Akdeniz Üniversitesi, Toplumsal Duyarlılık ve Katkı Projeleri kapsamında engelli paralimpik milli yüzücü Sefa Yurtkölesi'ni Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu'nda konuk etti. Sao Paulo Dünya Şampiyonası'nda altın ve bronz madalyalar kazanan, 9 Türkiye Şampiyonluğu, 2 Türkiye ikinciliği, 1 Türkiye üçüncülüğü ve 1 Ege Bölgesi birinciliği olan Sefa Yurtkölesi, her zaman mutlu ve enerjik olmasıyla ilgili, "Şükredecek o kadar çok şey var ki isyan edecek vakti bulamıyorum. İnanmak ve sevmek çok önemli. Yaptığınız şeyi sevmelisiniz. Bu iki şeyi idrak ederseniz başarı kaçınılmaz olur. Büyük bir yazar ve konuşmacı olmak gibi bir hayalim var. Hırslı bir insanım" diye konuştu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kasım Cömert Tokayev ile telefonda görüştü
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kasım Cömert Tokayev ile telefonda görüştü
İçeriği Görüntüle

 

'İnsanlara mesaj veriyorum' 
Evdeki lakabının 'Yarım Porsiyon' olduğunu söyleyen Yurtkölesi, bedensel engellinin doğuştan olduğunu belirterek şunları kaydetti: "TAR sendromu vakasıyla dünyaya geldim. Bu sendrom, 100 bin çocuktan birinde gözükür. Allah bazı insanları bu şekilde yaratarak insanlara mesaj veriyor. Ben bu mesajı verdiğimi düşünüyorum. Doğduğumda annemle babama şunu söylemişler: 'Oğlunuz ölebilir, her an kaybedebilirsiniz, hazırlıklı olun.' Hem ailem için hem de benim için çok zorlu bir süreçti. Kötü bir psikolojiydi. Bizim o kötü psikolojilere nasıl başa çıkacağımıza dair en ufak bir fikrimiz yoktu. Biz bunu şu şekilde aştık; annemle babamın var olan inancı ve sevgisi sayesinde o kötü günleri yavaş yavaş atlattık. Fakat bu sırada doktorlar bile fiziğimi ne derece kullanabileceğimi bilmiyorlardı. Nadir bir vaka olduğum için, 'Sefa ayaklarıyla şu işi yapabilir ya da yapamaz, ellerini kullanabilir ya da kullanamaz' diyemiyorlardı. Bu noktada annem devreye girdi. 5 yaşına geldiğimde artık tedavi sürecim yavaş yavaş tamamlanmıştı ve evdeydim." 

 

'Hayatıma dokunan öğretmenim oldu' 
"İlkokula başladığımda öğretmenlerim tarafından çok sevilerek karşılandım. Okulun fiziki kurallarını bana göre dizayn ettiler. Arkadaşlarım tarafından çok sevildim. Yine bir oyun oynayacağımız zaman, oyunun kurallarını bana göre tasarlıyorlardı ve böylelikle günlerim çok güzel geçmeye başladı. Buna rağmen bir özgüven eksikliğim vardı. Şundan dolayı: Bir akülü arabaya ihtiyacım vardı. Sizlerin ayakları sizler için ne ifade ediyorsa benim akülü arabam da benim için o anlama geliyordu. Çünkü akülü arabamı aldıktan sonra kendi başıma okula gidip gelmeye başladım. Akülü arabam sayesinde özgüvenim iyice doruk noktasına çıktı diyebilirim ve şu anda da bana hava kattığına inanıyorum. Lise çağına geldik. Lisede arkadaşlarım ileriye dönük planlar yapıyordu. İleride sanatsal ya da sportif alanda ilerlemek isteyenler vardı. Benim böyle bir hayalim yoktu. Çünkü engelli olduğum için üniversite okuyamayacağımı ya da hangi mesleği yapabileceğimi bilmiyordum. Bu sırada beden eğitimi öğretmenim hayatıma dokundu. Bana, 'Dünyayı gezmeye başlayacaksın ve bütün kapılar sana açılacak. Seni profesyonel bir yüzücü yapalım' dedi. İlk başta beden eğitimi öğretmenimin benimle alay ettiğini düşündüm. Yüzde 98 bedensel engeline sahip bir kişi nasıl yapar diye düşündüm. Bana bu konuda çok ciddi olduğunu söyledi ve beni spora yönlendirmek için elimden tuttu." 

 

'Kalemimi ayağıma aldım' 
"Şu anda da sağlıklı bir insanın eliyle yaptığı her şeyi ayaklarımla yapabiliyorum. Yemek yemekten tutun bilgisayar oynamaya kadar her şeyi yapabiliyorum. Ayrıca PlayStation'da da iddialıyımdır. 29 yaşında 4 mesleği aynı anda yapabiliyorum. Benim hayatıma dokunan beden eğitimi öğretmenimdi. Hayatımın dönüm noktası, ilk antrenmanda sakatlanmama rağmen vazgeçmemek oldu. Ailem bu konuda beni ikna etti. 'Sefa, sen bugüne kadar çok şey başardın. Bundan sonra da başarabilirsin. Sakın pes etme' dediler. O sırada Türkiye Şampiyonası'na çok kısa bir zaman vardı. Kelebek Stili şeklinde profesyonel biçimde yüzmem gerekiyordu. Önce İstanbul'daki Türkiye Şampiyonası'na gittik. Orada benim gibi birçok engelli insan varmış ve burada çok fazla engelli sporcu arkadaşla tanıştım. Arkadaşlarla her yerde güzel anılarımız oldu. Tabularımı yıktım. Kalemimi ayağıma aldım. Ayaklarımla 6 ay içerisinde 'Hayatın Sefası' kitabımı yazdım. Her zaman kendinize inanın ve güvenin." 

Kaynak: ARZU YAVUZ