Deprem nedeniyle büyük acılar yaşandığının altını çizen DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi ve DİSK/Genel-İş Sendikası Antalya Şube Başkanı Vedat Küçük, “6 Şubat 2023’te on ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük bir şok ve acı yaşayan Türkiye toplumu, depremle birlikte fay hatlarıyla dolu bir ülkenin neden hiçbir önlem almadığını, on binlerce insana mezar olan yapılara niçin ve kim tarafından izin verildiğini konuşurken bir yandan da toplum olarak kendi kendimize dayanışmayı örmeye, yardımlaşmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Yaşanan felaketin boyutlarının sıcağı sıcağına tam olarak görülmediğini aktaran Küçük, şöyle dedi: “Can havliyle elimizden ne gelirse yapmaya çalışıyoruz. Bu büyük enkazdan çıkış, uzun bir zaman alacak, uzun bir yas sürecinin içindeyken yaşamaya olduğu gibi devam edebilmek çok zor olacak ama yapılacak çok işimiz var. Geriye kalanlar için yeniden inşa edilmesi gereken kentlere ve bu süreçte güçlü ve kararlı bir hafızaya ihtiyacımız var. Mevcut iktidar, uzun zamandır daha da belirgin hale gelen basiretsizliğiyle yaşanan bu büyük felakette de donup kaldı, organize olamadığı gibi dayanışma için deprem bölgesine giden bütün muhalif kesimleri de engellemeye çalıştı.”

 

Emekçiler dayanışmaya çalışıyor

“Depremin bilançosunun ağırlığı altından kalkamayacağını gösteren iktidar sahiplerine tepkiler büyürken; onlar bu haklı eleştirileri yapanlara gözdağı vermeyi tercih etti. Donanımlı bir kurtarma ekibine sahip olmaması; araç gereç eksikliği, hızlı ve etkin müdahalede çok geç kalınması ve ardından bölgeye gerekli iletişim, barınma, hijyen ve beslenme olanaklarının ulaşmaması ve bütün bunları düzenleyecek, koordine edip yönetecek bir kriz merkezinin kurulamaması gibi pek çok aksaklığın yaşanmaya devam ettiği deprem bölgesinde, her felakette ve krizde olduğu gibi emekçiler, işçiler, yoksul halk yığınları sınırlı imkanlarıyla dayanışmaya çalışıyor. Toplumu kutuplaştıran, düşmanlaştıran siyaset anlayışına inat, birlikte yaralarını sarmaya çalışan Türkiye toplumunun her kesimi dayanışmanın iyileştiren gücüne sımsıkı tutunmuş durumdadır. Böyle zamanlarda sınıf bilincinin kaynaklık ettiği sınıf kültürü, toplumsal ilişkilerin ve bağların güçlenmesini daha olanaklı hale getiriyor. Kaderin değil, sömürü düzeninin, çarpık yapılaşmanın, rant ve talanın neden olduğu bu yıkım, eşit ve insanca yaşama hakkı için daha çok kenetlenmemizi, susturulmaya çalışılan vicdanımızın sesine daha çok kulak vermemizi zorunlu kılıyor.”

 

Esra ALTUNKES

Kaynak: Haber Merkezi