Türkiye'deki kira krizi, son yıllarda özellikle büyük şehirlerde giderek daha ciddi bir soruna dönüşmüş durumda. Antalya Kiracılar Dayanışma Platformu Başkanı Cengiz Kul, artan kira bedelleri ve dar gelirli birimin yaşam mücadelesine dikkat çekerek, “Yüksek ev kiraları, dar gelirli ürünü zora sokmaya başladı. Kirasını ödeyebilmek için vatandaş, hem kendine hem de ailesine zarar vermeye başladı. Günümüzün koşullarında, maaşı evin kirasına verirsek açık kalıyoruz, ya da karnımızı doyurup dışarıda kalıyoruz. Bu dar boğazda kalan vatandaş, hem maddi açıdan zorluk çekiyor hem de ruhsal olarak tükenmiş durumda. Bir yandan artan kiralar, diğer yandan piyasalardaki fahiş fiyatlar, insanların psikolojisini iyice bozmuş durumda. Biz de sesimizi duyurmaya çalışıyoruz ancak hem hükümet hem de muhalefet partileri bu sorunun dikkate almalılar. Meclise sunulan öneriler dahi reddedildi. Bu sorunun acilen çözülmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.  

‘Acil çözümler gerekiyor’ 

Bakan Kurum: "Gelin hep birlikte deprem kabuslarımıza son verelim"
Bakan Kurum: "Gelin hep birlikte deprem kabuslarımıza son verelim"
İçeriği Görüntüle

Kul, Türkiye'deki kira sorununun yalnızca bir ekonomik kriz değil, sosyal bir sorun olduğunu vurguladı. Kul, barınma hakkının, huzurlu ailelerin ve huzurlu toplumların temeli olduğunu ifade ederek, “Barınma hakkı, yalnızca bir konut ihtiyacından ibaret değil. Huzurlu bir toplum, sağlam bir temele dayanır. Huzurlu aileler, huzurlu toplumlar yaratır. Barınma sorunları çözülür, bu huzurun sağlanması için ilk adımdır. Maalesef bu konuda hükümetten ya da yerel yönetimlerden ciddi adımlar atılmıyor. Aksi takdirde bu boyutlar daha da büyüyecek” dedi. 

Antalya Kiracılar Dayanışma Platformu Başkanı Cengiz Kul

‘Sosyal yara haline geldi’ 

Konut üretiminin azalması, nüfus artışı, şehirleşme ve göç hareketlerinin kiraların artmasında etkili olduğunu hatırlatan Başkan Kul, “Ancak asıl büyük sorunun, bu konuda çözüm üretmeye yönelik somut adımlar atılmamış olması. Yüksek kiralar, sadece ekonomik bir zorluk değil, aynı zamanda sosyal bir yara haline gelmiş durumda. Aileler, kiralarını ödeyebilmek için diğer ihtiyaçlarından fedakârlık yapmak zorunda kalıyor. Beslenme, sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçlar yerini, sadece barınma sorununu çözme stratejisine bırakıyor. Bu da hem aile içi huzursuzluklara hem de toplumsal gerilimlere yol açar” diye konuştu. Toplu olarak sorunun çözülmesi için vatandaşın lehine tasarruflara yönelik koruyucu politikalar geliştirmesi gerektiğini ifade eden Cengiz Kul, “Barınma hakkı huzurlu aileler, huzurlu toplumlar yaratır. Huzurlu bir toplum, yalnızca düzenli değil, herkesin sorumluluğudur. Kiraların sürekli artışı, bir yerde durdurulmalı. Kira artışlarının belli bir oranda sınırlandırılması ve denetimlerin devam etmesi, yaşayanların yaşadığı bu sıkıntı hafifletebilir” diyerek konuşmasını tamamladı. 

Kaynak: ESRA ALTUNKES