Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz, acil uyarı yaparak, “Elektronik atık geri dönüşümündeki kabul edilemez yetersizlik, her yıl milyonlarca liralık altın, paladyum ve platin gibi değerli metallerin ekonomiden kaçmasına neden olmakta, aynı zamanda kurşun ve cıva gibi zehirli bileşenlerin çevreye karışarak halk sağlığını tehdit ettiği belirtilmektedir” dedi. Başkan Gündüz, krizin çözümü için acil olarak finansal teşvik ve toplama noktalarının artırılması çağrısında bulundu.

Çekmecelerdeki sessiz bomba!

Türkiye, modern tüketim alışkanlıklarının yol açtığı ve her geçen gün büyüyen bir çevre felaketinin eşiğinde; elektronik atık (e-atık) krizi. Gelişen teknolojinin hızına yetişemeyen, kullanılmayan cep telefonları, bozuk bilgisayarlar, tabletler, yazıcılar ve küçük ev aletleri, vatandaşların evlerindeki çekmecelerde ve bodrum katlarında adeta bir ‘sessiz bomba’ gibi bekliyor. Bu durumun yalnızca bir depolama sorunu olmadığını aktaran Başkan Gündüz, hem ekonomik bağımsızlığı zedeleyen devasa bir kayıp hem de ekolojik dengeyi altüst eden ciddi bir tehdit oluşturduğunu hatırlattı.

‘Yüzde 5’i geri dönüştürülüyor’

Başkan Gündüz, Türkiye’de yıllık e-atık miktarının on binlerce tonu bulduğunu, ancak mevcut geri dönüşüm sistemlerinin bu atıkların yüzde 5’inden daha azını işleyebildiğini vurgulayarak, acil önlem alınması gerektiğini bildirdi. E-atıkların, dünya genelinde ‘kentsel madencilik’ olarak adlandırılan yeni bir hammadde kaynağı olarak görüldüğünü ancak Türkiye’nin bu kaynaktan yeterince faydalanamadığını belirten Gündüz, konuya dikkat çekmek için çarpıcı bir kıyaslama yaparak, “Bir ton altın cevheri çıkarmak için harcanan emek ve maliyetin yanında, bir ton cep telefonu atığından elde edilebilecek altın, paladyum, gümüş ve bakır miktarı çok daha yüksektir. Bu cihazların içindeki devre kartları, küçücük bir alanda yoğunlaşmış devasa bir servet barındırıyor. Yetersiz geri dönüşüm altyapısı ve bilinç eksikliği nedeniyle, bu değerli madenler her yıl çöpe atılarak ülke ekonomisinin dışa bağımlılığını artırmaktadır” dedi.

Mutfaktaki 5 temel risk
Mutfaktaki 5 temel risk
İçeriği Görüntüle

‘Bu kaynak israf edilmemeli’

Gündüz, e-atık döngüsünün en büyük engellerinden birinin tüketici davranışı olduğunu belirterek, “Vatandaşımız, eskiyen telefonunu veya bilgisayarını hemen geri dönüşüme vermek yerine, ‘belki lazım olur, yedek dursun’ düşüncesiyle evinde, çekmecesinde tutuyor. Bu atalet, atıkların ortalama 2-3 yıl gecikmeyle sisteme girmesine neden oluyor, bu da geri dönüşüm ve hammadde tedarik zincirini tıkıyor. E-atıklar asıl tehlikesi, içerdikleri zehirli bileşenlerin çevreye sızmasıdır. Elektronik cihazların yapısında bulunan kurşun (ekran ve bataryalarda), cıva (aydınlatma ve sensörlerde), kadmiyum ve bromlu alev geciktiriciler en tehlikeli maddeler arasında yer almaktadır. Usulüne uygun olarak lisanslı tesislerde bertaraf edilmeyen veya merdiven altı yöntemlerle yakılan/sökülen e-atıklar, şu felaketlere yol açmaktadır; çöp sahalarında zamanla parçalanan bu cihazlar, zehirli maddeleri toprağa ve oradan da yer altı sularına karıştırır. Bu durum, hem tarımsal üretimi hem de içme suyu kaynaklarını telafisi zor bir şekilde kirletme potansiyeli taşır. Özellikle kontrolsüz, ilkel söküm ve yakma işlemlerinde açığa çıkan ağır metal yüklü dumanlar ve toksik gazlar, bölgedeki hava kalitesini düşürerek solunum yolu hastalıklarına ve uzun vadede kanserojen etkilere zemin hazırlar” diye konuştu. Başkan Gündüz, “Geleceğin teknolojisini kullanırken geçmişin atıklarını görmezden gelmemek, çocuklarımıza bırakacağımız en büyük çevre mirasıdır. E-atıklar çöp değil, değerlendirilmeyi bekleyen milli bir kaynaktır. Bu kaynak, israf edilmemelidir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Muhabir: Esra ALTUNKES