NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Belçika’nın başkenti Brüksel’deki NATO Karargahı’nda yapılan NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın ardından basın toplantısı düzenledi. Rutte, NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nda güvenliğe yönelik mevcut tehditler ve bunlarla başa çıkma kapasitesi ve kararlılığının ele alındığını söyledi.

Geçtiğimiz ay NATO hava sahasını ihlal eden insansız hava araçları ve savaş uçaklarının NATO’nun caydırıcılık ve savunma duruşunu geliştirme yönünde bir ivme oluşturduğunu vurgulayan Rutte, "NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı’nın girişimiyle Baltık Denizi bölgesinde gözetimimizi artırdık ve savunma duruşumuzu güçlendirdik. Yakın zamanda başlattığımız Doğu Nöbeti (Eastern Sentry) girişimi de bize doğu kanadında güç ve esneklik kazandırdı" dedi.

"İnsansız hava aracı tehdidiyle nasıl daha etkin başa çıkabileceğimizi tartıştık"

Bugün ayrıca Lahey Zirvesi’nde verilen taahhütleri yerine getirmek amacıyla kapasite artırımı ve savunma yatırımlarını görüştüklerini ifade eden Rutte, "Ayrıca yeni tehditlerle, özellikle de insansız hava araçlarının (İHA) oluşturduğu tehditlerle nasıl daha etkin başa çıkabileceğimizi tartıştık. Bunun sonucunda NATO, İHA’lara karşı yeteneğimizi güçlendirecek, genişletecek ve hızlandıracak bir dizi yeni önlem uygulayacak" dedi.
Rutte, "Şu anda Doğu Nöbeti bağlamında hava tehditlerini tespit, izleme ve etkisiz hale getirme amaçlı entegre sistemleri test ediyoruz. Yenilikçilik ve uyum sağlama, bu ittifakın genlerinde var. Bu doğrultuda Ukrayna ile işbirliğimizi sürdürüp geliştireceğiz. Kendi yenilik süreçlerimizi hızlandıracağız. Özel sektörle işbirliğini derinleştireceğiz ve daha fazlasını yapacağız" dedi.

NATO’nun bir savunma ittifakı olduğunu ve öyle kalacağını vurgulayan Rutte, "Ancak şundan emin olun, bu savunma ittifakı, bir milyar insanımızın güvenliğini ve topraklarımızın korunmasını sağlamak için gereken her şeyi yapmaya hazır ve kararlıdır" ifadelerini kullandı.

NATO üyesi ülkelerin savunma bakanlarının savunma yatırımlarının arttığını, üretimin güçlendiğini ve Ukrayna’ya desteği yükseldiğini teyit ettiklerini söyleyen Rutte, "Askeri gücümüz, görevini yerine getirmek için gereken araç ve yetkilere sahiptir. Biz, misilleme tarzı eylemlere girmiyoruz ancak, kendi hakkımızı savunmak ve korumak için gerekli adımları atıyor, bizi sınamak isteyebilecekler için maliyetleri artırıyor ve muhtemel her düşmana karşı kararlılığımızın sarsılmaz olduğunu açık bir şekilde gösteriyoruz" dedi.

"Ukrayna’ya desteğimiz kesintisiz olarak devam edecek"

Ukrayna’ya desteklerinin devam edeceğini ve bugün Ukrayna Savunma Bakanı Denis Şmihal’ın NATO-Ukrayna Konseyi toplantısına katıldığını söyleyen Rutte, "Aynı şekilde AB Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas da bize katıldı. Bu öğleden sonra ayrıca, Ukrayna Savunma Temas Grubu toplantısı yapılacak" dedi.
Rutte, "Rusya, her gün ve gece Ukrayna’ya saldırmaya, halkını, sivil altyapısını ve özellikle enerji ağlarını hedef almaya devam ediyor. Kış yaklaşırken insanları ısınma, ışık ve sudan mahrum bırakıyor. Bu nedenle Ukrayna’ya desteğimiz hayati önem taşıyor ve kesintisiz olarak devam edecek" ifadelerini kullandı.

"AB ve NATO, birbirini tamamlıyor"

Basın toplantısında Avrupa Birliği’nin "İHA duvarı" girişimi ile NATO’nun doğu kanadındaki önlemlerinin bağlantısına ilişkin bir soruya Rutte, "Bu konu sıklıkla yanlış anlaşılıyor. Burada asla bir mükerrerlik yok. NATO ve AB, el ele, son derece yakın bir şekilde çalışıyor. Her taraf kendi güçlü yönlerinin farkında. Özetle, bir çakışma yok, tamamlayıcılık var" ifadelerini kullandı.
İHA’ların oluşturduğu güvenlik tehditlerinin daha çok iç güvenliği ilgilendiren bir konu olduğu ve NATO’nun bu hususta müttefiklerle nasıl bir işbirliği öngördüğü yönündeki bir soruya Rutte, "NATO’nun rolü, genel çabayı şemsiye bir yapı altında toplamak, yenilik, ölçeklendirme, tedarik ve süreçlerin hızlandırılması gibi alanlarda koordinasyonu sağlamaktır" dedi.
Bir İHA’nın sınır ötesinden mi geldiği yoksa ülkenin kendi hava sahasında mı ortaya çıktığı gibi tartışmaların uzun sürebileceğini ifade eden Rutte, "Bu tartışmaları zaten yürütüyoruz ve açıkçası Ukraynalılardan çok şey öğreniyoruz. Elbette bildiğimiz her şeyi ve alacağımız tüm kararları açıklamayacağız. Ama tüm bu konuların NATO içindeki tartışma ve koordinasyonun bir parçası olduğundan emin olabilirsiniz" dedi.

"Müttefiklerin yarıdan fazlası PURL girişimine katıldı"

Ukrayna’ya ne tür hava savunma sistemleri verilebileceği yönündeki soru üzerine Rutte, "Son üç buçuk yılda Ukrayna’ya hem ABD hem de Avrupa’dan birçok hava savunma sistemi teslim edildi. Şimdiye kadar yaptığımız şey, Ukrayna’nın savaşta güçlü kalmak için nelere ihtiyaç duyduğunu belirlemekti. Bu ihtiyaçların bir kısmını, örneğin Patriot sistemleri için önleyici füzeler gibi şeyleri yalnızca ABD sağlayabiliyor. Bu nedenle de PURL (Öncelikli Ukrayna İhtiyaçları Listesi) girişimi oluşturuldu" dedi.
PURL dahilinde finansmanı müttefikler tarafından sağlanan Amerikan silahlarının Ukrayna’ya tedarik edilebildiğini vurgulayan Rutte, "Başlangıçta bu programa altı müttefik katılmıştı. Hollanda, Almanya, Kanada, İsveç, Norveç ve Danimarka. Bugün ise 32 NATO müttefikinin yarıdan fazlasının, yani 16’dan fazla ülkenin bu girişime katıldığını söyleyebilirim. Bu, Ukrayna’ya hayati desteğin akışını güvence altına alıyor" dedi.

Rutte, İHA’lara karşı güvenlik önlemlerinin doğu kanadında olmayan ülkelere de koruma sağlayıp sağlamayacağı yönündeki bir soruya ise, "Evet, NATO’nun hava devriyesi sistemi hala aktif. Ancak şimdi Doğu Nöbeti girişimiyle birlikte doğu kanadının tamamında savunmamızı güçlendirme hedefimiz var. Bu, herhangi bir ihlale karşı caydırıcılığımızı artıran bir yapı" cevabını verdi.
Rutte, "Ayrıca Ukrayna’dan çok önemli dersler alıyoruz. Ukrayna, muhtemelen İHA ve anti-drone teknolojilerinde bir numaralı ülke konumunda. İki hafta önce Danimarka’da yaşanan olaylar konusunda da destek sağladılar" ifadelerini kullandı.

"Rusları gereğinden fazla ciddiye almayalım"

Rusya’nın hibrit saldırılarına karşı NATO’nun caydırıcılığından nasıl emin olabileceği yönünde bir soru üzerine Rutte, "Öncelikle bizim Rusya’dan 25 kat daha büyük olduğumuzu kabul etmek gerekiyor. NATO ekonomisi genel olarak 50 trilyon dolar civarındayken, Rusya’nınki 2 trilyon dolar. Yani Rusya, Texas eyaletinden bile geride. Hollanda ve Belçika ekonomilerinin birleşiminden daha büyük değil. Elbette nükleer kapasite söz konusu ve bu yüzden Hollanda ve Belçika ile kıyaslamak doğru olmaz. Ama yine de Rusya’nın yapabileceklerini abartmayalım" dedi.

Rutte, "Rusların savaş uçağı pilotları, bu uçakları yönlendirmedeki becerileriyle de meşhur sayılmazlar ve gemi kaptanları da, eğer deniz tabanında yaptıkları şeyleri göz önüne alırsak, demir indirmeyi bilmiyor" şeklinde konuştu.
Hava sahası ihlallerinin kasten yapılıp yapılmadığını değerlendirmenin genelde zor olduğunu vurgulayan Rutte, "Polonya’da olanlar ve Estonya’daki Mig-31 olaylarının kasten olup olmadığı tartışmalı olsa da bunlar her halükarda pervasızca ve kabul edilemezdi" dedi.

Rutte, "NATO gerektiği gibi tepki verdi. Neden? Çünkü bunu zaten 70-80 yıldır yapıyoruz. Sovyetler döneminden beri, Rusya döneminde de, Yeltsin döneminde, Putin döneminde, 2010 öncesi Putin döneminde ve daha sonra radikalleştikten sonra da böyle. Bunun için eğitimli ve hazırlıklıyız" dedi.
NATO’nun hava sahasında tehdit oluşturmayan bir uçağı düşürmeyeceğini söyleyen Rutte, "Fakat tehdit oluşturuyorsa, askeri personelimizin o uçağın artık tehdit olmamasını sağlamak için ihtiyaç duyduğu tüm yetkilere sahip olduğu konusunda sizi temin edebilirim. Bence bu önemli ve Ruslar da bunu biliyor. Askerlerimize güvenelim. En iyi donanıma sahipler ve çok iyi eğitimliler. Bunu 50-60-70 yıldır yapıyoruz ve bu konuyla nasıl ilgileneceğimizi biliyoruz. Rusları gereğinden fazla ciddiye almayalım" dedi.

Bu durumda niçin savunmaya niçin bu kadar fazla harcama yapıldığı sorusunun doğacağını ifade eden Rutte, "Çünkü eğer bir diktatör, Ukrayna’da bir milyon insanı feda etmeye razıysa, bunu yaparken de bu yıl sadece Donbass’ta çok küçük, yüzde biri bile bulmayan ya da yarım puan civarında toprak kazanımı elde ediyorsa, böyle biri NATO’ya karşı hareket ederse iyi hazırlanmış olmanız gerekir" dedi.

Rutte, "Bunun olup olmayacağın bilmiyorum ama olursa biz hazırlıklıyız. İşte bu çalışmaları bu yüzden yapıyoruz. Ayrıca, devlet bütçesinin yüzde 40’ını savunmaya harcıyor. Bu konuya ciddi yaklaşıyoruz" ifadelerini kullandı.

"Xi Jinping, Putin’i NATO’ya karşı hamleye zorlayabilir"

NATO’nun Avustralya ile işbirliğine ilişkin bir soruya cevabında Avro-Atlantik ve Hint-Pasifik bölgelerinin iki ayrı sahne olarak görülemeyeceğini vurgulayan Rutte, "Bu bölgeler birbirine bağlı. Kuzey Kore ve Çin, Rusya’nın savaş çabalarını destekliyor ve İran da aynı şekilde Rusya’nın savaşına destek veriyor. Bu konuda saf olamayız" dedi.

Rutte, "Eğer Çin, Tayvan’a karşı herhangi bir girişimde bulunursa, büyük ihtimalle Putin, (Çin Devlet Başkanı) Xi Jinping’in baskısıyla NATO’ya karşı hamleye zorlanacaktır. Bu yüzden hazırlıklı olmalıyız" diye konuştu.

"Trump olmadan asla bu sonuca ulaşamazdık"

KKTC Cumhuriyet Meclis’inde önemli bir adım
KKTC Cumhuriyet Meclis’inde önemli bir adım
İçeriği Görüntüle

ABD Başkanı Donald Trump’ın İspanya’ya yönelik eleştirilerine ilişkin bir soruya Rutte, "Başkan Trump, NATO Zirvesi’nin başarılı geçmesinde son derece önemli bir rol oynadı. Onun liderliği olmadan yüzde 5’lik savunma harcaması hedefi asla bu noktaya gelemezdi. Trump, olmadan bu sonuca ulaşabileceğimizi düşünen varsa, bana göre bu aşırı bir safdillik olurdu" cevabını verdi.

Lahey Zirvesi’nde 32 üye ülkenin tamamının tam mutabakatla NATO’nun hedeflerini onayladığını da ifade eden Rutte, İspanya’nın da bu kabiliyet hedeflerine katıldığını söyledi.

Kaynak: İHA