MÜSİAD Antalya Şube Başkanı Yusuf Akgül, iş dünyasının içinden geçtiği zorlu süreci değerlendirerek, asgari ücret konusunda hem çalışanların hem de işverenlerin memnuniyetsiz olduğunu belirtti. Akgül, özellikle ekonomik dalgalanmalar ve yüksek enflasyonun alım gücünü düşürdüğünü, buna karşılık işverenlerin artan maliyetlerle mücadele ettiğini dile getirdi. Çalışanların maaşlarının hızla eridiğini ve işverenlerin de maliyet artışlarını fiyatlara yansıtmak zorunda kaldığını söyleyen Akgül, “Asgari ücretle personel çalıştıran işletmeler, çalışanlardan ‘Bize zam yapılmasın ama fiyatlara da zam gelmesin’ talebiyle karşı karşıya kalıyor. Ancak asgari ücret belirlenirken enflasyonist ortam göz ardı edilemez. Ücretlere zam yapıldığında otomatik olarak piyasada bir fiyat artışı başlıyor ve bu kısır döngü devam ediyor. Enflasyon kontrol altına alınmadan asgari ücret zamlarından kimsenin memnun olması mümkün değil. Öncelikle kontrolsüz zamların ve enflasyonun önüne geçilmeli, ardından alım gücü ve asgari ücret yeniden değerlendirilmelidir” dedi. Akgül, kamuoyunda asgari ücretle çalışan oranının yüzde 70 olduğu yönünde yanlış bir algı oluştuğunu belirterek, "Aslında deneyimli personel asgari ücretle çalışmıyor. Biz, asgari ücrete gelen zammı yalnızca en düşük maaşlı çalışanlara değil, işletmelerdeki tüm çalışanlara yansıtıyoruz. Bu da işverenin maliyetini katlıyor" ifadelerini kullandı. 

Apartmanda kurtarma operasyonu: Ölümden döndü
Apartmanda kurtarma operasyonu: Ölümden döndü
İçeriği Görüntüle

 

‘Ekonomik istikrarın sağlanması şart’ 
Dış ticaret ve ekonomi politikalarıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Akgül, döviz kurundaki baskının ihracatçıları zorladığını ve fiyat politikalarını revize etmek zorunda kaldıklarını ifade etti. İthalata yönelik cazip ortamın, yerli üreticiler açısından sıkıntı yarattığını belirten Akgül, kur dengesizliğinin piyasalarda belirsizlik oluşturduğunu vurguladı. Akgül, "Kur baskısı nedeniyle dış ticarette fiyatlarımızı sürekli olarak güncellemek zorunda kalıyoruz. Eğer döviz kuru şu an olduğundan daha yüksek bir seviyede olsaydı, ithalat maliyetleri artar ve üretim giderleri yükselirdi. Ancak mevcut durumda ihracatçı firmalar rekabet avantajlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya. Biz 2025 yılında ihracat odaklı büyümeyi sürdürmek istiyoruz ve bunun için ekonomik istikrarın sağlanması şart. Döviz kuru, enflasyon ve üretim maliyetleri dengelenmeden iş dünyasının sürdürülebilir bir büyüme yakalaması mümkün değil" dedi. İhracatı artırmaya yönelik çalışmaların devam ettiğini ifade eden Akgül, hükümetin iş dünyasına destekleyici politikalar sunmasının gerekliliğine dikkat çekerek, "Firmalarımızın rekabet gücünü koruyabilmesi için hem finansman erişiminin kolaylaştırılması hem de yatırım teşviklerinin artırılması büyük önem taşıyor" şeklinde konuştu. 

Kaynak: ESRA ALTUNKES