Antalya henüz yaz sıcaklarına tam anlamıyla kavuşmuş değil. Baharın ılık esintileriyle birlikte sokaklar ve sahiller yeni sezonun habercisi olan hareketlilikle dolmaya başlarken, geçmiş yılların tecrübeleri ise şehrin üzerinde bir endişe bulutu bırakmış durumda. Özellikle turistik bölgelerde her yıl yaz aylarında yükselen sesler ve geç saatlere kadar süren eğlence, kent halkını daha sezon başlamadan tedirgin etti. Geçtiğimiz yıllarda Konyaaltı, Kaleiçi ve Lara gibi bölgelerde sıkça karşılaşılan gece yarısı gürültüleri ve sahil partileri, birçok vatandaşın yaz aylarını huzursuz geçirmesine yol açmıştı. Şimdi ise yaz resmen başlamadan, aynı sorunların yeniden yaşanacağına dair endişeler yeniden gündeme taşındı. Yerleşik halk ve yazlıkçılar, pencere açamadıkları geceleri, çocuklarının uyuyamadığı saatleri ve dinlenemeden geçen yaz mevsimlerini hatırlıyor. Henüz belirgin bir sorunun başlamaması, geçmişin acı tecrübeleri nedeniyle kimsenin içini rahatlatmıyor. 

 

Mattia Ahmet Minguzzi cinayetinde şok eden yeni görüntüler ortaya çıktı
Mattia Ahmet Minguzzi cinayetinde şok eden yeni görüntüler ortaya çıktı
İçeriği Görüntüle

Antalya bir kez daha ikilemde 
Antalya, yaz aylarında hem yerli hem yabancı turistlerin akınına uğrayan, eğlence hayatıyla ünlü bir şehir. Özellikle sahil şeridinde kurulan beachclub’lar, restoranlar, barlar ve gece kulüpleri her yaz olduğu gibi bu yıl da şehrin nabzını tutmaya hazırlanıyor. Tatilcilerin önemli bir bölümü, eğlence için Antalya’yı tercih ediyor ve müzikli ortamları arıyor. Fakat bu eğlence anlayışı, kentin daimi sakinleri için aynı şekilde karşılanmıyor. Özellikle aileler, yaşlılar ve çocuklar için bu yüksek sesler zaman zaman bir eziyete dönüşebiliyor. Kaleiçi gibi tarihi bölgelerde oturanlar, gecenin bir yarısı camlarını kapatarak uyumaya çalışırken; Lara ve Konyaaltı gibi sahil bölgelerindekiler ise müziğin ve eğlence seslerinin yoğunluğundan dolayı huzursuzluk yaşıyor. Kentin farklı kesimlerinde yükselen sesler, yerel halk ile eğlence arayan turistler arasındaki bu denge sorununu her yaz biraz daha belirgin hale getiriyor. 

 

Gürültünün görünmeyen yüzü 
Gürültü yalnızca geçici bir rahatsızlık değil, uzmanlara göre çok daha derin ve uzun vadeli etkileri olan bir sorun. Özellikle gece saatlerinde maruz kalınan yüksek ses seviyeleri, insanların biyolojik ritmini bozuyor. Uykuya dalamama, sık uyanma, sabah yorgun kalkma gibi problemler zamanla kronikleşerek sağlığı tehdit ediyor. Psikologlar, sürekli gürültüye maruz kalan bireylerde stres seviyesinin yükseldiğini, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik problemlerin baş gösterebildiğini belirtiyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre gece 50 desibelin üzerindeki ses seviyeleri zararlı kabul ediliyor. Antalya gibi yaz aylarında kapı ve pencerelerin açık tutulduğu bir şehirde, dışarıdan gelen sesler bu sınırı sık sık aşabiliyor. Bu durum özellikle yaşlılar, bebekler ve kronik rahatsızlıkları olan bireyler için daha da tehlikeli hale geliyor. Bu nedenle, gürültü sadece eğlence değil, halk sağlığı açısından da dikkate alınması gereken ciddi bir mesele olarak öne çıkıyor. 

 

Henüz somut adım yok 
Gürültü endişesi bu kadar yüksek olmasına rağmen, şu ana kadar Antalya’daki yerel yönetimlerden ya da merkezi otoritelerden yaz sezonu öncesi alınmış somut bir önlem ya da duyuru bulunmuyor. Geçmiş yıllarda bazı bölgelerde gerçekleştirilen denetimler ve işletmelere yönelik uyarılar dışında, henüz resmi anlamda bir planlama kamuoyuyla paylaşılmadı. Özellikle Konyaaltı ve Kaleiçi gibi önceki yıllarda şikayetlerin yoğunlaştığı alanlar için yaz başlamadan önce alınacak tedbirler büyük önem taşıyor. Ancak şu aşamada belediyeler ve Bakanlık düzeyinde bu konu hakkında alınmış kesinleşmiş bir önlem olmaması, kent halkı açısından tedirginlik yaratıyor. Vatandaşlar, sorunun büyümeden önüne geçilmesi gerektiğini belirterek yetkililerden daha aktif bir yaklaşım bekliyor. “Sezon açıldığında iş işten geçiyor” diyen yerel halk, sürecin başında müdahale edilmesi gerektiği görüşünde birleşiyor. 

 

Sokak düğünlerine yasak 
Şu ana dek alınan en net karar, Antalya Valiliği’nin mart ayında duyurduğu sokak düğünleri yasağı oldu. Bu yasak kapsamında artık caddelerde, sokak aralarında ve parklarda düğün, kına ve benzeri etkinlikler yapılamayacak. Özellikle geçmiş yıllarda mahalle aralarında düzenlenen sokak düğünleri, geç saatlere kadar süren yüksek sesli müzikler ve havai fişek gösterileriyle ciddi şikayetlere neden olmuştu. Vali Hulusi Şahin, bu yasağın yalnızca kamu düzenini sağlamak için değil, aynı zamanda vatandaşların huzurunu korumak amacıyla alındığını belirtti. Buna göre artık tüm düğün organizasyonları ruhsatlı salonlarda veya izinli alanlarda yapılmak zorunda. Sokak düğünlerinin yasaklanması, yaz aylarında yaşanacak olası gürültü patlamalarını önleme yönünde alınmış en belirgin tedbir olarak öne çıkıyor. Ancak düğünler dışında sahil partileri ve eğlence mekanlarına yönelik bir kısıtlama henüz bulunmuyor. 

 

Denge şart 
Antalya, turizm gelirleriyle ayakta duran ve eğlence hayatıyla ünlü bir şehir. Ancak bu eğlence anlayışının sınır tanımaması, yerleşik halkın yaşam kalitesini her geçen yıl biraz daha düşürüyor. Tatilcilerin bir bölümü için gece geç saatlere kadar süren müzik ve partiler, tatilin vazgeçilmez bir parçası olabilir. Fakat Antalya’da yaşayanlar için bu, yaz aylarının huzursuz ve yorucu geçmesi anlamına geliyor. Yerel halkın tepkisi ise sadece rahatsızlığa değil, aynı zamanda yaşam haklarının ihlal edildiği hissine dayanıyor. Antalya’nın turizmle birlikte yaşam alanı olarak da sürdürülebilirliğini koruyabilmesi için eğlence ve sessizlik arasındaki dengenin iyi kurulması gerekiyor. Henüz alınmamış önlemler ve belirsizlikler ise yaz aylarının yaklaştığı şu günlerde kentte ciddi bir tartışma başlatmış durumda. Yetkililer ve işletmelerin bu hassas dengede nasıl adım atacağı, Antalya’nın yaz sezonundaki yüzünü belirleyecek. 

Kaynak: GÜRKAN BALCI