Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 13 Mayıs 2025’te yayımladığı 2024 yılı doğum istatistiklerine göre, Türkiye genelinde doğurganlık hızında düşüş eğilimi sürüyor. 2024 yılında bir kadının doğurganlık süresi boyunca sahip olduğu ortalama çocuk sayısını ifade eden toplam doğurganlık hızı 1,48 olarak ölçüldü. Bu oran, Türkiye’nin nüfusunu yenileyebilmesi için gereken 2,10 seviyesinin oldukça altında belirlendi. 2014 yılından bu yana aralıksız düşüş gösteren doğurganlık hızının önüne geçilebilmiş değil. Antalya da bu genel düşüşün bir parçası olarak, 2024 yılında toplam doğurganlık hızında 1,43 çocukla Türkiye ortalamasının gerisinde kaldı. Türkiye genelinde iller sıralamasında 41’inci sırada yer alan Antalya, demografik yapısındaki değişimle de dikkat çekiyor. Ülke çapında 71 ilin doğurganlık hızının 2,10’un altında olduğu bu dönemde, Antalya’nın da sürdürülebilir nüfus yapısını tehdit eden bu gruba dahil olması, sosyal ve ekonomik açılardan yeni politika ihtiyaçlarını gündeme getiriyor.
ORTALAMANIN ALTINDA
Antalya, 2024 yılı itibarıyla her bir kadın başına ortalama 1,43 çocuk düşen doğurganlık hızıyla sadece Türkiye genel ortalamasının değil, aynı zamanda birçok büyükşehrin de gerisinde kaldı. Sanayi ve hizmet sektörlerinin öne çıktığı, aynı zamanda göç alan turistik bir kent olan Antalya’da doğurganlık oranlarının bu kadar düşük olması, kentsel yaşam tarzının ve ekonomik dinamiklerin nüfus yapısını doğrudan etkilediğini ortaya koyuyor. Antalya’nın, uzun yıllardır Türkiye’nin en çok göç alan illerinden biri olmasına rağmen, doğurganlıkta bu derece gerilemesi demografik dönüşümün hızlandığını gözler önüne seriyor.
ŞANLIURFA BİRİNCİ SIRADA
TÜİK verilerine göre, 2024 yılında 937 bin 559 bebek dünyaya geldi. Ancak bu sayı, doğurganlık hızının düşmesiyle birlikte uzun vadeli nüfus artışını garanti etmiyor. 2024’te toplam 55 ilde doğurganlık hızı 1,50'nin altına indi. Bu sayı 2017’de yalnızca 4 il iken, yedi yılda göze çarpan bir artış yaşandı. Antalya’nın da bu iller arasında yer alması, doğurganlıkta düşüşün yalnızca sanayileşmiş kentlerle sınırlı kalmadığını, ülke geneline yayıldığını ortaya koyuyor. Öte yandan, doğurganlık hızının en yüksek olduğu il 3,28 çocuk ile Şanlıurfa oldu. Bu ili 2,62 ile Şırnak ve 2,32 ile Mardin takip etti.
AVRUPA’NIN ÜSTÜNDE AMA..
Verilere göre Türkiye’nin toplam doğurganlık hızının, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ortalamasının hala biraz üzerinde olduğu belirtildi. 2023 yılı itibarıyla AB ortalaması 1,38 çocukken, Türkiye 2024’te 1,48 ile bu seviyenin üzerinde yer aldı. Ancak bu farkın, nüfusun uzun vadede kendini yenileyebilmesi için yeterli olmadığı bilgisi yer aldı. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de düşük doğurganlık hızı yaşlanma eğilimini güçlendiriyor ve çalışma çağındaki nüfusun azalmasına neden olabilecek bir süreci işaret ediyor.
EĞİTİM VE KENTLEŞME BELİRLEYİCİ
TÜİK verileri, kadınların eğitim seviyesinin ve yaşadıkları yerleşim biriminin doğurganlık üzerinde önemli etkiler yarattığını da gözler önüne serdi. Yükseköğretim mezunu kadınlarda doğurganlık hızı 1,22 çocukla en düşük seviyede bulunurken, okuma yazma bilmeyen kadınlarda bu oran 2,65’e kadar çıkıyor. Benzer şekilde, kır yerleşimlerinde doğurganlık 1,83’e ulaşırken, yoğun kentlerde bu oran yalnızca 1,39 olarak kaydedildi. Bu bilgiler doğrultusunda “yoğun kent” sınıfına giren illerde doğurganlığın düşük seyretmesi Antalya’yı da etkiliyor.