Antalya Arkeoloji Müzesi’nin depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılmak istenmesine tepkiler çığ gibi büyüyor. Müze’nin kapatılmasının yankıları hali hazırda devam ederken Müze savunucuları ise her gün müze önünde nöbet tutuyor. Seyahat Acentaları Yöneticileri Derneği (SAYD) tarafından müze önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Derneğin Antalya Müzesi ile ilgili basın açıklamasını basın sözcüsü gazeteci Mehmet Selçuk Ada yaptı. Ada, Antalya Müzesi’nin yıkılarak kapatılmasını sayılar ile doğrulama mantığı güden karar vericilere karşılık turizmciler olarak farklı bir bakış açısı ile değerlendirerek, şöyle konuştu: “Antalya İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nün resmi verilerine göre; 2012 yılında Antalya müzesi 173.843, toplam turist sayımız ise 10 milyon 726 bin kişi olmuştur. Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un göreve başladığı tarihten sonrasına bakıldığı zaman ise; 2018 yılında Antalya müzesi 158.064, toplam turist sayımız ise 12 milyon 810 bin, 2024 yılında Antalya müzesi 175.970, toplam turist sayımız ise 16 milyon 606 bin olmuştur. Özetle 2012 ile 2024 arasında resmi verilere göre Antalya gelen turist sayısı yüzde 55 civarında artmışken müze girişi sadece yüzde 1 artmıştır. Lokasyon olarak şehir merkezinde bulunan, 30 bin metrekarelik bir alana yayılan, 14 sergi salonu, çocuk bölümü ve açık hava galerilerinin yanı sıra bahçesiyle de dikkat çeken ve 1988’de ‘Avrupa Konseyi Yılın Müzesi’ ödülünü alan bir müzenin kabahati olarak değerlendirilmesi abesle iştigaldir.”

Demre'de kavurucu sıcaklıklar sürüyor!
Demre'de kavurucu sıcaklıklar sürüyor!
İçeriği Görüntüle

‘Rakamları kabul etmiyoruz’

Mehmet Selçuk Ada, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bütçe konusunda sert tepki göstererek sözlerini şöyle sürdürdü: “GoTürkiye YouTube kanalına milyonlarca lira harcayan T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile TGA’nın Antalya Müzesinin tanıtımı için ne kadar bütçe ayırdığını da soruyoruz. İspanya, tanıtım için bizim dörtte bir bütçemizi kullanıp bizden çok daha fazla turist ağırlarken, ülkemizin bu kadar yüksek bütçelere rağmen Bakanlık ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA) tanıtım zaafiyetinin de kamuoyu tarafından tartışılması gerekmektedir. Sayın valimizin Ticaret odasındaki konu ile ilgili konuşmasında, rakamları Konyaaltı sahiline gelen ziyaretçi sayısı ile kıyaslandığını duyunca ne kadar yanlış yönlendirildiğini anlıyoruz. Günlük 150.000 bin kişi olarak yansıtılan Konyaaltı sahiline kıyasla küçümsenmeye çalışılan müze rakamlarını kabul etmek mümkün değildir. Eğer bu rakam baz alınacak ise 150.000 bin kişi x 30gün x 6ay (sezonun sadece 6 ay olduğunu varsaysak bile) Antalya ziyaretçisinin bu rakamlara göre 27 milyon olması gerekir! Bu sayıda turist hiçbir zaman Konyaaltı’nı bırakın Antalya’ya gelmemiştir. Sayın Valinin bu rakamları nereden aldığını merak ediyoruz, açıkladığı sayıların kaynağını tüm kamuoyu ile paylaşmasını bekliyoruz.”

‘Veriler gerçeği yansıtmıyor’

Antalya Müzesi’nin resmi ziyaretçi rakamlarının gerçeği yansıtmadığını açıklayan Ada, “Yaptığımız turizm öngörü ve acenta rakamlarına göre gerçek fiili rakamlar çok daha fazladır. Ancak bu resmi rakamlar nazara alınsa bile ciddi tanıtım ve özel sektörün imkanları kullanılan ve Antalya’nın en iyi turizm işletmeleri olarak kabul edilen Tahtalı Teleferik’in en yüksek ziyaretçi ağırladığı sene olan 2019 yılında ziyaretçi sayısı 350.000, Antalya Akvaryumun en yüksek ziyaretçi ağırladığı sene olan 2013 yılında ziyaretçi sayısı 710.000 kişi olmuştur. Alternatif turizm işletmesi olan bu tesislerde turizmin çok iyi gittiğinin söylendiği günümüzde, geçmiş yıllarda gerçekleştirilen ziyaretçi rakamlarına ulaşılamamıştır. Bu değerlendirmeye kıyasla bile müze giriş sayıları kötü olarak yorumlanamaz. Her sene Ekim ayında açıklanan ve bir sonraki yılın Mart ayından sonra geçerli Müze ve Ören yeri bilet fiyatları hiçbir değişikliğe uğramadan sene boyunca geçerliliğini korurken, Müze ve Ören yeri bilet satış ihalesini alan firmadan sonra bilet fiyatları turizm seyahat acentalarına bilgi verilmeden akşamdan sabaha yüzde 20 – yüzde 30 arttırılma yoluna gidilmiştir. Üstelik bu artışlar ‘Türk Lirası’ olarak değil ‘Euro’ olarak yapılmıştır. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının bundan önce senede bir kez, ihaleyi alan şirketten sonra da keyfi yapılan müze ve ören yeri giriş fiyatlarını değiştirme politikası ve her yıl fahiş fiyat artışı yapıyor olması müze ziyaretçi sayısını etkileyen diğer olumsuz unsurlardır” diye konuştu.

‘Turizm sadece konaklama değil’

Turizm Seyahat Acentalarının bu konuda yaşadığı sorunlara dikkat çeken gazeteci Mehmet Selçuk Ada şunları kaydetti: “Turizm Seyahat Acentaları yurt dışında fiyat vermiş oldukları partner acentalarına bu fiyatları yansıtamadıkları için birçok müze ve ören yerini tur programlarından çıkartmak zorunda kalmıştır. Turizm ve Turizm Seyahat Acentaları nezdinde değerlendirecek olursak ‘Antalya Arkeoloji Müze’miz üyelerimizin şehir turu’ diye tabir ettiğimiz günü birlik turun önemli bir noktasıdır. Konumu trafiğe engel olmadan otobüs ve araçların park problemsiz durabildiği ve mesafe olarak en merkezi nokta sayılabilecek Kaleiçi mevkiine çok yakındır. Turistler bireysel olarak da yerini benimsemiş ve ciddi misafir ağırlanmaktadır. Bu yüzden yer konusu tartışmasız bu noktada kalmalıdır. Uzun yıllardır turizm sektöründeki paydaşların dile getirdiği ‘deniz, kum, güneş’ üçlüsüne mahkum edilen Antalya turizmi bu alınan karar ile en önemli kültür ve sanat destinasyonlarından biri olan Antalya müzesinden 2 sene mahrum bırakılarak adeta ‘deniz, kum, güneş üçlüsünden başka turist istemiyor’ diye ilan edilmek istenmektedir. Turizm sadece konaklama değildir.”

‘Bu zulüm son bulmalıdır’

“Antalya şehri arkeoloji anlamında bu kadar zenginken bu zenginliğin kullanılmak istenmemesi çok manidardır. Meteoroloji ve Karayolları arazileri mevcut Antalya Müzesinin ek binaları haline getirilip depolarda bekletilen tarihi eserler bütün insanlığın bilgisine sunulması gerekiyorken, mevcut olan binayı 2 yıl kapatıp yeni bir bina yapmak hiçbir mantık ile bağdaşmamakta ve izaha muhtaç bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. Turizm çeşitliliği kapsamında Antalya’nın kültür turizminin etkilenmemesi için Müze yıkılmamalıdır. Turizm sürdürülebilirliği açısından bakıldığında bile açık kalıp, ziyaretçi almaya devam etmelidir. Ek binalar ile büyütülüp kayıtlı bütün eserlerin sergilenmesini sağlamak gerekmektedir. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir” dediği güzel Antalya’mıza yapılan zulüm bir noktada sonlanmalı ve o nokta burası olmalıdır.Tüm Türkiye’nin ve Antalya severlerin Antalya Müzesine sahip çıkması gerekmektedir.”

Muhabir: Arzu YAVUZ