Konyaaltı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (KONYSİAD), Konyaaltı Belediyesi ve Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) iş birliği ile ‘Kendi İşinizi Kurmak İster misiniz?’ konulu ‘Fikirden Geleceğe’ konferansı Nazım Hikmet Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Konferansa konuşmacı olarak KONYSİAD üyesi Klinik Psikolog ve Yazar Melisa Oral, KOSGEB Antalya İl Müdürü Dr. İbrahim Uğur Erkış, Eğitim Bilimci ve Yazar Dr. Murat Kaplan davet edildi. Klinik Psikolog Melisa Oral, ‘İş Dünyasında Motivasyon’ başlıklı konuşmasında özellikle katılım sağlayan öğrencileri aydınlatan bir sunumda bulundu. KOSGEB Antalya İl Müdürü Dr. İbrahim Uğur Erkış, ‘Kendi İşinizi Kurmak İster misiniz?’ başlıklı sunumunda güncel KOSGEB destekleri hakkında bilgilendirmelerde bulunarak, konuyla ilgili soruları yanıtladı. Eğitim Bilimci ve Yazar Murat Kaplan’ın ‘Sözsüz İletişimde Beden Dili’ başlığıyla gerçekleştirdiği sunumu, KONYSİAD üyeleri ve konukları tarafından son derece ilgi ve beğeni ile takip edildi. 

‘Tükenmişliğe doğru gidiyoruz’ 

Klinik Psikolog Melisa Oral, ‘İş Hayatında Motivasyon’ sunumunda hayatında anlam bulan kişinin her türlü zorlukla baş edebileceğinden bahsederek yaşamdan birçok örnekler verdi. Oral, “Hayatta bir anlam aramak için yaşayın. Hormonlarımızın etkisinde kalan ‘mış’ gibi hayatlar var. Motivasyonun en temel yakıtı dopamin hormonu. Hazzın da öyle. Bizim beynimiz ödül mekanizmasıyla çalışıyor. Sorun şu ki sonsuz bir dopamin kaynağımız yok. Biz haz için sürekli sosyal medyadayız. Eskisi kadar kitap okuyamıyoruz, sağlıklı beslenemiyoruz. Çünkü günümüzde sosyal medya var. Dopamin de başlangıçta zirveye çıkıyor, sonra çöküyor. En büyük sıkıntımız, dopamin bittiğinde tekrar dopamin istiyoruz. Sosyal medya bağımlılığını aşabilmek kolay değil. Arthur Schopenhauer, ‘Her tatmin edilmiş arzu bir yenisini doğurur’ demiş. Yani siz bir şeyi elde ettiğinizde yenisi gelir. Bir şeyi almak istediğinizde her şeyinizi verirsiniz, feda edersiniz aldığınız şeyden iki gün haz alırsınız, sonra hevesiniz geçer. Çünkü sadece haz odaklı olduğunuzda istediğiniz şeyi aldığınızda hevesiniz kalmaz ve dersiniz ki ‘Daha iyisini alacağım.’ Bu ilişkilerde de böyle. Tükenmişliğe doğru gidiyoruz. Hayallerinizi ve değerlerinizi doğru belirleyin. Hayalleriniz ulaşılabilir ve net olmalı” diye konuştu.  

Girişimcilere KOSGEB desteği 

KOSGEB İl Müdürü Dr. İbrahim Uğur Erkış, ‘Kendi İşinizi Kurmak İster misiniz?’ başlıklı sunumunda KOSGEB’i tanımlayarak, ne gibi destekler sağladığını açıklayarak şöyle konuştu: “Bizim başkanlığımız Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı TÜBİTAK gibi kalkınma ajansları gibi kurullardan bir tanesi olarak 1970’li yıllardan beri faaliyet gösteriyor. Asıl kendi vücut yapısını bulması 1990 yılında. KOSGEB eğitimlerimiz oluyor. KOSGEB uzaktan eğitimle Girişimcilik Eğitimi, kendi işini kurmak isteyen girişimcilerin bir iş modeline dayalı olarak kuracağı işletmelerin başarı düzeylerini artırmak amacıyla düzenlenen eğitim programlarıdır. Geleneksel Girişimci Eğitimi’nde girişimcilikte temel kavramlar, girişim fırsatlarını görme ve fikir yaratma/geliştirme, yapılabilirlik analizi, iş modelleri, müşteriler, değer önerileri ve gelir kaynakları, ekonomi, endüstri, rekabet ve müşteri analizi, hukuki alt yapı, girişimin etik temelleri, pazarlama ilkeleri ve yönetimi esas alınıyor. İleri Girişimci Eğitimi’nde de Networking (ağ kurma), girişimin finansal yapısının belirlenmesi ve yönetimi, yeni girişimler için finansal kaynaklara erişim, yenilik yönetimi, fikri mülkiyet hakları, girişimin profesyonel yönetimi ve KOBİ’lere stratejik yönetim, büyüme sürecinin yönetimi ve büyüme stratejileri, iş planı geliştirme gibi eğitimler veriliyor.” 

‘Jest ve mimikleriniz sizi ele verir’ 

Eğitim Bilimci ve Yazar Dr. Murat Kaplan da iletişimde beden dili ve sözsüz iletişimin çok önemli olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: “Biz, ‘beden dili’ ya da ‘ sözsüz iletişim’ dediğimiz unsuru sadece kalıplarla, şablonlarla çalışmıyoruz. Özellikle benim alanım öyle değil. Daha altı dolu, sağlam, ayağı yere basan bir yere sahibiz. Konuşurken gerçek hislerinizi, duygu ve düşüncelerinizi açıkça ifade edemezseniz jest ve mimikleriniz sizi ele verir. Çok küçük yaşlardan itibaren hem çocuklar hem yetişkinler, hepimiz insan yüz ifadelerini okuma konusunda uzmanlaşırız, kendi güvenliğimiz için. Beyin, bilinçaltımızı dışarı yansıtabilir. O yüzden tüm psikologlar der ki ‘Dikkat edin. Güçlü bir vücut dili kullanmak istiyorsanız, öyleyse bedeninize iyi bakın, kalbinize iyi bakın.’ Örneğin beyninizde bir sorun varsa yüzünüze ekşime olarak yansır. Kalbiniz kötüyse diliniz sürçer. Zihninizde bir tuhaflık varsa mutlak surette sözcükleriniz değişmeye başlar ve tavırlarınız değişir. Biri sizi anlamaz ama bilinçaltının uyarısıyla ‘Bir tuhaflık var’ der ve o tuhaflığın peşine düşer. Çünkü biz avcıyız. Bu yeni bir durum değil. Daha bebek fetüs iken bebeğe ana rahminde sahte yapay stres veriliyor. Her seferinde bebek yüzüne temas ediyor. Normalde kendine temas etmeyen bebek rahatlamak için kendine temas ediyor. Yani beden dilinde davranışlarımızı kazara olduğunu sanmayın. Ana dilimizi öğrenmeden öğrendiğimiz dil, beden dilidir. Birini tanımak istiyorsan hiç kimse yokken ne yaptığına bak. Korktuğunda ne yaptığına bak. Çok mutluyken ne yaptığına bak. Bunların hepsi net verilerdir.”

KGK 5’inci Medya Çalıştayı’nda ortak vurgu: Gazetecilik, küresel barışın da anahtarı
KGK 5’inci Medya Çalıştayı’nda ortak vurgu: Gazetecilik, küresel barışın da anahtarı
İçeriği Görüntüle

Kaynak: ARZU YAVUZ