Antalya’mızı Türk-İslam yurdu kıldı” diyen Vali Yazıcı, “5 Mart 1207 tarihinde Anadolu Selçuklu Sultanı 1'inci Gıyaseddin Keyhüsrev ve kahraman askerlerinin fethetme şerefine nail olduğu Antalya asırlardır Türk medeniyetinin en önemli şehirlerinden biri olmuştur. Antalya’mız 814 yıldır Türk yurdu. 814 yıldır bu topraklarda bayrağımız özgürce dalgalanıyor ve sonsuza kadar da dalgalanmaya devam edecek. Kahramanlıklarla dolu destansı tarihimizi gençlerimize ve çocuklarımıza en iyi şekilde anlatmamız gerekmektedir. Bir şehrin fethini kutlamak önemlidir. Kültürünüze, medeniyetinize, ecdadınıza sahip çıkmaktır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; ‘Tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkûmdur’ sözünden hareketle tarihimizi çocuklarımıza, gençlerimize en iyi şekilde öğretmek arzusundayız, hatta zorundayız. Unutmayalım ki, eğer tarihimizi unutursak, eğer ecdadımızı unutursak yok oluruz. En büyük yok oluş unutmaktır” şeklinde konuştu.
Mesaj niteliğinde panel
Vali Yazıcı, gerçekleştirilen panelin son dönemlerde Akdeniz’deki olaylara bir mesaj niteliği taşıdığını da vurgulayarak, “Son dönemlerde görüyoruz ki Akdeniz, birçok devletin egemenlik kurmak istediği, çıkar sağlamak istediği bir bölge haline geldi. Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridi olan ülke Türkiye olmasına rağmen ana karası Akdeniz’de olmayan veya uzak olan ülkeler bizleri kıyı şeridimize hapis etmek istemekte. Bu ve bunun gibi etkinliklerle biz bu ülkelere şu mesajı veriyoruz; 814 yıldır buradayız. Allah’ın izniyle sonsuza dek burada olacağız ve kalacağız. Mavi vatanımızı korumaya devam edeceğiz. Bunu tüm dünyaya buradan hep birlikte haykırıyoruz” ifadelerini kullandı.
İnsana kapı aralayan bir zafer
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ise, Antalya’nın fethinin 814’üncü yıl dönümünü kutlayarak, “Atalarımız, Anadolu’yu yurt tutarken her bir köşesini imar etmekle kalmamış, bu toprakları bilim, kültür, sanatla buluşturmuş, şehirlere daha da zengin kimlikler kazandırmıştır. Şehirler yapılanmalarını tamamladığı zaman değil, insan odaklı bir kimliğe ve medeniyete kavuştuğu zaman kalkınmış sayılır. Bu da tarihi derinliğe, köklü bir geçmişe sahip çıkmayla, zamanın ruhuna uygun, insan için olumlu fark yaratan kültürel zenginleşmeyle, medeni derinleşmeyle mümkün olur. Bu farkındalığı toplumun tamamına yaymak ve şehrin tarihi köklerini görebilmek için o bilince sahip bireyler yetiştirmek önemlidir. Likya, Pamfilya, Roma gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bu coğrafyada atalarımızı farklı kılan gittikleri yerlerde egemen olmakla kalmayıp oralardaki insanların kalbine yeni ve daha gelişmiş medeniyetler kurmalarıdır. İşte bu yüzden bu topraklardaki her ninnide, kimliği ne olursa olsun milyonlarca çocuğun rüyası vardır. 5 Mart 1207’de Anadolu Selçuklu Sultanı Gıyasettin Keyhüsrev, üzerinde farklı kültür ve medeniyetlerin izlerini taşıyan bu toprakları fethederek bir merhamet, sevgi ve kardeşlik medeniyeti yükseltti. Bu açıdan Antalya’nın fethi, öncelikle insana kapı aralayan bir zaferdir” diye konuştu.
Yüzyıllar sonraya bir nefes
“Akdeniz Üniversitesi olarak, Antalya’mızın kalbinin attığı her yerde biz de varız” diyen Prof. Dr. Özkan, “Bu şehrin kültürünün, birikiminin, mirasının ve kimliğinin bir parçası olmaktan mutluyuz. Dokusunda yer aldığımız şehirlerin kimliklerine anlamlı katkılarda bulunmak, yüzyıllar sonraya geçmişten aldığımız bir nefesi miras bırakmak bizim vazifemizdir. Çağdaş dünyada fetihten kast edilen kültürel anlamda gönüllerin fethi, insanın yüceltilmesidir. Bugün vatan yaptığımız bu topraklara köklü kültürümüzü getirdik ve değerlerimizin merkezine insanı yerleştirdik. İşte bu kardeşlik, sevgi ve nezaket değerleri manzumesi bizim medeniyetimizdir. 21’inci yüzyılda Antalya’nın fetih yıl dönümünü kutlamak merhamet ve kardeşlikle gönül kapılarımızı açtığımız, karşılıklı etkileşime girdiğimiz ve değerlerimizle kaynaştırdığımız bütün medeniyetlerin ruhlarına sahip çıkmak ve “önce insan” diyen kimliğimizi geleceğe taşımak demektir. Bu duygularla Antalya’nın fethinin 814’üncü yılının kutlu olmasını diliyorum” dedi. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Av. Cansel Tuncer ise, Büyükşehir Belediyesi’nin bu bilinçle her yıl Antalya’nın fethine çeşitli katkılar sunarak bu sorumluluklarını yerine getirmekten mutluluk duyduklarını ifade etti. Tuncer, “1207 yılında atalarımızın hakim olduğu ve o günden bu yana vatanımızın en güzide parçası olan Antalya’nın tarihine sahip çıkmak herkesin sorumluluğudur” dedi.
Özü sözü bir Yörükler diyarı
Konuşmaların ardından moderatörlüğünü Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bedia Koçakoğlu’nun yaptığı ‘Toprak, Su, Medeniyet: Antalya’ panelinde Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahri Işık ve Doç. Dr. Hakan Öniz Antalya’ya dair konuşmalarını gerçekleştirdi. Doç. Dr. Bedia Koçakoğlu, “Tam 814 yıldır burası bizim evimiz” diyerek, “Burası bizim vatanımız. 1071’de açılan kapıdan bir kısrak başı gibi uzanan hayallerimizin ve sevdamızın yurdudur burası. Burası bizim vatanımız. Kervanların peşi sıra gölgesi uzayan eli kınalı gelinlerin, yüreğinde cesaret Yörük delikanlıların oğluyla, kızıyla yurt olma hülyaları yatar dağında taşında. 1207’den bu yana bir adım bile geri atmadığımız içimizdeki aşkla, toprağımızdaki kanla büyüyen merhametin adıdır burası. Burası Antalya, özü sözü bir Yörükler diyarı” dedi. Doç. Dr. Koçakoğlu, emeği geçenlere teşekkür ederek, “Programımızı onurlandıran sayın valimize, milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza, rektörlerimize, kurumlarımızın değerli yöneticilerine şehrimiz adına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Sayın Okan Yavuz’a, üniversitemiz İletişim Fakültesi Dekan Yard. Doç. Dr. Ayşad Güdekli’ye, Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Diren Çakılcı’ya, İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Hüseyin Er’e, Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Sayın Emine Erkal’a, Antalya Platformu Dönem Başkanı Metin Doğan ve emeği geçen herkese teşekkürlerimizi iletiyoruz. Günümüz kutlu olsun. Bu topraklarda 814’üncü yılımız 8014 olsun” dedi. Antalya’nın fethinin 814’üncü yılı kutlamaları kapsamında düzenlenen ‘Toprak, Su, Medeniyet: Antalya’ paneli Antalya Valisi Ersin Yazıcı tarafından panelistlere teşekkür plaketi takdimi ile son buldu.
Esra ALTUNKES