İstanbul Fatih'te konakladıkları otelde Servet Böcek, eşi Çiğdem, çocukları Kadir Muhammet ve Masal'ın ölümlerine ilişkin ön otopsi raporunda 'oteldeki kimyasal zehirlenme' olasılığı açıklanmasının ardından Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü Entomoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Sağlam, son dönemde zehirlenmelerde ciddi anlamda artış gözlemlediklerini söyledi.

'İLAÇLARIN ÖZELLİKLE DOZUNA UYULMASI ÇOK ÖNEMLİ'

Sağlam, "Bu alanlarda kullanılan ilaçlar, biyosidal ürün bilinen böcek ilaçları kullanılmakta ve Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlı ilaçlardır. Bu alanlar tabii ki hijyen açısından ve bazı hastalıkların taşıyıcı böcekler, özellikle gıda maddelerini ya da yaşanan alanlarda insanlığa zarar veren böceklerin elimine edilmesi için kullanılmaktadır. Burada kullanılan ilaçların özellikle dozuna uyulması çok önemli. O ilaçların özellikle halk sağlığına kullanılabilir olmasının, bu ruhsata sahip olmasının dışında uygulama esnasında doza dikkat edilmesi gerekiyor. Genelde işte 'Bir kapak fazla koyayım ne olacak?' şeklinde bir yaklaşım bazen hem biyosidal ilaç uygulayıcılarında hem de tarım alanlarında da üreticilerde bu yaklaşım sergilenmekte ama bunun sonucu kalıntı ve zehirlenme şeklinde kendisini göstermekte" dedi.

'ÇOK TEHLİKELİ MADDE'

İstanbul'da yaşanan olayın herkesi çok üzdüğünü söyleyen Prof. Dr. Sağlam, "Ve bu alanda kullanılan kimyasalın, o alanda olmaması gereken bir kimyasalın kullanılması nedeniyle ortaya çıktığı tartışılmaktadır. Orada kullanıldığından şüphe edilen ve alüminyum fosfit olarak bahsedilen kimyasal madde, normal koşullarda depolanan tahılların böceklenmesinin engellenmesi için kullanılan bir maddedir. Bu, özellikle tahılların depolandığı silolarda kullanılması gereken bir maddenin, halk sağlığı anlamında kullanılmasından dolayı ortaya çıkan bir durum ki bu da gerçekten çok tehlikeli bir maddedir. Bu, gaz haline geçer ve gaz olarak solunum yoluyla da etkiler. Tabii ki bu tip ilaçlarda uyarıcılık anlamında çeşitli, mesela alüminyum fosfit için sarımsak kokusunu andıran bir koku da içermektedir. İnsanların bu konuda rahatsız olmasını, ortamda bu gazın olduğu gösteren bir göstergedir. Uygulandığı yerler normalde tahıl depoları olması gerekirken, halk sağlığı anlamında bunu kullanan çeşitli firmalar daha önce de yaşanan benzer olaylar nedeniyle bu alışkanlıklarına devam etmektedir. İnsanların yaşadığı alanlarda ya da gıda üretim tesislerinde uygulama yapan kişiler öncelikle uyguladıkları maddenin orada kullanılabilirliğine mutlaka dikkat etmesi gerekiyor. Artı kendileri de bu konuda yetkili olması gerekiyor. Biyosidal uygulama yetki belgesine sahip olması gerekiyor. Bu da belirli eğitim sonucunda alınan bir belgedir. Dolayısıyla bu tip alanlarda zaten tarım alanlarında kullanılması gereken, depolarda kullanılması gereken bir fümigantın kesinlikle kullanılmaması gerekiyor. Bu tamamen zaten yasak ve izinsiz bir kullanım şekli olarak ortaya çıkmakta" diye konuştu.

'FÜMİGASYON OPERATÖRÜ BELGESİ GEREKİYOR'

Prof. Dr. Özgür Sağlam, herkesin ilaçlama yapamayacağını, ilaçlama yapanların ve firma kurulması için mutlaka eğitim almaları gerektiğinin altını çizdi. Sağlam, "Üyesi olduğum Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki koruma Bölümü olarak özellikle böcekler hakkında ve ilaçların kullanımı hakkında eğitim vermekteyiz. Bu bir eğitim sürecinden geçmiş kişilerin ehil olan kişilerce, daha bilinçli olarak bunları kullanmaktadır. En önemli belirleyici şey, kullanılan ilacın o alanda kullanılma izninin olup olmaması ve dozuna uyulup uyulmaması şeklinde mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor. Yetkisiz ve izinsiz kullanımlar, maalesef karşımıza çıkabilmekte. Örneğin alüminyum fosfit maddeyi uygulayabilmek için hem satış noktasında hem de uygulama noktasında fümigasyon operatörü belgesine sahip olması gerekiyor. Böyle bir belgeye sahip olmayan kişinin uygulamaması gerekiyor. Dolayısıyla bu tip ürünlere ulaşım noktasında insan sağlığını etkileyen bir sonuç olduğu için süreci mutlaka Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı nezdinde kontrollerinin sıklaştırılması gerekmekte" dedi.

'HAVANIN BULUNDUĞU BÜTÜN ALANA YAYILMA ÖZELLİĞİNE SAHİP'

Kullanılan ilaçların dozlarının özellikle alanın metrekare büyüklüğüne göre uygulanması gerektiğini söyleyen Sağlam, "Tabii ki burada yüzeye uygulanan ilaçlarda, siz hazırlamış olduğunuz tavsiye dozuna uygun olarak hazırlamış olduğunuz ilaç karışımını, özellikle böceklerin saklanma ihtimali olan yerlere süpürgelik kenarları, duvarların yaklaşık bir 30-50 santim kadar yüksekliği ya da giriş için uygun havalandırma boşluklarına, özellikle dışarıdan böcek bulaşmalarını engellemek için bu alanlara uygulama yapılmakta. Tabii ki kullanılan ilaç miktarı ve dozu, bu noktada önemli bir belirleyicidir. İlaçlar kontak etkili ilaçlar, sistemik etkili ilaçlar (bitki bünyesinin içerisine girip öz suyuna karışan) ve gaz halinde etkili olan ilaçlar şeklinde 3'e ayrılıyor. Kontak ve sistemik etkili ilaçlar duvardan geçme gibi bir eğilimi olmazken; özellikle gaz halinde etkili olan ilaçlar, havanın bulunduğu bütün alana ulaşabilme ve hava içerisinde hareket etme özelliğindir. Eğer duvarda bir çatlak, delik varsa veya havalandırma giriş çıkışları ile sızma yapabilmektedir. Yapılan çalışmalarda duvarların içerisinde kullanılan demirde bile paslanmaya neden olduğuna ilişkin yayınlar mevcuttur. Dolayısıyla uygun bir geçiş bulduğu zaman bu alanlardan rahatlıkla sızma yapabilmekte, havanın bulunduğu bütün alanda yayılma özelliğine sahiptir" diye konuştu.

Uzmandan uyarı: Rotator manşet yırtıkları geri dönüşsüz hasar bırakabilir
Uzmandan uyarı: Rotator manşet yırtıkları geri dönüşsüz hasar bırakabilir
İçeriği Görüntüle

'İLAÇLAMA YAPILAN ALANA 6 SAAT GİRİLMEMESİ GEREKİR'

Prof. Dr. Sağlam, ilaçlama uygulamasında güvenliğin çok önemli olduğunu belirterek, "Siz kapının altını bantlamadan ziyade, hani dışarıdan bulaşmayı engelleyecek şekilde kapı altlarına çeşitli fırça benzeri, önlemlerle dışarıdan bulaşmanın engellenmesi daha çok yapılmakta. Bir uygulama sonrasında kapının bantlanması meselesi o ortamda, gaz halinde etkili bir ilaç kullanıldığı zaman alınan bir önlemdir. Sonuçta halk sağlığı ilaçlaması yapan firmalarda, uygulama yapılan alana giriş konusunda uygulamayı hemen takip eden sürede birkaç saat girilmemesi, ilacın kuruması anlamında güvenlik önlemi olarak tavsiye edilmektedir. Uygulama yapılan ilacın kuruması ve yüzeyde hani temasa bağlı olarak zehirlenme ya da o anda bir ıslaklık durumu olmaması bakımından en azından bir 6 saat süreyle girilmemesi şeklinde alınabilecek bir önlem diyebilirim" diye konuştu.

TÜKETİCİLERE 'BİLGİLERİ NOT EDİN' UYARISI

Sağlam, "Eğer bir depoda fumigant bir ilaç kullanıldıysa o alandaki gaz ölçülmeli, uyarıcı levhalar asılmalı ve o depo alanının 3 gün kapalı kalması gerekmektedir. Halk sağlığı ilaçlamalarında ise ilaçlamaların insanların bulunmadığı saatlere denk getirecek şekilde yapılması gerekiyor. Özellikle ilacın uygulama esnasında çıkan buhar ya da atılan yüzeydeki ıslaklığın geçmesi, kuruması açısından bir 6 saat bu alanlara girilmemesi, ilaçlama programlarının daha çok evde bulunmadığınız saatlere denk getirilecek şekilde yapılması, en başta yapılabilecek en önemli güvenlik önlemi olarak karşımıza çıkmakta. Özellikle firmalar tarafından yapılan ilaçlamalarda bu süreye dikkat etmek gerekiyor. Ayrıca tüketicilerin ilaçlama hizmeti aldıktan sonra kullanılan ilaçların markası, etken maddesi hakkında not alması, fotoğrafını çekmesi olası bir zehirlenmede hayat kurtarıcıdır" dedi.

Kaynak: DHA