8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle düzenlenen yürüyüş, Antalya Kadın Platformu mensubu kadınların öncülüğünde, Aydın Kanza Pakı’ndan başlayarak Cumhuriyet Meydanı’na kadar devam etti. Meydanda gerçekleştirilen basın açıklamasında, Eğitim-Sen Antalya Şubesi Kadın Sekreteri Özlem Yavuz, “Kadın emeğini görünmez kılmaya, kadınları yoksullaştırmaya, güvensizleştirmeye ve yaşam hakkını elimizden almaya yönelik otoriter politikaları kabul etmiyoruz” ifadeleriyle eleştirilerini sıraladı. Yavuz, her 8 Mart’ın kadınların emek sömürüsüne, savaşlara, yoksulluğa, eşitsizliklere ve adaletsizliklere karşı seslerini duyurdukları bir gün olduğunu vurguladı. 

‘Birey olarak tanınmıyor’ 

Yavuz açıklamasında, devletin dayattığı tek tip aile anlayışını ve geleneksel cinsiyet rollerini eleştirerek, kadınların birey olarak tanınmadığını, emeğinin ve kimliğinin görünmez kılındığını belirtti. Geleneksel aile modelinin, bakım yükünü kadınların üzerine yıkması, iş ve aile yaşamı arasında uyum sağlanması adına sunulan güvencesiz çalışma koşullarına da tepki gösteren Yavuz, “Kadınların aileleri, evleri, sokakları ve iş yerlerinde güvende olması için İstanbul Sözleşmesi’ne dönülmesini ve uluslararası standartların hayata geçirilmesini istiyoruz” dedi. Eleştirilerin devamında, muhalefetin ve toplumsal eleştirinin sistematik olarak hedef alındığına dikkat çekildi. Seçilmiş belediye başkanlarının ve özgür basının susturulması, doğrudan atamalarla yerel yönetimlerin kayyumlara devredilmesi gibi uygulamaların, toplumsal mücadeleye karşı bir baskı aracı haline getirildiğini söyleyen Yavuz, meydanlara çıkan seslere karşı çıkılmasının, ifade özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik bir hamle olduğunu ifade etti. 

Kocagöz’ün yurt dışı yasağı kalktı
Kocagöz’ün yurt dışı yasağı kalktı
İçeriği Görüntüle

‘Acıyı derinleştiriyor’ 

Deprem sonrası yaşanan süreç de konuşulan konular arasındaydı. 6 Şubat depreminden hem fiziksel hem de ekonomik anlamda en çok etkilenen grubun kadınlar olduğu vurgulanan açıklamada, geçici barınaklarda kalan kadınların hijyen, güvenlik ve ekonomik sorunlarla mücadele ettiği belirtildi. Yavuz, “Bu sorunların kalıcı çözüme ulaşmaması, yaşanan acıyı daha da derinleştiriyor” sözleriyle eleştirilerini yineledi. Dünya genelinde her üç kadından birinin fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığına işaret eden açıklamada, Türkiye’de de kadın cinayetlerinin artışının endişeyle takip edildiği dile getirildi. Özellikle 2024 sonlarında Narin ve Muğla’da yaşanan Pınar Gültekin davası gibi olayların, mevcut politikaların kadına yönelik şiddetle mücadelede yetersiz kaldığını gözler önüne serdiği belirtildi.

Kaynak: ESRA ALTUNKES