Müslümanların ibadet mekânı ve İslam’ın simgelerinden olan camilerimizi tanımak, bölüm ve kısımlarını bilmek, etrafında gelişen külliyelerin hangi yapılardan oluştuğunu öğrenmek için Akdeniz Manşet Gazetesi olarak bir çalışma başlattık. Antalya Kaleiçi’nden günümüze gelebilen onlarca eserden biri olan Tekelipaşa Cami’nin ilginç bir özelliği buluyor. Tekelipaşa Cami’yi dünyadaki diğer bütün camilerden ayıran özelliği dünyaca meşhur Münferice Kasîdesi’dir. Münferice Kasîdesi, alimler tarafından içinde bütün duaların kabul edildiği İsm-i A’zam olduğu söylenen ve bu yüzden de tasavvufî muhitlerde evrad olarak okunan kasidedir. Dikkat çeken bir diğer cami de Yivli Minare Cami. Yivli Minare Cami Antalya’daki ilk İslami binalardan biridir ve merkezi konumu nedeniyle şehrin en tanınmış noktası ve sembolüdür. Antalya Kaleiçi’nde başka hangi tarihi camiler bulunuyor ve özellikleri nelerdir? Kimler tarafından yapıldı, faaliyette mi? www.akdenizmanset.com.tr Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Gürkan Balcı sizin için araştırdı ve derledi.  


AHİ YUSUF CAMİ:  



Antalya Kaleiçi, Mermerli Banyo Sokak'ta yer alan bu mescit, yazıtına göre 647 H. (1249) tarihinde Ahi Yusuf adına yaptırılmıştır. Caminin cephesinde çift kanatlı bir kapı ile kapının iki tarafında dikdörtgen şekilli pencereler mevcuttur. Cephe çok sadedir. Kapı ve pencere üzerleri sivri kemer alınlıklıdır. İbadet yerine kuzeydeki kesme taştan yapılmış ve üzerinde bir niş olan bir kapıdan girilir. Mescit kare planlı ve tek kubbelidir. İnşaat malzemesi olarak moloz taş kullanılmıştır. Eski resimlerine bakıldığında, önceleri kuzey cephede sütunlu bir son cemaat yeri bulunmaktaydı. Mescidin içi çok sadedir. Yarım silindir şeklindeki mihrabının iki yanında sivri kemerli pencereleri vardır. Bu mescidin kuzeyinde eski kale duvarları kalıntıları arasında Ahi Yusuf’a ait bir türbe bulunmaktadır. İki katlı türbenin üst katına açılan blok taşlardan yapılmış bir kemer dikkat çekiyor. Bu kalıntılardan mescidin eskiden bir külliye olduğu izlemi doğmaktadır. Kornişli saçaklı ve piramidal çatı olup alaturka kiremit ile örtülü mescidin dar sokağında, yapıya bitişik yazıtı oldukça tahrip olmuş bir de çeşme bulunmaktadır. Mescit, 1962 yılında Vakıflar Müdürlüğü'nce ve 1992 yılında Mehmet Yazar tarafından kızı Sema adına restore edilmiştir. 


SULTAN ALAEDDİN CAMİ: 



Kaleiçi, Kılıçaslan Mahallesi Zafer Sokakta bulunan cami, 3 nefli bir bazilika tipinde bir Rum kilisesi iken, Sultan Alaeddin Keykubat devrinde camiye çevrilmiştir. Tavan haç şeklinde çıkıntılarla süslüdür, iki taraftan üst kattaki pencerelerle cami aydınlanır. Papaz mahfeli olan bu kısım, bugün kadınlar mahfeli olarak kullanılmaktadır. Doğu ve batı cephelerinde giriş kapıları mevcuttur. Mevcut minare 1962 yılında yapılmıştır. Eski bir kilise olan eser, bir süre müze olarak kullanıldıktan sonra 1958 yılında camiye çevrilmiştir. Hem çan kulesinin hem de minarenin bulunduğu nadir eserlerdendir. 



 


TEKELİ MEHMET PAŞA CAMİ: 



Tekeli Mehmet Paşa Camii, Osmanlı Devleti Döneminde yaptırılmıştır. Camii günümüzde Antalya Kalesi surları dışında ve Antalya Saat Kulesi’nin arkasında yer almaktadır. 1850-1940 yıllarında onarım gören Tekeli Mehmet Paşa Cami’nin kim tarafından ve hangi tarihte inşa ettirildiği bilinmemektedir. Tekeli Mehmet Paşa Camii’nin 1593-1607 yılları arasında yaptırıldığı düşünülmektedir. Tekeli Mehmet Paşa Camii’nin yüksek bir kasnak üzerinde yükselen kubbesi, doğu-batı ve güney yönlerinden birer yarım kubbe ile desteklenirken kuzey yönde üç kubbe bulunmaktadır. Camii’nin kuzey cephesinde ve binanın içindeki pencerelerin sivri kemer formlu alınlıklarında yazılı çini panolar yer almaktadır. Evliya Çelebi yazmış olduğu Seyahatnamesinde Camii ’den süslü, ziynetli şekilde ve avlusunun darlığından, mimarisinin güzelliğinden bahsetmiştir. Tekeli Mehmet Paşa Camii, 2018-2021 yılları arasında T.C. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. Antalya Kaleiçi’nden günümüze gelebilen onlarca eserden biri olan Tekelipaşa Camii’nin, dünyadaki diğer bütün camilerden ayıran özelliği meşhur MünfericeKasîdesi’dir. MünfericeKasîdesi, alimler tarafından içinde bütün duaların kabul edildiği İsm-i A’zam olduğu söylenen ve bu yüzden de tasavvufî muhitlerde evrad olarak okunan kasidedir. 


YİVLİ MİNARE CAMİ: 



Antalya’nın simgesi olan Yivli Minare, 13. Yüzyıla ait bir Selçuklu eseridir. Sultan I. Alaeddin Keykubat tarafından 1230 yılında Mimar İsmail Efendi’ye yaptırılmıştır. Tabanı kare şeklinde blok taş olup, gövdesi tuğladan dilimli 8 adet yarım silindirik yiv şeklinde yapıldığı için Yivli minare adına almıştır. Üst minare bölümü tuğladır. Kesme taş kare kaide üzerinde devam eden tuğla bölümünde gövde üzerinde lacivert ve firuze mozaik çinilerle ve kufi hatla Allah ve Muhammed lafızları yazılmıştır. Yüksekliği 40 metre olup 90 basamaklı bir merdiven ile minareye çıkılmaktadır. Minare, 1954 yılında çıkan yangından sonra yenilenmiş ve son olarak da 2010 yılında restore edilerek şimdiki halini almıştır. Dış yüzeyinin sade olması, pencerelerinin bulunması, içindeki mezarlığın aşağı seviyede olması özellikleri ile Osmanlı Türbeleri karakterini taşır. 1377 yılında yaptırılmış olup 3 adet mezarı korumaktadır. Nigâr Hatun Türbesi, Yivli Cami'nin kuzeyindedir. Altıgen bir plan üzerine yapılan Türbe'nin sade bir görünümü vardır. Selçuklu tarzında olan Türbe 1502 yılından kalmadır. Zincirkıran Türbesi'nin batısında bulunan yapı Mevlevihane olup I. Alâeddin Keykubad tarafından 1225 yılında yaptırıldığı sanılmaktadır. Kitabesi kaybolmuştur. Onarım görmüştür. Yivli Minare Cami Antalya’daki ilk İslami binalardan biridir ve merkezi konumu nedeniyle şehrin en tanınmış noktası ve sembolüdür. www.akdenizmanset.com.tr -


ŞEHZADE KORKUT CAMİ-KESİK MİNARE 



Şehzade Korkut Camii, Kaleiçi’nde Kılınçarslan Mahallesi’nde yer almaktadır. Geçmişi M.S. 2. yüzyıla kadar uzanan yapı, bu dönemde bir Roma tapınağı olarak inşa edilmiş, Bizanslılar Dönemi’nde, M.S. 5. veya 6. yüzyılda, tapınağın mimari parçaları yardımıyla kiliseye dönüştürülmüştür. Meryem Ana’ya adanan bir Panaghia Kilisesi olan yapı, M.S. 7. yüzyılda gerçekleşen Arap akınları ile tahrip edilmiştir. Selçuklular Dönemi’nde, fetih sembolü olarak camiye çevrilen ve asıl minaresi eklenen yapı, 1361 yılında Kıbrıs Kralı’nın Antalya işgali sırasında yeniden kilise olmuştur. Osmanlılar Dönemi’nde, II. Yıldırım Bayezid’in oğlu Şehzade Korkut tarafından tekrar camiye dönüştürülen eser, yörenin tek şehzade camisi olması bakımından, ayrıca önem taşımaktadır. Yüzyıllarca ibadete açık olan cami, 1896 yılında geçirdiği yangın nedeniyle zarar görmüş ve kullanılamaz duruma gelmiştir. Cami, yangında, minaresinin ahşap olan külahı tahrip olduğu için halk arasında o tarihten sonra ‘Kesik Minare’ olarak adlandırılmaya başlanmış ve tarihi bir sembol olmuştur. Dönem dönem onarım çalışmaları yapılan Şehzade Korkut Camii, 1974 senesinde ciddi bir restorasyon geçirmiştir. 2017 yılında ise caminin yeniden ibadete açılması için çalışmalar başlamıştır. 2019 yılında, caminin minaresine ahşap külah takılmıştır. Tarihi izleri korunarak restorasyon süreci tamamlanan cami, 10 Ocak 2022’de kılınan ilk namazla birlikte, 126 yıl aradan sonra yeniden ibadete açılmıştır. Avlusunda bir açık hava müzesi bulunan Şehzade Korkut Camii, Antik Çağ, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar Dönemi’ni yansıtan, eşine ender rastlanan zenginlikler barındıran bir yapı olarak, Antalya’nın en değerli simgeleri arasında yer almaktadır.