Akdeniz Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Koray Koç, depremle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Koç, Antalya’nın yerleşiminin yüzde 70’inin travertenler üzerinde olduğunu hatırlatarak, “Deprem olduğu anda Kundu, Konyaaltı, Kemer, Demre, Yamansaz tarafı kent merkezine göre risk taşımaktadır ve çok daha fazla zarar görecektir, bu nettir. Deprem anında bölgedeki binalar risk altındadır. Kent merkezi ise daha şanslı. Antalya için deprem çalışmaları çok yetersizdir daha fazla önlem alınmalı ve deprem master çalışmaları yapılmalıdır” dedi.
 
‘Dört tarafımız faylarla çevrili’
Antalya’daki deprem riskine değinen Koç, “Antalya’yı doğrudan etkileyen fay hatlarımız vardır. Fethiye, Burdur, Korkuteli, Kemer, Döşemealtı fay uzunluğu, Aksu olmak üzere dört tarafımız faylarla çevrilidir. Biz depremleri ikiye ayırıyoruz. Eski depremler ‘1900 öncesi ve 1900 sonrası’ olmak üzere 1900‘lü yıllardan sonra yapılan aletsel ölçümlerde büyük depremler tespit edilmedi. Antik kentlerdeki yazıtlara baktığımızda ve çevredeki fayları göz önünde bulundurarak  6’nın üzerinde bir deprem bekliyoruz. Bu da büyük depremdir, yıkıcı etkisi vardır. Bu yıkıcı deprem olmayacağı anlamına gelmiyor. Deprem anında en çok etkilenecek olan yerler fay hatlarına yakın yerlerdir. Bizler tabii ki depremle alakalı olarak bir tarih veremiyoruz. Türkiye’nin tamamı deprem bölgesi. Antalya ise çok karmaşık bir bölge. Türkiye’nin herhangi bir yerinin kurtarılmış bölge yani depremden etkilenmeyecekmiş gibi konuşulması doğru değil.  Aksu fay hattı, Fethiye, Burdur fay hattı önemlidir. Döşemealtı fay hattı ise, travertenlerin sınırındadır. Bu fayın aktifliği konusunda herhangi bir sonuç yok henüz. Şehrin genelinde bir zemin haritalama yapılabilir” diye konuştu.
 
‘Kent merkezine göre daha şanssız’
Antalya’nın olası bir depremde en tehlikeli noktalarını açıklayan Koç, “Genç alüminyumlar üzerinde olan Hurma bölgesi, Yamansaz bölgesi, Kundu bölgesi çok şanssız. Depremin büyütme etkisi çok fazla.  Kent merkezi ise travertenler üzerinde olduğu için biraz daha şanslı diyebilirim. Deprem şiddeti açısından bakıldığında Kaş, Demre, Finike, Kumluca gibi batı ilçeleri 1’inci derece kuşaktadır. Burada özellikle Kaş zemin açısından ana kaya üzerinde yerleşmiştir. Deprem anında eğer binalarda hata yoksa depremde en az zarar görecek yerlerdir. Demre’de deprem şiddetinin aynı olduğunu düşünürsek yerleşim yeri alüvyonları açısından zengin ve yeraltı suları yüksektir.  Bu nedenle Demre en fazla zarar görecek yerlerden biridir. Finike ve Kemer’de bu risk bölgesindedir. Boğaçay ve çevresi, Aksu ve Kundu bölgesi de şehir merkezinde yüksek riskli yerlerdir. Manavgat’ta yeraltı su seviyesinin yüksek olması ve zeminin kumlu olması riski arttırmaktadır” şeklinde konuştu.
 
‘Antalya depreme hazır değil’
Antalya’nın depreme hazır olmadığını ifade eden Koç, “Toplanma yerlerinde sıkıntılar var. Yeterli toplanma alanları yok. Ülkemiz aktif tektoniğinin ana unsurlarını Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı, Ege Graben Sistemi, Doğu Anadolu Sıkışma Bölgesi ve Helenik-Kıbrıs Yayı oluşturmaktadır. Antalya ve yakın çevresi de belirtilen bu büyük faylardan Helenik-Kıbrıs Fayının etki alanına girmektedir. Helenik-Kıbrıs yayı, Türkiye’nin güney kıyısı yakınlarında, Girit adasının güneyinden geçerek kuzeydoğu yönünde Rodos adasının güneyinden Fethiye Körfezi’ne doğru uzanır. Antalya ve çevresi, (1) Fethiye-Burdur Fay Zonu, (2) Helenik-Kıbrıs Fayının Plini ve Strabo hendekleri ile Antalya Körfezi’nde uzanan bölümü (3) Aksu Bindirmesi boyunca uzanan faylarda olan hasar yapıcı depremlerden etkilenmektedir. Depremler, genellikle Helenik-Kıbrıs Yayı’nın Plini ve Strabo hendekleri boyunca yoğunlaşmaktadır. Hasar yapıcı ve yıkıcı depremler bu faylar boyunca oluşmaktadır. Diğer yandan Antalya Körfezi içerisinde de yoğun mikro deprem etkinliği gözlenmektedir. Aksu Bindirme Fayı boyunca yüzlerce yıldır herhangi bir hasar yapıcı deprem meydana gelmemiştir. Tarihsel Dönem Depremleri Antalya ve civarında 1900 yılı öncesinde oluşmuş tarihsel depremlere ait veriler oldukça az sayıdadır” dedi. İstanbul için büyük bir deprem beklendiğini ifade eden Koray Koç, “Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde bu fay hattı farklı uzunluklarda kırılıyor. Bununla birlikte, birçok uzman Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Silivri açıklarından geçen fayda meydana gelen depremlerin, beklenen İstanbul depremini daha yakın bir tarihe çektiğini söylüyor. Kırılan fayın enerjiyi azaltmayıp arttırdığı yönünde iki tane görüş vardır. Yapılan çalışmalarda deprem tekrarlama peryodları tespit edildi 100 yılda, 200 yılda 400 yılda. bu yapılan çalışmalar sonucunda İstanbul’da bir deprem beklenmektedir. Bu deprem yarın da olabilir, 30 yıl sonra da 40 yıl sonra da olabilir” dedi.

Esra ALTUNKES
Kaynak: Haber Merkezi