Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Merkezi Çalışanları, “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne karşı eylem başlattı. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü önündeki basın açıklamasını Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şube Başkanı Dr. Kaan Taşer okudu. Dr. Kaan Taşer, yaşanılan sıkıntıları dile getirerek, “Hepinizin yakından bildiği gibi, tüm uyarılarımıza rağmen, aile sağlığı merkezlerinde görevli hekimlerimize ve sağlık çalışanlarımıza adeta zulüm yaşatacak ve halkımız için türlü olumsuzluklara neden olacak, bizlerin ‘Eziyet Yönetmeliği’ olarak isimlendirdiğimiz Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği, 1 Kasım 2024 tarihinde yürürlüğe konuldu. Sağlık Bakanlığı'nın hiçbir sağlık meslek örgütüne danışmadan hazırladığı ‘yeni’ aile hekimliği ‘Eziyet Yönetmeliği’ özünde HYP (Hasta Yaratma Projesi) odaklı, "birey hasta olmalı ki sağlık çalışanları performans yapabilsin" mantığına dayanmaktadır! Bu yaklaşım, Bakanlık yetkililerinin koruyucu sağlığı ne kadar yanlış anladığını da göstermektedir. Bakanlık, sağlık kurumlarına başvuran hasta sayısı ile değil, ne kadar kişiyi hastalıklardan koruduğu ile övünmelidir” dedi.
‘Eylemimiz ses getirdi’
Dr. Kaan Taşer, yapılan eylemlerin önemine vurgu yaparak, yaşanan süreçle ilgili şu ifadelerde bulundu: “Ülkemizin dört bir yanında 5-7 Kasım 2024 tarihleri arasında 3 gün süre ile aile sağlığı merkezlerinde iş bırakma eylemi yaptık. Eylemimiz ülke genelinde çok ses getirdi. Halkımız da yanımızdaydı, bizlerleydi. Üç günlük iş bırakma eylemimize aile hekimlerinin katılımı da yüksek oldu. Tüm bu uyarılarımıza rağmen maalesef Sağlık Bakanlığı yönetmeliği geri çekmeme ısrarını sürdürüyor. Buradan şunu bir kere daha ifade etmek istiyorum: bu eziyet yönetmeliğinin hiçbir maddesi iyi bir sağlık hizmeti ve iyi bir çalışma ortamını hedeflemiyor. Bizim bu onur kırıcı yönetmeliği kabul etmemiz kesinlikle mümkün değildir. Sağlığı ticarileştiren iktidar, birinci basamak/aile hekimliğini de performansa dayalı ticari faaliyet kapsamına sokmaktadır. Performans dayatması, günlük muayene sayıları, vatandaşı ASM'ye gelmeye ikna etme vb. işler aile hekiminin görevi haline gelmektedir. Bu 'kriterleri' tutturamayan aile hekiminin hak edişi/ücreti kesilip sözleşmesi feshedilecektir. Kısaca daha çok iş daha az ücrete yaptırılacaktır.”
‘SES varsa umut var’
Yoksulluk ve sömürüye dikkat çeken Taşer, “Sağlıktaki yanlış politikalar halkımızı ‘bilinçli olarak’ hasta etmekte, sağlık emekçilerine şiddet, emek sömürüsü, yoksulluk, tükenmişlik ve ölümden başka bir seçenek sunmamaktadır. Birinci basamak sağlık hizmetlerine ilişkin de defalarca görüşlerimizi ifade etmiş, eylemler, iş bırakmalar gerçekleştirmemize rağmen görüşlerimiz dikkate alınmamıştır. Artan tepkiler nedeniyle de palyatif ve çözüm olmayacak, üstelik ASM’leri tümüyle ticarethaneye dönüştürecek uygulamalara gidilmektedir. Bu da yetmezmiş gibi bilimsel olarak yararı netleşmeyen tıbbi faaliyetlere de alan açılmaktadır. Tüm bu uygulamalara karşı 2-6 Aralık 2024 tarihlerinde yapacağımız iş bırakma eylemi daha da önemli hale gelmektedir. Bu iş bırakma eylemimiz sadece sağlık emekçileri için değildir. Meslek onuruna, angarya çalışmaya, bilimsellikten uzak uygulamalara karşı olduğu kadar halkın sağlık hakkının da talebidir. Bu nedenle de cebinden daha fazla para ödemek istemeyen, nitelikli sağlık hizmeti almak isteyen halkımızın da desteğini bekliyoruz. 2-6 Aralık 2024 tarihlerinde halkımızı ASM’lerden hizmet almak için değil, sağlık hakkına sahip çıkmak için alanlarda bizimle birlikte olmaya çağırıyoruz. Biz SES olarak başka bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu ve bunu kuracak gücümüzün olduğunu biliyoruz. Bu yolda mücadelemizi yılmadan, yorulmadan sürdüreceğiz. SES varsa umut var” diye konuştu.