İzmir’in tarihi Kemeraltı Çarşısı, binlerce iş yerini bünyesinde barındıran, kentin kültürel ve ticari belleğinin en önemli duraklarından biri olarak öne çıkıyor. Pek çok eski mesleğin hâlâ yaşatıldığı çarşı, bu yönüyle İzmir’in vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Tarihi çarşı içindeki asırlık demirci dükkanı ise geçmişten günümüze direnen yapısıyla zamana meydan okumaya devam ediyor. Anadolu’nun pek çok noktasında bir zamanlar çarşıların kalbi sayılan demirci dükkanları şimdilerde sessizliğe bürünse de, mesleğin son ustaları her sabah aynı heyecanla dükkanlarını açıyor. Günün ilk ışıklarıyla beraber körüklerin başına geçen ustalar, kızgın ateşin karşısında ter dökerek demire şekil veriyor. ’Demir tavında dövülür’ sözünü hayat felsefesi haline getiren zanaatkar baba Ömer Akdemir ve oğlu Süleyman Akdemir, fabrikasyon ürünlerin piyasayı kuşatmasına rağmen el emeğinden ödün vermiyor ve eserleriyle adeta görsel şölen yaşatıyor.

"Bu iş sabır ve zerafet işi"

Yarım asırdır örs başında çekiç sallayan emektar ustalar baba Ömer Akdemir ve oğlu Süleyman Akdemir, mesleğin zorluklarını anlattı. Mesleğin sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir karakter terbiyesi olduğunu belirten ustalar, "Bizim işimiz sabır işi. Ateş seni yakar, duman seni yorar ama o kızgın demir örsün üzerinde istediğin şekli almaya başladığında tüm yorgunluğun uçar gider. Şimdiki gençler ’zor’ diyor ama bu zorluğun içinde büyük bir zarafet ve ruh var" ifadelerini kullandı.

Kargoyu aracından inmeden bahçeye fırlattı
Kargoyu aracından inmeden bahçeye fırlattı
İçeriği Görüntüle

Fabrikasyona karşı ’moleküler’ direniş

Hızlı ve ucuz üretim yapan fabrikaların aksine, sıcak demir ustalarının elinden çıkan ürünler yüzyıllara meydan okuyor. Uzmanlar ve ustalar, el dövmesi ürünlerin moleküler yapısının seri üretime göre çok daha dirençli olduğunu vurguluyor. Ayrıca bu kadim meslek, atık metallerin geri dönüştürülerek yeniden hayat bulmasıyla dünyanın en eski ’çevreci’ iş kollarından biri olarak dikkat çekiyor.

Demirci dükkanları sanat atölyesine dönüşüyor

Sönmeye yüz tutan bu ateş, son yıllarda genç sanatçıların ve tasarımcıların ilgisiyle yeniden canlanıyor. Geleneksel tarım aletleri üretiminden ’demir heykeltıraşlığı’ ve ’butik bıçakçılık’ gibi alanlara evrilen zanaat, modern atölyelerde sanatla buluşuyor. İnsan elinin değdiği her eserin makineden daha kıymetli olduğunu kanıtlayan son ustalar, körüğün nefesi ve çekicin ritmiyle bu mirası gelecek nesillere aktarmaya kararlı.

Ateşle dans eden son ustalar

Kaynak: İHA