İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi, ‘Düktilite (esneklik) Her Şey Demek Değildir’ konulu seminer düzenledi. Uluslararası Deprem Mühendisliği Kuruluşları önceki Başkanı Prof. Dr. Polat Gülkan’ın konuşmacı olarak davet edildiği seminer İMO Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Yapıları konu edinen bir şartnamenin (yönetmelik, standart, kılavuz, esaslar dizisi, vb.) neye hizmet ettiğini açıklayan Prof. Dr. Polat Gülkan, “Resmi karakterde olan bu belgelerin hepsi toplumdaki bireylerin can, esenlik ve maddi kazanımlarının korunması için düzenleyici kurumların hayata geçirilmesi gereken asgari şartları tarif eder. Toplum düzeni açısından insanların kullanımında olan bütün yapıların tasarımı, imali, doğru kalitedeki malzemelerin kullanılmasıyla ortaya konulması, uygulanması, hizmetlerine sunulması, coğrafi bakımdan konumlandırılması ve bakımlarının sağlanması belirli esaslara göre yapılmak zorundadır. Yetkiyle donatılmış tüzel kişiler bu yükümlülüğü yerine getirirler” diye konuştu. 

‘Başlıca ilham kaynağı oldu’ 

Türkiye’de 1961'e gelinceye kadar şimdiki manada inşa edilmiş yapı sistemlerine deprem tesirlerine karşı koymak amacıyla uygulanacak tedbirleri gösteren herhangi bir standart veya yönetmeliğin mevcut olmadığını ifade eden Prof. Dr. Polat Gülkan şunları kaydetti: “İmar ve İskan Bakanlığı (1958), Afet İşleri Genel Müdürlüğü (1959) meydana getirildikten sonra mühendisçe hazırlanmış bir yönetmeliğine ihtiyaç duyuldu. Bu amaca yönelik olarak 1961 yılında ‘Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar’ için bir metin hazırlandı. Bugünün ölçülerine göre pek basit olan bu yönetmelikte esas taban kesme kuvveti katsayısı bina ağırlığının yüzde 6’sı olarak ifade edilmişti. Bu gelişmelerle eş zamanda (1959) meydana gelen bir başka gelişme ise ‘Structural Engineers Konuşar Association of California (SEAOC)’ tarafından görevlendirilen bir sismoloji komitesinin daha sonra adına kısaca ‘Mavi Kitap’ denilecek bir kılavuzu hazırlaması oldu. Bu metin sonraki yıllarda Türkiye'de ve başka birçok ülkede yürürlüğe girecek resmi belgelerin başlıca ilham kaynağı olmuştur. Komite bekleneceği gibi hazırladığı metni California şartlarını yansıtacak tarzda ifade etmiştir.” 

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: "İstanbul’da varılan anlaşmalara bağlıyız"
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: "İstanbul’da varılan anlaşmalara bağlıyız"
İçeriği Görüntüle

‘Tabiatın mesajı çok haşin olabiliyor’ 

“SEAOC şartnamesinin temel amacı daha genel bir şartname metninin içine bunun gereklerini yerine getiren bir yapı sisteminin deprem etkilerini başarıyla karşılaması için uyması gereken ilave şartları ifade etmektir. 1. Küçük depremlerde herhangi bir hasar ortaya çıkmamalı, 2. Orta şiddetteki depremlerde yapısal hasar meydana gelmeksizin bir miktar yapısal olmayan hasarla depremi geçirmesi, 3. (O tarihe kadar) California'da vukubulmuş en büyük depremlere benzeyen şiddetteki depremler sırasında çökmeden ayakta kalmasını sağlayacak özelliklere sahip olması. Bu sırada hem yapısal hem de yapısal olmayan hasar meydana gelecektir ve bunu kabul etmek şarttır. Bu hükümlerin kesin kıstaslara sahip olmadığına dikkat ediniz. Orta şiddetteki deprem nedir? Bir miktar hasar ne kadar hasardır? California'dan daha şiddetli deprem olamaz mı? Ne zaman kadar? 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ve Hatay’da peş peşe meydan sarsıntılarına kadar meydana gelen aşırı kuvvetli yer sarsıntılarına kadar. Bu depremler yer sarsıntısı tahmin denklemlerinin, deprem vuku bulma modellerinin ve hasar tahmin denklemlerinin pencereden dışarı atılmasına yol açtı. Tabiatın mesajı çok haşin olabiliyor. Sıradan binaların temellerine gelen yer hareketinin önceden pek etkileyici gibi duran denklemlerle ortaya konulması yerine dayanım ilkesini hayata geçirmek şarttır.” 

Örnek videoları paylaştı 

Depremle ilgili örnek videoları katılımcılara sunan Prof. Dr. Gülkan, videolara dikkatle bakıldığında Türkiye’deki binaların sahip olduğu genel davranış göstergelerinin hemen fark edildiğine değinerek, “Yatay yer değiştirmeleri engelleyecek herhangi bir mekanizmaya sahip olmayan, moment aktarma ilkesine göre çalışan kolonların eksenel aşırı yüklü olduğu, düktilitesi bulunmayan sistemler olduğu görülüyor. Bu Allah’ın takdiri mi, canilik boyutunda ihmal mi?” ifadelerini kullandı ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendi yayımladığı bir yönetmeliğin herkes tarafından layıkıyla anlaşılamayacağını baştan kabul edip onun uygulanmasına nezaret edecek ‘uzmanlara’ ilişkin esaslar yayımlayan bakanlık Çevre, Şehircilik ve (İklim Değişikliği) Bakanlığı. Ücret tarifesi var, para alanlara dönen herhangi bir mali sorumluluk yok. Ruhsat almak ile doçentlik sınavına girmek aynı mıdır? Kimsenin okumadığı dergilerde yayın yapmış olmak mühendislik hocalarını allame yapar mı? İhtilaf olursa nasıl uzlaşma yapılacak? Belirsiz çünkü tahkim mekanizması yok. Yeni eşi bulunmayan işkolu. Ruhsat verenlerin yetkileri nasıl tayin ediliyor? Bir bakanlığa atfedilen yetkiler YÖK'ün ötesine geçebilir mi? Meslek Odaları bu döngüde nerede yer alıyor?” 

Kaynak: ARZU YAVUZ