Sokak hayvanlarına yönelik çıkartılan yeni yasaya karşı hayvanseverlerin öfkesi dinmiyor. Yasayı protesto etmek isteyen hayvanseverler direnişi 205'inci gününde de Attalos Meydanı'nda bir araya gelerek basın açıklamasında bulundu. Yaşamdan Yana Veteriner Hekimler Platformu ve Hak Savunucuları adına basın açıklamasını okuyan Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi Üyesi Ferdane Göksen Uludüz, "Türkiye, sokakta yaşayan hayvanları korumak yerine öldürmeyi, hapsederek ölüme terk etmeyi yasal bir çözüm olarak sunan bir yönetmelikle daha karanlığa sürükleniyor. Gece yarısı Resmi Gazete’de yayımlanan 'Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği' ile AKP iktidarı, bir kez daha bilimden, vicdandan ve etik değerlerden ne kadar uzak olduğunu gözler önüne sermiştir. Bu yasa ve yönetmelik, hayvanların yaşam hakkını gasp eden, doğrudan katliamı yasallaştıran bir belgedir" diye konuştu.  

 

'Fatura yine hayvanlara kesiliyor'  

Bu yönetmeliğin, hayvanları korumak yerine, bir soykırımı başlatmayı hedeflediğini öne süren Ferdane Uludüz, şöyle konuştu: "Hayvanların yaşam alanlarından zorla toplanması, bakımevi adı altında ölüm kamplarına kapatılması ve nihayetinde ölüme terk edilmesi ve öldürülmesi, bu düzenlemenin temel hedefidir. Yıllardır olduğu gibi burada da, faturanın görevini yerine getirmeyenlere değil, hayvanlara kesilmeye çalışıldığını görüyoruz. 2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı kanun, yerel yönetimlerce yıllarca uygulanmadı. İlgili kurumlar, denetim yapmayarak görevlerini ihmal etti. Şimdi aynı kurumlar ve yetkililer, 'kanun işe yaramadı' bahanesiyle hayvanların topluca öldürülmesini meşrulaştırmaya çalışıyor. 20 yıldır uygulanmayan bir kanunun faturasını hayvanlara çıkarmak kabul edilemez. Bu ülkeyi yönetenler, yasa koyucular, muhalefet ve politikacılar, her kesimden yetkililer; kısırlaştırma, aşılama ve yerinde yaşatma modelini bilime aykırı şekilde reddedip, popülasyonu kontrol etmek yerine ölüm yasalarını devreye sokmuştur ve de uygulamaktadır." 

 

'Düşmanlığın resmi ilanı'  

"Amaçlarının popülasyon kontrolü olduğu yalanına kimse inanmıyor. Eğer gerçekten popülasyon kontrolü hedefleniyor olsaydı, ilk adım olarak hayvan üretimi ve ticareti yasaklanırdı. Ancak bu yasaklanmadığı gibi desteklemiyor. Hayvanları koruyormuş gibi yaparken, arka planda ticaret ve sömürü düzenini ayakta tutulup, bilim ve vicdan tamamen hiçe sayılmaktadır. Bu yönetmelik, iktidarın ve yasayı uygulayan her kesimden yöneticinin hayvan düşmanlığının resmi ilanıdır. Bu yönetmelikte yer alan 'yasaklı ırk' tanımı, bilimsel hiçbir temele dayanmamaktadır. Bu tanım hayvanları toplumdan soyutlamak ve toplumda yaratılan korku imparatorluğunu sürdürebilmek için söylenen yalanlardan biridir. Hiçbir canlı ırkına göre tehlikeli ilan edilemez.  Hiçbir veteriner hekim, kanunda yasaklı ırk olarak geçmesi bahane gösterilerek bir hayvanı öldüremez, bunu kabul etmiyoruz." 

 

'Veterinerler öldürmeye zorlanamaz'  

“Ateşli silahla öldürme gibi vahşet içeren ifadelerin yönetmeliğe girmesi, bu yönetimin zihniyetinin nasıl bir karanlıkta olduğunu gösteriyor. Bütün itirazlara, bilimsel gerçeklere ve etik değerlere rağmen komisyondan daha sonra alel acele genel meclis kurulundan geçirdikleri yasa ve yine bir gece yarası yayınladıkları yönetmelik ateşli silahla öldürme tanımı gibi hak ihlallerine neden olan onlarca ifade içermektedir.   Biz bunları asla kabul etmiyoruz ve mücadeleden vazgeçmiyoruz. Bu, hayvan hakları değil, bir katliam düzenlemesidir. Veteriner hekimler, mesleklerini icra ederken bilimi, meslek yeminlerini ve etik değerleri rehber alırlar. Ancak bu yönetmelikle veteriner hekimler, yasa kılıfına sokulmuş ölüm emirlerine alet edilmeye zorlanmaktadır. Bu açık bir meslek suikastıdır. Yetkililerin, veteriner hekimleri katliamın bir parçası yapma çabası asla kabul edilmeyecektir. Hiçbir veteriner hekim, bilime ve etik değerlere aykırı bir şekilde hayvanları öldürmeye zorlanamaz." 

 

AYM'ye çağrı 

Ümit Uysal: Gözlerim kamaştı
Ümit Uysal: Gözlerim kamaştı
İçeriği Görüntüle

"Bu yasa derhal iptal edilmelidir. Çözüm süreci alanında uzman veteriner hekimler, hayvan hakları alanında yıllardır mücadele veren sivil toplum kuruluşları ve bilim insanlarının rehberliğinde yürütülmelidir. Hayvan ticaretine son verilmeli, yuvalandırılma teşvik edilmeli, kısırlaştırma, aşılama ve yerinde yaşatma modeli eksiksiz uygulanmalıdır. Tüm canlılar, eşit hak ve özgürlüklere sahiptir. Bilimden, vicdandan ve etik değerlerden uzak bu katliam yasasına ve getirdiği düzenlemelere karşı boyun eğmeyeceğiz. Katliamın karşısında, yaşamın yanında olmaktan, mesleki etik ve deontolojiyi savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Biz yaşamdan yanayız ve bu katliam düzenine asla boyun eğmeyeceğiz." 

Kaynak: ARZU YAVUZ