Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği’nin (TÜSAD) akciğer sağlığı alanındaki en son bilimsel gelişmeleri paylaştığı 46’ncı Uluslararası Kongresi SOLUNUM 2024, bu yıl 20-24 Kasım 2024 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirildi. ‘Başarı Bir Yolculuktur… Tükenmeyen Nefesle…’ temasıyla akciğer sağlığının bugününün ve yarınının ele alındığı kongre kapsamında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda TÜSAD Başkanı Prof. Dr. M. Şule Akçay, Kongre Başkanı Prof. Dr. Deniz Köksal, Kongre Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Nilgün Yılmaz Demirci, KOAH Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. M. Onur Turan, Akciğer Kanseri Çalışma Grubu Üyesi Doç. Dr. Özgür Batum ve İnfeksiyon Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Berna Kömürcüoğlu son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. M. Şule Akçay, geleneksel sigaraların 1950 yılından bu yana sağlığa zararlarının bilindiğini ifade ederek: “Tütün ürünleri tüm vücuda zarar veriyor. Beyinden bacağa, yani tepeden tırnağa hastalık sebebi. Pek çok bilinmeyen hastalığa da sebep oluyor. Duman altında kalanlar da benzer hastalıklara maruz kalıyor. Bunlar, zararları yokmuş ya da sigarayı bıraktırmak için bir araçmış gibi pazarlanıyor ancak aslında hiç de öyle değil” dedi.
‘Yapay zeka erken teşhiste kurtarıcı’
Kongre Başkanı Prof. Dr. Deniz Köksal, akciğer kanserinde de tıpkı diğer kanser türlerinde olduğu gibi erken teşhisin hayat kurtardığını belirtirken bu konuda yapay zekanın teşhis yöntemi olarak işleri daha da kolaylaştıracağının altını çizdi. Köksal, “Yapay zeka uygulamaları çekilen tomografileri inceleyebilecek hale geldi.” derken şu bilgileri verdi: “Bu açıdan hekimin iş yükünü azaltıp ama hiçbir zaman hekimin yerine geçemeyecek sistemler. Karar destek mekanizması olarak kullanılabiliyor. 2024 yılı ocak ayından bu yana hastanemizde bu tür bir ürün kullanıyoruz. Günde 300 akciğer grafisi çekiliyor. Sistem bize ‘300 grafinin 20’sinde nodül var’ diyor; biz de bakıyoruz, değerlendiriyoruz. Her gün 1-2 şüpheli vaka çıkıyor. Bu şekilde yıl içinde 8 hastada erken kanser tümörü tespit ettik.” ifadelerini kullandı.
‘4-5 kişiden biri KOAH’
KOAH Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. M. Onur Turan, KOAH’la ilgili şu noktalara dikkat çekti: “KOAH hastalarının birçoğu hasta olduğunun farkında değil. Öksürük ve balgam şikayetlerini normal gördükleri için hastaneye gitmiyorlar. Dünyada KOAH kaynaklı ölüm oranları da ciddi oranda artıyor. 40 yaş üstü her 4-5 kişiden biri KOAH. Dünyada her yıl 3-4 milyon kişi hayatını kaybediyor.”
‘Kanserde 1. sırada erkekler var’
Akciğer Kanseri Çalışma Grubu Üyesi Doç. Dr. Özgür Batum, gençlerde özellikle akciğer kanseri sıklığının arttığını söylerken, kadınlarda da pasif sigara içiciliğinin hastalık nedeni olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: “Hayatında hiç sigara içmemiş, ancak pasif içiciliğe maruz kalmış kadınlar akciğer kanseri riski taşıyor. Hep sigara üzerinde duruluyor ama nargile, puro gibi ürünler de var. Pasif sigara içiciliği de çok önemli. Özellikle kadın hastalarda hiç sigara içmeden akciğer kanseri şikayetiyle geldiğinde pasif içiciliği görüyoruz. Akciğer kanserini kadınlar ve erkekler olarak ikiye ayırıyoruz. Erkeklerde ne yazık ki 1. sırada. Kadınlarda 5. sırada ama her geçen yıl artmaya devam ediyor. 2030 yılında 3. sıraya yükselmesi bekleniyor.”
‘COVID’den hala kurtulamadık’
İnfeksiyon Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Berna Kömürcüoğlu ise günümüzde COVID’in yansımaları konusunda bilgi verirken, şunları dile getirdi: “COVID’den ne yazık ki tam anlamıyla kurtulamadık, varyantlar ile devam ediyor. Son zamanlarda ülkemizde de mevsimsel olarak çok yaygın. Üst solunum yolu enfeksiyonu gibi seyrediyor. Ateş, boğaz ağrısı, öksürük ile seyrediyor ve iyileşme süreci uzuyor. Gençler bunu bir şekilde ayakta geçirebiliyor ancak yaşlı hastalar, immün yetmezliği olan hastalar en büyük risk grubu. Bunlara ek olarak kronik böbrek yetmezliği, kalp hastalığı gibi ciddi hastalıkları bulunanlara hâlâ rapel doz aşı olmayı öneriyoruz. Maalesef olduğumuz COVID aşılarının antikor seviyeleri çok düştü. Viral hastalıkların ne kadar ciddi sonuçlara neden olacağını gördük, bu nedenle infeksiyon hastalıklarında mevsimsel artışların yaşandığı şu dönemde pandemi döneminde edindiğimiz korunma yöntemlerini risklere karşı uygulamaya devam etmeliyiz. Maske kullanmak, el hijyenine dikkat etmek, bulaşı önlemek. Özellikle 65 yaş üzerindekilere her yıl influenza aşısı ve bir kez pnömokok (zatürre) aşısı öneriyoruz.”