Antalya Attalos Meydanı’nda toplanan Direniş Çadırı Antalya Grubu, Filistin’deki insanlık dışı katliama dikkat çekmek amacıyla basın açıklamasında bulundu. Grup adına konuşan Özlem Beyhan, şu ifadeleri kullandı: “Kalbimiz, sözlerimiz, eylemlerimiz ve her şeyimiz, yok edilmek istenen Filistin ve Lübnan halkının yanında. Meydanları boş bırakmayacağız; katliamı her yerde ve her fırsatta haykırmaya devam edeceğiz. Ancak en önemli görevimiz, İsrail denilen işgal ve soykırım ordusunun damarlarını kurutmaktır. Biliyoruz ki bu haysiyetsiz katliamcılar, destek gördükleri yollar kapatıldığında, karşılarındaki mücadeleci ve muzaffer halkın gölgesinden dahi korkuyorlar. Bu onurlu ve izzetli halklar direnirken, onları besleyen damarlara müdahale etmeyen her toplum utanç duymalıdır.”
‘Sahte düzen aklımızla dalga geçiyor’
Bütün halkı, İsrail’e destek veren devletlere, özel şirketlere, sermaye sahiplerine ve üniversite yönetimlerine karşı direnişe çağıran Özlem Beyhan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bu direnişi kırmak için iktidarlar türlü yalan ve oyunlarla bizi sokaklardan uzaklaştırmaya çalışıyor. Ancak, inkar ettikleri hakikat güneş gibi açığa çıktığında pişman olacakları yerde, bunu ortaya çıkaranlara saldırarak gündem değiştirmeye çalışıyorlar. Her defasında meydanlardan haykırdık, yine haykırıyoruz: Tek gündemimiz, soykırımla yok edilmeye çalışılan bu izzetli halka destek vermek ve işgalci ile dostlarının planlarını boşa çıkarmaktır.
Sevgili halkımız, direnen şerefli Filistin halkı sadece İsrail’e karşı değil, aynı zamanda petrol sevkiyatı yapan, gemilerine limanlarını açan, çelik ve beton ihtiyacını karşılayan sahte bir düzene karşı da mücadele veriyor. Bu düzen her seferinde aklımızla dalga geçercesine gerçeği inkar ediyor. Savaşın ortasında bir yudum suya muhtaç bir halkın çelik tel satın aldığını söyleyenler var. Ticaret Bakanı, ticaret yasağı alınan mayıs ayından itibaren İsrail’le ihracat ve ithalat yapılmadığını iddia ediyor. Ancak bu açıklamaların yapıldığı sırada, İsrail’e silah taşıdığı gerekçesiyle dünyanın birçok ülkesince kabul edilmeyen bir gemi Türkiye limanlarında gözaltına alınıyor. Bu olayın ardından, para uğruna her türlü kirli planın parçası olabilecek gazeteci ya da aydın görünümlü bazı kişiler, bu fedakar gençleri ve eylemlerini kötülemeye başladı. Siz güneşin balçıkla sıvanacağını düşünmeye devam edin. Bizler, direnen Gazze halkı için gemileri, limanları ve emperyalist emelleri işgal etmeye devam edeceğiz.”
‘Halkın yumruğu kurnazlık yapmaz’
“İsrail ile ticareti yönünü veya aracısını değiştirerek devam ettirmek gibi sahtekarlıklara başvurabilirsiniz; fakat halkın ve hakikatin yumruğu kurnazlık yapmaz, hedefe odaklanır. Bugün, işgalci rejimin petrol ihtiyacının çok önemli bir kısmı Azerbaycan tarafından karşılanıyor. Anadolu toprakları, bu soykırımın aracısı haline getiriliyor. Buna karşı çıkmak bizim için bir şeref meselesidir. İktidar temsilcileri, kendi halklarıyla dalga geçmeye devam etsin. Katliamın ortağı olan gemiler Haydarpaşa, Ambarlı, Derince, İzmir ve Mersin limanlarına gelmeye devam ettikçe, bu affedilmez günahınızı ifşa etmeye devam edeceğiz. İsrail ile ticaretin kesildiği iddia edilen aydan itibaren, Filistin ile aynı oranda artan ticaret verileri gerçekleri yeterince gözler önüne seriyor. Gazze ve Lübnan halkı katledilirken, üç kuruş menfaati kazanç sayanlar, kendilerine ve yakınlarına sonu ateş olan bir gelecek vadettiklerini unutmasınlar.”
‘İki yüzlülerin maskesini düşüreceğiz’
“İsrail işgalini genişlettikçe genişletti; geriye bir Gazze kalmıştı. Gazze de bir yıldır yerle bir edildi. Katil sürülerinin son planı, Gazze’yi de Filistin’in diğer bölgeleri gibi küçük mahallelere hapsetmek. Gazze’nin kuzeyinde 470 bin insanın dünya ile tüm irtibatı kesildi. Dile kolay, 470 bin insan bir aydır açlık, susuzluk, ilaçsızlık ve insani ihtiyaçlardan mahrum bırakılarak ölüme terk edildi. Buradan herkese sesleniyoruz: Bu utanç günleri bittiğinde ne ile hatırlanacaksınız? Ağzıyla işgal ve soykırıma karşı çıkarken, eylemleriyle İsrail’i besleyenleri tarih unutmayacak. Atalarından miras kalmış helal toprakları işgal edilirken direnen Filistin halkı yerine, kanla beslenen bir orduya petrol sevk edenleri tarih unutmayacak. Bir yudum su için kilometrelerce yol yürümek zorunda kalan çocuklar varken, silah taşıyan gemilere limanlarını açanları tarih unutmayacak. Bebeklerinin cansız bedenlerine son kez bakan annelerin gözyaşını silmek yerine, işgalci bir toplumla ticareti kazanç sayanları tarih unutmayacak. Unutmayacağız, unutturmayacağız. İşgal ve soykırıma destek veren limanları işgal edeceğiz, tırların önünü kesmeye devam edeceğiz. İki yüzlülerin maskesini düşürmeyi şeref bileceğiz. Meydanları ev bilmeye devam edeceğiz ve işgalciyi, dostlarını, ticari ortaklarını affetmeyeceğiz. Muhakkak ki Allah da affetmeyecek.”
