Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri, Gezi eylemlerinin 11’inci yılında Attalos Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını KESK Dönem Sözcüsü ve Tüm Bel Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt okudu. Karakurt, yaşanılanları hatırlatarak, “Acıyla umudu, öfkeyle heyecanı, dayanışmayla eksilmeyi aynı anda bizlere yaşatan; baskıya, ranta, talana ve yağmaya karşı milyonların kararlı ve dik duruşunun adı olan Gezi Direnişi 11 yaşında. Siyasi iktidarın kuşandığı tüm nefret ve linç diline karşı, 11 yıldır işletilen akıl almaz ve hukuk dışı cezalandırma pratiklerine karşı hala ‘hepimiz oradaydık’ derken heyecanımızın yüzlerimize yansıdığı Gezi Direnişi; demokrasi, barış ve adalet talebimizin bayraktarlığını yapmayı sürdürüyor. Berkin Elvan’ın, Ethem Sarısülük’ün, Ali İsmail Korkmaz’ın, Abdullah Cömert’in, Medeni Yıldırım’ın, Hasan Ferit’in, Ahmet Atakan’ın, Mehmet Ayvalıtaş’ın acısı hala dinmemişken, onların aramızdan alınmasında sorumlu olanlar yargının koridorlarında görünmez kılınıp, cezasızlıkla ödüllendirildi. Yetmezmiş gibi Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Mine Özerden ve Osman Kavala hukukun en temel ilkeleri yok sayılarak siyasi intikam hesaplarıyla cezaevinde tutuluyor. Biliyoruz ki milyonların demokrasi, adalet ve özgürlük talebi ortadayken, farklılıklarımızla birlikte eşitçe ve özgürce yaşama irademizi Gezi Davası’nda verilen cezalarla sindirmek istiyorlar. Gezi sürüyor, direniş, mücadele ve umut devam ediyor. 1 Mayıs’ta Taksim’e yürümek isteyenler bugün 541 yıl hapis cezası ile yargılanıyorlar, bu durum hukukun ayaklar altına aldığının gerçeğidir” diye konuştu.
‘Verdiğimiz sözü unutmayacağız’
‘Taksim’in 1 Mayıs alanı olduğunu Gezinin 11’inci yılında bir kez daha haykırıyoruz’ diyen Karakurt, “Özel sektör öğretmenler insanca yaşanacak ücret ve çalışma koşulları için günlerdir nöbet tutuyor. Emekliler açlığa, yoksulluğa hayır demek için alanlarda yürüyor, asgari ücretliler insanlık onuruna yaraşır bir ücret için mücadele veriyor. Gezi direnişi sürüyor. Hayvanların uyutma adı altında katledilmesine karşı hayvanların yaşama hakkı için alanlarda haykırıyoruz. Doğanın talanına, doğal yaşam alanlarımızın yok edilmesine, kamusal alanların tasfiyesine, güvencesizliğe, geleceksizliğe, işsizliğe karşı her yaştan, her kimlikten, her inançtan, her meslekten milyonların; demokrasi, adalet, barış ve özgürlük mücadelesi büyüyor. Gezi eylemlerinin ilk gününden itibaren kadınlar kent merkezlerinde, caddelerde, sokaklarda, parklarda özgürce ve eşit bir biçimde var olmanın mücadelesini verdi, veriyor. Kadınları aileye, evlere mahkûm etmeye çalışan, kamusal alanları erkeklere ait kılan sisteme karşı çıktı. Hep birlikte yeniden ve yeniden umudu diriltecek, Gezi Davası’nda beraat kararlarını birlikte karşılayacak, şarkılarımızı söyleyecek ve el ele vererek yarınımızı inşa edeceğiz. Coşkumuzdan, kahkahalarımızdan, hayallerimizden, umudumuzdan rahatsız olanlara inat; emeğimize, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkacak, demokrasiyi, laikliği, barışı ve adaleti hayata geçireceğiz. Evet, Gezi’de verdiğimiz sözü unutmayacağız” diyerek konuşmasını tamamladı.