Manavgat Hidroelektrik Santrali’ni işleten Assan Alüminyum şirketi, daha önce Manavgat Baraj gölüne yüzer Güneş Enerjisi Santrali (GES) kurmayı planlamış ancak kamuoyundan ve Manavgat halkından gelen büyük tepkiler sonucu proje ertelenmişti. O dönem bu sürecin bir geri adım olmadığını, aksine farklı bir projenin gündeme getirilmesi için zaman kazanma çabası olduğunu belirten CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, şirketin şimdi de baraj gölü yerine çevresindeki tarım arazileri, ormanları ve su kaynaklarını hedef aldığını söyledi. Coşar, “Manavgat halkının yüzer GES ve hibrit GES’e karşı verdiği haklı ve kararlı mücadele sonrası şirket gelinen noktada şimdilik baraj gölünü kullanamıyorsak, barajın çevresindeki tarım arazilerini, ormanları ve toprağı kullanalım derdine düşmüştür. Gelen tepkilerle ertelenen yüzer GES’in yerine bu sefer de bölge halkının tepkilerine rağmen sabit GES’ler yapmak istenmektedir. Bu proje için ÇED sürecini başlatan firma doğaya, su kaynaklarına, ormanlara, doğal yaşama ve tarım arazilerine vereceği zararı hiç düşünmeden, sadece ticari kaygılarını ön planda tutmaktadır” dedi. Projeye karşı halkın mücadelesini desteklemeye devam edeceklerini belirten Coşar, bu girişimi TBMM gündemine taşıyacaklarını ve kamuoyu oluşturma çalışmalarına katkı sağlayacaklarını ifade etti.
‘Doğaya ve halka zarar’
CHP’li Coşar, Manavgat’ta yapılmak istenen GES projesinin yalnızca bir enerji yatırımı değil, doğa talanı ve rant odaklı bir girişim olduğunu vurguladı. “Antalya Manavgat Barajında yapılmak istenen önce yüzer GES, sonrasında hibrit GES, şimdi de sabit GES projelerinin tek bir amacı vardır, özelleştirme ile zenginleştirilen, sermaye ve kaynak aktarılan şirketlerin daha çok kâr etmesi, bu kâr uğruna da her şeyi mubah görmeleridir. AKP iktidarının özelleştirme ile geniş yetki verdikleri şirketler barajların kullanımından, içinde orman, tarım arazisi, su kaynakları ve doğa harikası olan geniş toprakları talan etmeyi kendinde hak görüyor. Manavgat’taki GES projesi ile birlikte Akseki’de Cumhurbaşkanlığı Kararı ile bazı alanların orman sınırları dışına çıkarılarak, Gidengelmez Dağları’ndaki maden sahasının genişletilmesi de aynı düşünce dünyasının ürünüdür. Kaş’ta orman arazilerine mermer ocağı ruhsatı verilmesi, Korkuteli ve Elmalı’da meralara GES projesi, Gazipaşa Kaş Pazarı Yaylası’nda yayla kültürünü ve tarihi miras mezarların üzerine yapılmak istenen GES projesi yaylalardan sahile, ormanlardan sulara Antalya’nın talanına yönelik bir rant projesidir. Antalya halkı AKP düzeninin getirdiği bu talan furyasına direnmeye devam ediyor” diyen Coşar, yalnızca Manavgat’ta değil, Antalya genelinde doğa katliamına yol açan projelere karşı kararlı bir şekilde mücadele edeceklerini vurguladı.
‘Direniş sürecek’
Manavgat’ta bölge halkının tüm itirazlarına ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının uyarılarına rağmen baraj gölü etrafında GES yapılmasının tarım arazilerine, su kaynaklarına, ormanlara ve doğal yaşama telafisi olmayan zarar vereceğini söyleyen Coşar, rant uğruna halkın geleceğinin yok edilmesine izin vermeyeceklerini belirtti. “Bu talan projesi için vatandaşın tapulu tarım arazisine mi yoksa halkın ormanlarına mı el konulacak, rant için geleceğimize miras olan su kaynaklarını mı yoksa ormanlarımızı mı yok edecekler? Tüm bu ranta dayalı doğa talanı projesi ne yazık ki oldubittiye getirilmek isteniyor. ÇED süreci başlayan bu projeye karşı bizler bölge halkı, muhtarlarımız ve duyarlı sivil toplum kuruluşları ile birlikte 8 Nisan 2025 tarihinde yapılacak toplantıda aynı kararlılıkla direneceğiz. Manavgat’ın suyunu, doğal yaşamını, orman ve tarım arazilerini savunacağız” ifadelerini kullanan Coşar, doğaya sahip çıkan tüm Manavgat halkını ve çevrecileri bu sürece destek olmaya çağırdı.
CHP/Bülten