Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği (TKDCD) tarafından düzenlenen 18. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği (TKDCD) Ulusal Kongresi, 21-24 Kasım 2024 tarihleri arasında Kayra Han Kongre Merkezi - Belek, Antalya’da gerçekleştirildi. Kongre, bu yıl 2000’i aşkın kalp ve damar cerrahı olmak üzere toplamda 3500 hekim, hemşire ve perfüzyonistin katılımıyla yapıldı. 105 bilimsel oturum, 55 kurs, 300’den fazla sözlü bildiri ve 200’den fazla poster bildiriyle gerçekleştirilen yoğun bilimsel program büyük ilgi gördü. Kongreye endüstriden 70'ten fazla firma katılım sağladı. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Levent Yılık, TKDCD’nin 36 yıllık bir dernek olduğunu ve bu yıl 18’incisi düzenlenen kongrenin en büyük katılımlı tıp kongresi olduğunu belirterek, "Kardiyovasküler hastalıkların tedavisinde cerrah ve kardiyolog iş birliği kritik önem taşır. Koroner arter hastalığı (KAH), kalp kapak hastalıkları veya kalp yetmezliği gibi karmaşık kalp rahatsızlıklarının yönetimi cerrahinin gündelik pratiğinin çok ötesine geçmiş ve bir standart haline gelmiştir. Çoğu insan bu tür ameliyatlardan kaçıyor. Ameliyattan kaçmak kolaydır ama hastayı doğru seçmek lazım. Stent koyulmadan hasta ameliyat ediliyorsa, o hastanın ömrünü kısaltırsınız. Tedavinin birden çok yolu vardır. Doğru tedavi için kalp ekibi çok önemli. Kaçak güreşmek ömrünüzü kısaltır. O nedenle doğru tedaviye ulaşmak önemli" diye konuştu. 

Hindistan Pakistan’daki askeri üslere yeni füze saldırıları gerçekleştirdi
Hindistan Pakistan’daki askeri üslere yeni füze saldırıları gerçekleştirdi
İçeriği Görüntüle

‘Potansiyelin ötesinde’

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Kervan, yapay zekanın (YZ) tıbbın artık her alanında kullanıldığını ifade ederek şunları kaydetti: 
"Kalp hastalıklarını teşhis ederken küçük belirtiler hayat ve ölüm arasındaki farkı belirleyebilir. Yapay zeka, bu ince ipuçlarını yakalamadaki üstün yeteneğiyle fark yaratıyor. Yapay zeka, doktorların yerini almak için değil, onların yetkinliklerini güçlendirmek amacıyla geliştirilmiştir. Yapay zeka araçlarını kullanan bir cerrah, bir pilotun otopilotla uçmasından farksızdır—bu, becerilerini azaltmaz, aksine artırır. YZ verileri analiz ederken ve içgörüler sunarken, doktorlar hasta bakımı ve karar alma süreçlerine daha fazla odaklanabilirler. Artık tüketen bir sağlık sisteminin değil, üreten bir sağlık sisteminin içinde olmak istiyoruz." 

‘Sessiz bir salgın’ 

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Murat Sargın da dünyada ve Türkiye'de en çok kadınların kalp ve damar hastalıklarından hayatını kaybettiğini dile getirerek şu ifadeleri kullandı: "Kardiyovasküler hastalıklar (KVH), yılda yaklaşık 17,9 milyon ölüme neden olarak dünya genelinde en büyük ölüm sebebi olmaya devam ediyor. Kadınlar, KVH’den orantısız şekilde etkilenmelerine rağmen bu durum çoğunlukla göz ardı ediliyor. Türkiye’de kadın ölümlerinin yüzde 40’ına yakını bu hastalık nedeniyle gerçekleşmektedir. Kadınlara özgü biyolojik ve sosyal faktörler, teşhis ve tedavi sürecinde zorluklara neden olmakta ve bu 'sessiz salgın' için acil müdahale stratejilerini zorunlu kılmaktadır. Kadınlarda kardiyovasküler hastalıklar, toplum farkındalığının artırılması ve kadınlara özgü sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması gereken ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Sağlık profesyonelleri, erken teşhis ve bireyselleştirilmiş tedavi planları ile bu 'sessiz salgın'ı kontrol altına alabilir. Daha sağlıklı bir gelecek için toplumun her kesiminin kadın kalp sağlığı konusunda bilinçlenmesi hayati önem taşımaktadır." 

‘COVID aşısı riskleri önlemede etkili’ 

Prof. Dr. Cevdet Uğur Koçoğulları, COVID-19 aşılarından kaynaklandığı düşünülen kardiyovasküler ölümlerin birçoğunun aslında kalp yetersizliğinden kaynaklandığını belirterek şu değerlendirmelerde bulundu: "COVID-19 pandemisi, yalnızca solunum yollarını değil, aynı zamanda kalp-damar sistemi üzerindeki uzun vadeli etkileriyle de dikkat çekiyor. Son çalışmalar, COVID-19 enfeksiyonu ve kardiyovasküler olaylar arasında önemli bir ilişki olduğunu ortaya koyarken, aşıların bu riskleri önlemedeki rolünü vurguluyor. COVID-19 geçiren bireylerde, enfeksiyon sonrası üç yıla kadar kalp krizi, felç ve erken ölüm riski iki katına çıkmaktadır. Bu risk, özellikle şiddetli enfeksiyon geçirenlerde daha belirgin hale gelmektedir. COVID-19’un kardiyovasküler sistem üzerindeki uzun vadeli riskleri dikkate alın. Aşılar, şiddetli COVID-19 enfeksiyonu gelişimini ve ilişkili kardiyovasküler komplikasyonları önlemede etkili bir araçtır. COVID-19 enfeksiyonu, kalp sağlığı üzerinde önemli riskler taşımaktadır. Aşılama, bu risklerin önlenmesinde güvenli ve etkili bir yöntemdir. Hem enfeksiyon riskini azaltmak hem de uzun vadeli kardiyovasküler sonuçlardan korunmak için aşılanma hayati önem taşımaktadır." 

‘Gençlerde giderek artıyor’ 

Prof. Dr. Orhan Gökalp, gençlerde kalp-damar hastalıklarının artış gösterdiğine dikkat çekti. Gökalp, "Kardiyovasküler hastalıklar (KVH), genellikle yaşlı bireylerle ilişkilendirilse de son yıllarda dünyada ve Türkiye'de genç nüfusu giderek daha fazla etkilemektedir. Yaşam tarzı değişiklikleri, obezite, sigara kullanımı ve fiziksel inaktivite bu artışın temel nedenleridir. Genç yaşta KVH gelişimini önlemek ve uzun vadeli sağlık etkilerini azaltmak için acil önlemler alınmalıdır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 20-40 yaş aralığındaki nüfus 26,27 milyon kişi olup, bu grup Türkiye nüfusunun yüzde 30'unu oluşturmaktadır. Gençlerde kardiyovasküler hastalıklar, artan oranda görülmekte ve bu durum toplumsal sağlığı tehdit etmektedir. Değiştirilebilir risk faktörlerine yönelik erken müdahaleler ve halk sağlığı politikaları, genç yaş grubundaki KVH prevalansını azaltabilir. Sağlık eğitimi, tarama programları ve yaşam tarzı değişiklikleri ile gençlerin kardiyovasküler sağlığı korunabilir" dedi.

Kaynak: ARZU YAVUZ