Uzmanlar, sigara bağımlılığının özellikle gençler için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirterek, tütün endüstrisinin yeni nesilleri hedef aldığını vurguluyor. Adli Bilişim Uzmanı İsa Altun, sigara kullanımının dünya genelinde en büyük halk sağlığı sorunlarından biri olduğunu belirterek, bu bağımlılığın insan yaşamını ciddi şekilde tehdit ettiğini vurguladı. Altun, “Sigara, bağımlılık yapıcı etkisi ve ölümcül sonuçları nedeniyle milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden oluyor. Sigara içmek, yalnızca kişisel bir tercih değil, toplumsal bir sağlık krizidir. Tütün kullanımı, sadece fiziksel sağlığı değil, bireylerin zihinsel ve sosyal hayatlarını da olumsuz yönde etkiliyor. Sigara içen kişilerde depresyon ve anksiyete riski artarken, sosyal yaşamda da izolasyona neden olabiliyor. Sigara bir intihardır, tetiği zaman çeker” dedi. 

‘Gençler en riskli grup’ 

Sigara bağımlılığının en çok gençleri tehdit ettiğini belirten Altun, “Dünya nüfusunun beşte biri, yani yaklaşık 1,8 milyar insan, 10-19 yaş aralığındaki adolesan grubunda yer alıyor. 15-24 yaş aralığı ise gençlik dönemi olarak kabul ediliyor ve bu dönem, sigara bağımlılığı açısından en riskli süreçleri kapsıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşayan gençler, tütün endüstrisinin birincil hedefi konumunda. Türkiye’de de her beş kişiden biri gençlik yaş grubunda yer alıyor ve sigara bağımlılığına karşı en savunmasız kesimi oluşturuyor. Araştırmalar, gençlerin sigaraya en çok 14-16 yaş aralığında başladığını gösteriyor. Bu yaş grubu, ergenliğin en yoğun ve çalkantılı dönemlerinden biri olup, arkadaş baskısının, aile içi çatışmaların ve kimlik arayışlarının en üst düzeye çıktığı bir evredir. Genç yaşta sigaraya başlayan bireylerin, nikotine bağımlılık geliştirme olasılığı çok daha yüksektir. Yapılan çalışmalara göre, hayatı boyunca en az 100 sigara içmiş olan gençlerin %60’ı, sigarayı bırakmak istediklerini ancak bunu başaramadıklarını bildiriyor. Bu tablo, sigara kullanımının yalnızca bireysel bir alışkanlık olmadığını, toplum genelinde ele alınması gereken bir sağlık sorunu olduğunu açıkça ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı. 

Adli Bilişim Uzmanı İsa Altun

‘Pasif içicilik büyük tehlike’ 

Sigaranın yalnızca içen kişiye değil, çevresindekilere de ciddi zararlar verdiğini vurgulayan Altun, pasif içiciliğin ölümcül etkilerine dikkat çekti. Altun, “Dünya genelinde her yıl yaklaşık 8 milyon insan, sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Bunların 1,3 milyonu, sigara içmediği halde pasif içicilik nedeniyle zarar gören bireylerden oluşuyor. Özellikle hamile kadınlar ve bebekler, sigara dumanına maruz kaldıklarında ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor. Sigara kullanan annelerin bebeklerinde, düşük doğum ağırlığı, erken doğum, solunum yolu hastalıkları ve ani bebek ölümü sendromu gibi ciddi riskler ortaya çıkıyor. Ayrıca, ev içinde sigara içilmesi, çocuklarda astım, bronşit ve solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma oranını ciddi şekilde artırıyor. Sigara dumanına maruz kalan çocukların, ilerleyen yaşlarda kronik solunum hastalıklarına yakalanma ihtimali çok daha yüksek oluyor. Bu nedenle, sigarayla mücadelede sadece bireysel farkındalık değil, toplumsal önlemler ve sıkı denetimler de büyük önem taşıyor. Kapalı alanlarda sigara içme yasağının daha sıkı uygulanması, pasif içiciliği önlemek için en etkili yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor” diye konuştu. 

Alternatif ürünler ve tehditleri 

Deniz Servan Narin öldü mü? Arkadaşları ve yakınlarından haber geldi!
Deniz Servan Narin öldü mü? Arkadaşları ve yakınlarından haber geldi!
İçeriği Görüntüle

Son yıllarda sigarayla mücadelede önemli adımlar atılmış olsa da, tütün endüstrisinin sigara karşıtı kampanyalara karşı yeni ürünler geliştirerek gençleri hedef almaya devam ettiğini belirten Altun, özellikle elektronik sigaralar, nargile, puro ve ısıtılmış tütün ürünlerinin büyük bir tehlike oluşturduğunu vurguladı. Altun, “Bu ürünler, ‘daha az zararlı’ olduğu algısıyla pazarlanıyor ancak bilimsel araştırmalar bunun doğru olmadığını gösteriyor. Özellikle aromalı tütün ürünleri, gençler için daha cazip hale getirilerek bağımlılığa sürükleyen bir tuzak oluşturuyor. Örneğin, mentollü sigaralar, hafif olduğu algısıyla tüketiliyor ancak araştırmalar, mentollü sigaraların bağımlılığı artırdığını ve sigarayı bırakmayı zorlaştırdığını gösteriyor. Elektronik sigaralar da özellikle gençler arasında hızla yayılıyor ve birçok kişi bu ürünlerin zararsız olduğunu düşünüyor. Ancak yapılan çalışmalar, elektronik sigara kullanımının da ciddi sağlık riskleri barındırdığını ortaya koyuyor. Bu nedenle, tütün ürünleriyle mücadelede yalnızca geleneksel sigaralar değil, tüm alternatif tütün ürünleri de kapsama alınmalı ve gençlerin bu ürünlere ulaşımı engellenmelidir” ifadelerini kullandı. 

Mücadelede neler yapılmalı? 

Sigara bağımlılığıyla mücadelede bireysel ve toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini belirten Altun, bu konuda atılması gereken adımları şöyle sıraladı: “Sigara ve tütün ürünlerinin zararları hakkında daha fazla eğitim verilmeli. Gençleri sigaradan uzak tutacak sosyal projeler desteklenmeli ve aileler, çocuklarının sigara kullanıp kullanmadığını dikkatle gözlemlemeli. Kapalı alanlarda sigara içme yasağı daha sıkı denetlenmeli ve bu yasağa uyulması sağlanmalı. Sigara bırakma destek programları yaygınlaştırılmalı, sigara bırakmak isteyen bireylere ücretsiz danışmanlık ve tıbbi destek hizmetleri sunulmalı. Alternatif tütün ürünlerinin zararları konusunda toplum bilinçlendirilmeli ve bu ürünlerin satışına yönelik kısıtlamalar artırılmalı. En önemlisi, sigara kullanımı, bireysel bir tercih değil, toplumsal bir sağlık sorunu olarak ele alınmalı. Çünkü sigara sadece içeni değil, çevresindekileri de zehirliyor. Unutmayalım, sigarasız bir dünya mümkün! Ancak bunun için bilinçlenmek, mücadele etmek ve gençleri bu tehlikeden korumak hepimizin sorumluluğu.” 

Kaynak: ESRA ALTUNKES